Translate.vc / португальский → турецкий / Chamberlain
Chamberlain перевод на турецкий
366 параллельный перевод
Acabou de começar na BBC Two, a semifinal do episódio três dos Diários de Kierkegaard,... com Richard Chamberlain, Peggy Mount e Billy Bremner.
BBC 2'de az önce üçüncü bölümün yarı finali başlayan Kierkegaard'ın Güncesi var. Başrollerde Richard Chamberlain, Peggy Mount ve Billy Bremner oynuyor.
Em Munique, em Setembro de 1938, Chamberlain, pela Grã-Bretanha, Mussolini de Itália e Daladier de França assinaram, com Hitler, o tratado que retirava a região dos Sudetas à Checoslováquia, deixando-a incompleta e abandonada.
1938 Eylül'ünde, Britanya adına Chamberlain İtalya adına Mussolini, ve Fransa adına Daladier'in imza attığı Münih antlaşmasıyla, Sudet bölgesi Almanya'ya bağlandı.
O londrino normal não queria saber de Winston Churchill como homem ou como político, mas como o homem que substituiu o Chamberlain. Ele era um líder, sem dúvida que era.
Ortalama bir Londralı Churchill'in bir insan ya da politikacı olarak geçmişine bakmıyor, onu Chamberlin'in yerini dolduran bir lider olarak görüyordu.
Domingo, 3 de Setembro. O primeiro-ministro britânico, Neville Chamberlain, comunica :
3 Eylül Pazar günü, Britanya başbakanı Neville Chamberlain haber bültenlerindeydi.
Chamberlain levou o caso muito a sério e a mulher dele apareceu com um cesto enorme, com coisas para a noite.
Chamberlain durumu çok ciddiye almıştı. Derken ; eşi erzak dolu elinde koca bir sepet, bir termos, ve okumak için birşeylerle çıkageldi.
"Winston voltou", soube a Marinha, em 3 de Setembro. Chamberlain estava relutante em convocar o seu maior rival político, com fama de aventureiro militar.
Başbakan Chamberlain, savaş konusunda oldukça nam sahibi olan en ciddi politik rakibini göreve çağırmakta gönülsüzdü.
Chamberlain inquietava-se com a vida dos noruegueses inocentes e com a opinião pública americana.
Chamberlain, Norveç ahalisi hakkında endişeleniyor, ve Amerikan görüşünün etkisinde kalıyordu.
Ele pensava que a Alemanha estava morrendo de fome e se não estivesse, estaria devido à economia de guerra.
Chamberlain'e göre, Almanya açlığın pençesindeydi. Öyle olmasa dahi gerekli hamlelerle ekonomik bir çıkmaza sürüklenebilir ve açlığın pençesine düşürülebilirdi.
É por isso que a campanha na Noruega foi aceitável para Chamberlain, pois manteve a guerra à distância e manteve afastada a ideia de um grande confronto, de uma repetição das batalhas de Passchendaele ou do Soma.
Chamberlain'in Norveç operasyonunu kabullenmesinin gerçek sebebi de belki de buydu. Savaşı Britanya'dan uzak tutmak. Böylece, Passchendaele veya Somme meydan savaşları gibi geniş cephe savaşları belki de yaşanmayacaktı.
Alguns dias antes, sem pensar na Noruega,
Birkaç gün öncesinde, Chamberlain ;
Chamberlain declarara que Hitler perdera o barco.
Hitler'in artık barış trenini kaçırdığını deklare etmişti.
Depois, Lloyd George fez o discurso mais devastador que o ouvi proferir, e terminou, dizendo a Chamberlain :
Ardından, Lloyd George kürsüye çıktı ve bugüne kadar ondan hiç işitmediğim kadar sert bir konuşma yaptı. Konuşmasında Chamberlain'e şöyle seslenmişti :
Olhei para Chamberlain, parece que o estou vendo, pálido.
Chamberlain'in beti benzi atmıştı.
Chamberlain foi para o quarto pensando se seria possível continuar.
Ardından Chamberlain makam odasına geçti. Olup bitenlere inanamıyordu.
Durante os dias 9 e 10 de Maio, houve grandes dúvidas quanto ao sucessor de Chamberlain.
9 ve 10 Mayıs'ta kimin Chamberlain'in halefi olacağı noktasında bir kuşku havası vardı.
O Partido Trabalhista deixou claro que, se houvesse uma coligação, que naquela altura todos julgavam necessário, eles recusariam Chamberlain.
İşçi partisi yayınladığı deklarasyonla, olası bir koalisyon hükümetinde asla Chamberlain ile çalışılmayacağını beyan etti.
Halifax era o sucessor mais óbvio, o homem de confiança de Chamberlain.
Lord Halifax, başbakan Chamberlain'in güvenilir bir çalışma arkadaşı ve aynı zamanda da halefiydi.
Lembro-me de Churchill me dizer que o momento crítico chegou quando Chamberlain lhe pediu a ele e a Halifax que fossem ao Cabinet.
Chamberlain, Halifax ve kendisine kabinede görev teklifinde bulunduğunda ; Churchill bana artık en kritik anlara girildiğini söylemişti.
E lá foram os três. Halifax estava sentado ao lado de Chamberlain, que se virou para Churchill e disse :
Üçünün bir araya geldiği o gün ; Chamberlain'in hemen yanında oturan Halifax Churchill'e şu soruyu sormuş :
"Não vejo razão alguma", Chamberlain se voltaria para Halifax e diria : "Nesse caso, se o rei pedir a minha opinião, sugiro você."
Chamberlain Lordlar kamarası üyesi Halifax'dan yana tavır koyabilir ve "Kral benim fikrimi soracak olursa ; ben de bu durumda Halifax'ı önerebilirim." diyebilir.
Enquanto os aliados se preparavam para a batalha, Chamberlain foi ao Palácio resignar e aconselhou o rei a convidar Churchill.
Müttefik kuvvetlerinin artık sıcak çatışmaya girmeye hazırlandığı o anlarda Chamberlain Kral'a halefi olarak Churchill'i gösteriyordu.
Srta. Chamberlain, não gostaria de a ter que pôr na prisão... mas este homem admite ter estado com o White e parece que você está envolvida nisto também.
Bayan Chamberlain, sizi hapse atmak istemiyorum bu adam White ile birlikte olduğunu kabul ediyor ve görünüşe göre siz de bu işte onunla birliktesiniz.
Absolutamente legal. - E tu és o Wilt Chamberlain.
Tamamen kanuna uygun ve sen de Wilt Chamberlain'sin.
Ele ainda não está morto, Lord Chamberlain.
Henüz ölmedi Baş Mabeyinci.
Sim, Lord Chamberlain, é tempo de escolher um imperador.
Ah evet, Baş Mabeyinci, yeni bir imparator seçme zamanı.
Chamberlain, espera. Para.
- Mabeyinci, hayır.
Chamberlain!
Mabeyinci!
Dá o primeiro golpe, Chamberlain.
İlk vuruşu sen yap, Mabeyinci!
Bom golpe, Lord Chamberlain.
İyi darbeydi, Baş Mabeyinci!
Bravo, Chamberlain!
Baş Mabeyinci!
O Chamberlain está banido.
Mabeyincinin girişi yasaklandı.
Chamberlain, sai daqui.
Mabeyinci. Mabeyinci, çık.
Quanto ao Chamberlain choramingas, devolvam-lhe as suas vestes.
İnildeyen Mabeyinciye gelince, giysilerini geri verin.
Em Londres, o governo de Chamberlain cai.
Londra'da, Chamberlain hükümeti düştü.
Tony Barnes, Roy Chamberlain...
ÇEVRE SAĞLIĞI SORUMLUSU - EVSİZLERDEN SORUMLULAR - ENFORMASYON YETKİLİSİ
Não é uma boa idéia, é como uma traição.
Bu, Nazi'lere Neville Chamberlain'i vermek gibi bir şey.
Terá conseguido chegar de Chamberlain a Harlow?
Ta Chamberlain'den Harlow'a kadar gelmiş olabilir mi?
Ninguém melhor que Reed, West, Chamberian, Baylor.
Hiçbiri, Reed, West, Chamberlain ve Baylor'dan daha iyi oynamadı.
O nosso pastor, Michael, e mulher dele, Lindy estão diante de vocês com os seus dois filhos, Aidan e Reagan e a sua nova filhinha e irmãzinha Azaria Chantelle Loren Chamberlain que nos entregas-Te, Senhor e estamos aqui hoje para Te dedicar a sua vida.
Papazımız Michael ve eşi Lindy bugün önünüzde, oğulları Aidan ve Reagan ile küçük kızları ve bebek kız kardeşleri Azaria Chantel Loren Chamberlain ile birlikte duruyor.
Sra. Chamberlain?
Bayan Chamberlain?
Lamento, Sra. Chamberlain, mas não temos novidades.
Üzgünüm Bayan Chamberlain. Korkarım henüz bir haber yok.
Sr. Chamberlain?
Bay Chamberlain.
É o Sr. Chamberlain?
- Bu siz misiniz Bay Chamberlain? Tamam. - Konuşun.
Obrigado. Sr. Chamberlain, quando quiser...
Bay Chamberlain, hazır olduğunuzda.
Os pais, Michael e Lindy Chamberlain, adventistas dizem ter aceite a morte do bebé como tratando-se da vontade de Deus.
Ebeveynler Michael ve Lindy Chamberlain, Yedinci Gün Adventistleri bebeğin ölümünün Tanrı'nın isteği olduğunu kabul ettiklerini söylediler.
- Sra. Chamberlain?
Bayan Chamberlain?
Michael Chamberlain, pastor, de Mt. Isa a sua esposa Lindy devem chegar hoje a casa.
Mount Isa'nın Yedinci Gün Adventist papazı Michael Chamberlain ve eşi Lindy'nin bugün geç saatlerde evlerine varmaları bekleniyor.
Os Chamberlain estavam num acampamento...
Chamberlain'lar Ayers Kayası'nda tatildeydiler...
Concordo convosco, Lorde Chanceler interino.
Sana katılıyorum, sahte Lord Chamberlain.
Olá, Sra. Chamberlain...
Merhaba Bayan Chamberlain.
Bom dia, Sra. Chamberlain.
Günaydın Bayan Chamberlain.