Translate.vc / португальский → турецкий / Colossus
Colossus перевод на турецкий
43 параллельный перевод
Dr. Colossus, Steve Austin.
Dr. Colossus, Steve Austin.
Era um amador, comparado com o Dr. Colossus.
Doktor Colossus'la karşılaştırıldığında o bir amatördü.
Muito bem, Colossus, está livre.
Tamam, Colossus gitmekte özgürsün.
Não há problema, Colossus.
Tamam, Colossus.
Senhoras e senhores, apresento-lhes Colossus!
Bayanlar, baylar, karşınızda Azamet!
Spider, Billy, quero os dois no Colossus.
Spider, Billy, ikiniz Colossus'a gelin.
Hawkins, tu e o Schmidt ficam no Colossus.
Hawkins, sen ve Schmidt Colossus'tasınız.
O Val Templeton está a cavalo em Central Valley como um Colosso actual.
Val Templeton Merkez Vadi'de modern bir Colossus gibi dikiliyor.
Dava-me jeito ter mais alguém na Colossus.
Dönmedolapta bir adama daha ihtiyacım var.
Dois bilhetes para andar na Colossus, a maior roda gigante Ferris de qualquer circuito a oeste de Pecos.
İki bedava bilet Pecos'un batısındaki en büyük ve en iyi gezgin dönme dolaba binmek için.
A Colossus caiu.
Dönmedolap çöktğünde.
Eh, Colossus, bom arremesso!
Hey, Colossus. İyi atış.
Não querias casar no Colossus, não queres casar na Zoominator. Não querias na Maldição do Faraó.
Colossus'ta evlenmezsin, Zoominator'da evlenmezsin, Pharaoh's Curse'de de evlenmezsin.
Até agora, já dei cabo de doze Colossus.
Şu ana kadar 12 dev öldürdüm.
Shadows of the Colossus.
Devlerin Gölgeleri
Estivemos a jogar Shadows of the Colossus, ou lá o que era.
Bir oyun oynadık Devlerin Gölgeleri gibi bir şey.
Oiço um Colossus...
Devleri duyuyorum.
Colossus!
Dev!
- Os Colossus terão outros poderes.
- Her birinin gücü farklı.
Shadows of the Colossus.
"Devlerin Gölgeleri."
Quando acabar, pensei que podíamos fazer o nível nove do Colossus.
İşim bitince Colossus'un 9. bölümünü oynarız dedim.
Quando contei aos meus colegas do museu que você tinha descoberto o Colossus, ficaram entusiasmadíssimos.
Müzedeki meslektaşlarıma Kolosus'u bulduğunu söylediğimde çok heyecanlandılar.
O que se passa com o Colossus?
Colossus'ın neyi var böyle?
Somos os dois cérebros de tecnologia em Dakota e estamos a levar no coiro pelo Colossus.
Dakota'lardaki en büyük iki tekno-beyiniz ve robotlar canımıza okuyor.
Eu sou o Colosso, o Colosso de Nairobi!
Ben de Colossus'um! Nairobi Colossus'u.
- Colosso! Problemas!
Colossus, bir sorunumuz var!
Colosso.
Colossus...
Err... é Colosso quando estamos só os 2 ou só quando há outras pessoas por perto?
Tek başınızayken de size Colossus mu demeliyim yoksa sadece diğerleri de yanınızdayken mi? Kapa çeneni!
Pensa em como o Colosso vai ficar zangado se não o apanharmos.
Kaçmasına izin verirsek Colossus canımıza okur.
Colosso de Nairobi porque me abandonaste?
Nairobi Colossus'u! Beni niye terk ediyorsun?
Vai-nos entregar o Colosso com tudo incluído e como a cereja no topo com um sorriso, se não se importa.
Colossus'u da, anahtarı da teslim etmek zorunda kalacak! Biz de buna güleceğiz!
Colosso, cá vamos nós!
Colossus! Geliyorum!
O túmulo do Colossus.
Colossus'ın kabri.
Ergue-te, Colossus.
Uyan, Colossus.
Vai, Colossus.
Yürü, Colossus.
Colossus?
Colossus?
- Colapso, linha um e dois e três...
İlgileniyorum. Colossus birinci hat, ikinci ve üçüncü hat...
Um dos meus jogos favoritos é o "Shadow Of The Colossus", era só para PlayStation 2, mas lançaram uma nova versão para PS3, com melhores gráficos.
Sacrer İyi seyirler dilerim. En sevdiğim oyunlardan birinin adı Shadow of the Colossus ve sadece PlayStation 2'ye çıkmıştı ama daha sonra grafikleri daha iyi olan bir PS3 versiyonu çıkardılar.
O Colossus tira o dedo daquele botão, e todo este edifício se torna numa pilha de pedras e corpos.
Dev, o düğmeden elini çekerse bütün bina ceset ve moloz yığınına döner.
Os homens que viraram a outra máquina, a Colossus, mandou-os embora.
büyük başarı, çarkı döndüren adamları işinden etti.
É como um colosso a ganhar vida.
Colossus ete kemiğe bürünmüş sanki.
Espera, Colossus.
Bekle Colossus!
Colossus, não tenho tempo para estas tretas bem-comportadas!
Dinle Colossus, şu anda doğrucu Davut X-Men zırvalarına ayıracak vaktim yok!