Translate.vc / португальский → турецкий / Blu
Blu перевод на турецкий
209 параллельный перевод
Temos três pratos do dia hoje. Sopa de abacate com óleo auapui. Blu ventuna com aupui e sashimi.
Bugünün özelleri, pouilo çorbası... pouisiz ton balığı ve alapenio sashimi.
Chama-se BLU-250.
Buna BLU-250 deniyor.
Senhores e Senhoras, uma surpresa especial para os nossos amigos da Ásia. O Johnny Blu.
Bayanlar ve baylar, Asya'daki önemli bir dostumuz burada, Jonny Blu.
Blu ventuna com aupui e sashimi.
Awapuhili büyük ton balığı ve hint biberli sashimi.
Blu Mondae.
Blu Mondae.
Apenas coloquei Blu Mondae no lugar dela.
Sadece onun boşluğuna Blu Mondae'yi koydum.
Blu Mondae? Sim.
Blue Monday?
Sem'e'no final de'Blue', e com um'e'no lugar de'y'em'Monday.'
Evet. Blu nun sonunda "e" yok Mondae'nin sonunda "y" yerine bir tane var.
Está claro que a Blu Mondae precisa diminuir a sua carga.
Açıkça görülüyor ki Blu Mondae nin yükünün hafifletilmesi gerekiyor.
Arthur soube que fui ao strip-club, sobre a Blu e eu e passou-se.
Arthur striptiz klübüne gittiğimi öğrendi. Blu ve beni de, ve delirdi.
O nome Blu Mondae não combinava mais comigo desde que arrumei os peitos.
Yani, Blu Mondae ismi göğüslerimi yaptırdıktan sonra artık ben gibi hissettirmiyor.
A não ser que o nome da doente seja Blu Mondae, pois nesse caso a cirurgia grátis vem a seguir ao orgasmo.
Ta ki, tabi ki, hastanın adı Blu Mondae olana kadar. Yani devamında orgazm getiren bir bedava ameliyat.
Há lá uma TV plana, som surround e uma data de Blu-Rays de Anime.
Düz ekran bir televizyon var, ses sistemi, ve Blu-Ray animesi.
Sabes, em algumas culturas primitivas, quando um miúdo chega à puberdade, eles amarram-o a uma pedra grande e atiram-no ao oceano.
Bilirsin, bazı ilkel kültürlerde oğlan blu çağına geldiğinde, ayağına kaya bağlayıp onu okyanusa atarlar.
Tenho Blu-rays e iPods para entregar em San Jose.
San Jose'ye doğru giden Blu-Ray ve ipodlar var.
... Blu Rain.
... Blu Rain.
- O seu primeiro nome é Blu?
İsmin Blu mu?
- És tu, Blu?
- Blu, sen misin?
Se se lembrarem da recente polémica, em que Hollywood se dividiu entre estúdios que apoiavam o Blu-ray e outros que apoiavam o HD-DVD, as pessoas pensavam que venceria a melhor taxa de pixels ou de refrescamento, que eram iguais.
Hollywood'un ikiye bölündüğü şu yaygarayı hatırlıyor musun? Hani bazı stüdyolar Blu-ray Disk'i diğerleri HD DVD'yi destekliyordu. İnsanlar sonunda piksel sayısı veya yenilenme hızı kazanacak sandı ama ikisi de aynıydı.
Mas a PlayStation 3 da Sony tem Blu-ray...
Sony'nin ürettiği PlayStation 3'lerin hepsinde Blu-ray var.
Ofereceram-me um disco Blu-ray e um jarro de "hummus."
Bana bir Blu-ray disk ve bir kavanoz humus teklif ettiler.
Sim. Tu, eu, os episódios em Blu-Ray e uma televisão plasma novinha em folha.
Sen, ben, Blu-Ray DVD seti... ve yeni bir plazma.
Eu sei, não é Blue-ray, mesmo assim, acho que deverias vê-lo.
Bunun blu-ray olmadığını biliyorum, ama görmek isteyeceğini düşünüyorum.
- Levas 2 DVDs e um Blu-ray.
İki DVD ve bir Blu-ray'iniz var.
- Um Blue-quê?
- Blu-ne?
A oferta é 3 filmes para 3 dias mas não se aplica ao Blu-ray.
Teklif 3 ün için 3 film, Ama Blu-ray için böyle değil.
- A fealdade dele é fascinante, principalmente em Blu-ray.
- Çirkinliği acayip bir şekilde büyüleyici. Hele ki Blu-Ray'de.
O "Behind The Green Door" está disponível em Blu-ray.
Behind the Green Door'un blu-ray'i çıkmış.
Há três anos... a Força Aérea largou uma bomba BLU-82 num bairro argentino que estavas a tentar evacuar.
Üç yıl önce hava kuvvetleri senin tahliye etmeye çalıştığın Arjantin bölgesine bir daisy cutter * bombası attı.
Onde ligas o nosso leitor Blue-Ray?
Blu-ray oynatıcını nereye takıyorsun?
Qual é a fonte, Blu-ray ou satélite?
Peki, alıcın ne, Blu-ray mi, çanak anten mi?
- Blu, és tu?
Blu, sen misin?
Uma vez conseguiu pôr a nossa professora de Moral a chorar só com um adesivo.
Bir seferinde Din Kültürü hocamızı sırf * Blu-Tack kullanarak ağlatmıştı.
O que quer que fosse era valioso, porque o assassino não levou o plasma nem o reprodutor de Blu-ray.
Her neyse değerliymiş. Çünkü katil plazma tv ve blue-ray oynatıcıyı es geçmiş.
Este é o meu nono disco da trilogia do Senhor dos Anéis em Blu-ray.
Burada dokuz diskli, Lord of The Rings üçlemesi, Blu-Ray setini görüyorsunuz.
Ouviu-me dizer Blu-ray, não ouviu? Ouvi.
Blu-Ray dediğimi duydunuz değil mi?
Quando compras uma coisa nova, um leitor de BluRay, um computador, uma máquina fotográfica, lês as instruções antes de estreares?
Bir ürün aldığınızda Blu-Ray oynatıcı, bilgisayar ya da kamera üstündeki kullanım talimatını okur musun?
Se precisares de blu-ray ou qualquer coisa.
Blu-ray, ve saire, neye ihtiyacın varsa...
Em DVD ou Blu-Ray?
DVD mi, Blu-Ray mi?
♪ Eu quero um blu-ray do mágico de Oz. ♪
♪ The Wiz'in Blu-Rayini istiyorum ♪
Esse é o controle remoto do Blu-Ray.
Blu-Ray'ın uzaktan kumandası bu.
Tyler Blu Gunderson!
Tyler Blu Gunderson!
VAGA DO BLU
BLU İÇİN AYRILMIŞ PARK YERİ
Sim, mãe, eu adoraria ir aí, mas quem vai ficar com o Blu?
Evet anne, gitmek isterim tabii ama Blu ile kim ilgilenecek?
Traduzido por :
Sezon 4 Bölüm 2 Blu Mondae
- Blu Mondae?
Blue Monday?
- Puseste os gatos lá fora, Blu?
- Ne? - Ben...
Isto lê Blu-Ray.
Bu şey Blu Ray oynatıyormuş.
-... é Blu Rain.
... Blu Rain.
- O seu nome próprio é Blu?
Adın Blu mu?
Bom dia, Blu.
Günaydın, Blu.