Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Calder

Calder перевод на турецкий

368 параллельный перевод
- O nome dele é Mark Calder.
- Adı, Mark Calder.
- Chamo-me Calder.
- Adım Calder.
Matt Calder.
Matt Calder.
O que tem aqui, Calder?
Burada ne yapıyorsun, Calder?
Calder, quanto tempo acha que levamos daqui até Council City?
Calder, sence buradan Council City'e gitmek ne kadar zamanımızı alır?
Calder, tenho de ir registar a concessão a Council City.
Calder, Council City'de altın madenim var.
Não está aí, Calder.
Orada değil, Calder.
Vou ficar com a arma, Calder, e levo o cavalo emprestado.
Tüfeği alıyorum, Calder ve atını da ödünç alacağım.
Não posso, tenho pressa.
Bunu yapamam, Calder.
Calder.
Adım, Calder.
- Tens a faca, Calder.
- Bıçak sende, Calder.
Espero que o rio não te mate, Calder.
Umarım bu nehir seni öldürmez, Calder.
Matt Calder.
Matt Calder!
- Com o Calder?
- Calder'la mı?
Talvez não, general. O Calder pode ter recuperado o controlo.
Belki de Calder gemiyi kontrol edebilmiştir general.
Se vierem comigo, levo-os ao Coronel Calder.
Benimle gelin, sizi Albay Calder'e götüreyim.
O Coronel Calder.
Albay Calder.
O Coronel Calder acabou de regressar de uma expedição a Vénus.
Albay Calder Venüs'e yapılan keşif gezisinden yeni döndü.
À excepção do Coronel Calder, toda a tripulação faleceu.
Albay Calder hariç bütün mürettebat zayi oldu.
Peço-vos que escolham três jornalistas para irem ao zoo com o Coronel Calder.
Albay Calder'le birlikte hayvanat bahçesine gitmek için üç kişi seçmenizi istiyorum.
Sou o Coronel Calder, passe-me ao General Mclntosh.
Ben Albay Calder, bana General Mclntosh'u bulun.
- Daqui Calder.
- Ben Calder.
Prontinho. "C-A. Callaghan, Calder."
İşte burada, "C. A. Callaghan, Calder..."
Calder.
Calder.
Leroy, o Xerife Calder não se lembra disso.
Leroy, Serif Calder bunu hiç hatırlamaz.
- Calder?
- Calder?
Onde está o Calder?
Calder nerede?
- Deve-me isso, Calder.
- Bunu bana borçlusun, Calder.
É o Calder.
Calder.
O Calder quer falar contigo.
Calder seni görmek istiyor.
- Esteja à vontade, Calder.
- Her zaman bekleriz, Calder.
Calder, por que não fica por cá e nos ajuda a protegê-lo?
Calder, sen de kalıp onu korumamıza yardım etsene.
"Calder, dá uma prenda a ti próprio e dá um soco ao Damon Fuller."
"Calder, kendine bir hediye ver, Damon Fuller'ı benzet." derim.
Calder!
Hey, Calder!
O Calder disse que ele vem para casa.
Calder, buraya doğru geldiğini söyledi.
Estava a dar um passeio, Mr. Calder.
Yürüyüşe çıkmıştım Bay Calder.
Os impostos desta cidade pagam-lhe o ordenado para proteger este local.
Vergilerimizden, şehri koru diye sana maaş veriliyor Calder.
Vou dizer ao Calder que vamos ter 5000 na segunda de manhã.
Calder'a pazartesi sabahına kadar 5 bin dolar bulacağımızı söylerim.
Vamos, Calder.
Haydi, Calder.
O Lester só veio cá para me ver, Calder.
Lester beni görmeye gelmiş, Calder.
Calder, onde está o Bubber?
Calder, Bubber nerede?
O Calder é um assassino!
Calder bir katil!
Tanto quanto consigo perceber, está um preto na prisão que sabe onde está o Bubber Reeves, porque a Anna veio e o Calder diz que tem uma hora para encontrar o Bubber.
Anlayabildiğim kadarıyla, hapiste Bubber Reeves'in yerini bilen zenci bir adam var, çünkü Anna buraya geldi ve Calder ona Bubber'ı bulmak için bir saat verdi.
Vá lá, Calder.
Kalk, Calder.
Maldito seja, Calder!
Canın cehenneme, Calder!
Calder?
Calder?
O Calder precisa de si.
Calder'ın sana ihtiyacı var.
- Calder, por favor.
- Calder, lütfen.
Houve um sobrevivente :
Sadece bir kişi kurtuldu, yanımda oturan Albay Calder.
o Coronel Calder, sentado ao meu lado, o comandante da expedição.
Keşif gezisinin komutanı.
- Tome um copo connosco, Calder.
- Bizimle bir içki iç, Calder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]