Translate.vc / португальский → турецкий / Comprá
Comprá перевод на турецкий
5,710 параллельный перевод
Várias semanas atrás, uma oferta confidencial foi feita para comprá-la.
Birkaç hafta önce gizli bir teklif aldık.
Os chineses sentiram-se insultados pela ideia de que podíamos comprá-los.
Çin onları satın alabileceğimiz düşüncesine bile alındı.
- Podes comprá-lo na Internet.
- İnternetten alabilirsin.
A primeira coisa que fiz quando me mudei para aqui, mesmo antes de encontrar um sítio para ficar, foi comprá-la.
Buraya taşındığımda ev bile bulmadan önce ilk işim onu almak oldu.
- Estava a pensar em comprá-la por $ 1,500.
Ben daha çok 1,500'e kadar düşünüyordum.
Não as queremos por uma noite. Queremos comprá-las.
Onları bu gecelik değil, sadece almak istiyoruz.
Bom, eu não desejo comprá-lo.
Ben de satın almaya niyet etmemiştim zaten.
Venham comprá-las.
Gelin ve sahte kapılarımızı alın.
Temos que comprá-los.
- Onları satın almalıyız.
A loja do Stuart está óptima e ele é muito mais simpático do que tu e se ainda tiveres a banda desenhada gostaria de comprá-la, imediatamente!
Stuart'ın dükkanı da gayet iyi ve o senden çok daha iyi bir insan ve o sayı hâlâ duruyorsa hemen almak istiyorum!
Pensava que se tivesses uma lista de compras, eu poderia ir comprá-las para ti.
Alışveriş listesi yaparsan, gidip manavdan alırım diye düşündüm.
"Parabéns pela sua compra de uma bola de futebol FootMaster."
"Tebrikler FootMaster-marka futbol topu satın aldınız."
Como pode ver, tem os contratos de compra e venda e a alocação aos fiduciários.
Bunu şirketin satın alma sözleşmesiyle karşılaştırabilirim.
Diz que compra as coisas por 20 euros, mas não é verdade, paga metade disso, e dá-nos a porcaria que tem, é por isso que as coisas estão mal nas ruas.
Yarısını ödüyor ve bir şey kazanamıyoruz. Bu yüzden başarısızlıkla satıyoruz.
Ele compra merda com o nosso dinheiro e prejudica-nos o negócio.
- Malları çok kötü satıyor.
O dinheiro não compra bom gosto.
Tanrı biliyor ya, dünya üstündeki tüm para senin olsa bile iyi bir zevk satın alınılmıyor.
Compra uma caixa, procura um campo de tiro.
Bir kutu mermi al. Bir hedef bul.
Ordens de compra para entrega em Pasadena do Sul estão prontas na doca 8.
Satın alma siparişleri Güney Pasadena teslimat için Dock'ta Sekiz hazırdır.
Não se compra isso numa loja de material de construção.
Home Depot'tan alacağın türde bir patlayıcı değil bu.
Ele marcou uma compra com o Ganz amanhã, às 14h.
Yarın öğlen 2.00'de Ganz'la bir alışveriş ayarlayacak.
Que o Julian alugou o Dirty Burger para ir até Montreal e também anda a ver se compra arcas frigoríficas usadas.
Julian'ın Montreal'e gitmek için Dirty Burger arabasını kiraladığını söyledi. İkinci el derin dondurucu aradığını söyledi bir de.
Tu estás no meio de uma oferta de compra hostil.
Şirketi yönetimin isteği olmadan, ortaklar yoluyla dışarıdan satın alacaklar.
Ele compra-me chocolates todos os dias.
- Her yıl bana çikolata alır, o.
Compra um cadeado, mete-o numa meia e rebenta com a cabra. Não.
Bir kilit al, çorabın içine koyup bir güzel döv kaşarı.
Para além das notícias da tua adorável compra online, há mais alguma razão para a tua visita?
Ee, şirin online alışverişinin haberinden başka ziyaretinin başka bir sebebi var mı?
Talvez, mas tal como um comerciante não colocaria produtos que ninguém compra nas prateleiras, não contratarei um cirurgião com quem nenhum paciente queira ser operado.
- Olabilir. Fakat nasıl ki bir bakkal kimsenin almayacağı ürünü raflarına koymaz ben de hiçbir hastanın ameliyatını yapmasını istemediği birini işe almam.
Há quanto tempo compra inteligência de dentro da Cartesian?
Ne kadar zamandır Cartesian şirketinden bilgi satın alıyorsunuz?
O meu cliente tratou da primeira compra.
İlk satışı müvekkilim ayarladı.
Eu e os meus sócios resolvemos comprá-la, vendemos o equipamento médico que ainda tinha valor. Como se estivessem a fazer uma colheita.
Ürün kaldırmak gibi.
Um grande júri tenta acusá-lo, ele compra o resultado.
Büyük jüri onu hapse atmaya çalışıyordu, onları satın almaya çalıştı.
Quem é que compra revistas eróticas e juvenis?
Kim hem ergen dergileri hem de müstehcen dergiler okur?
"Ordens de Compra".
Buradan anlayabildiğim kadarıyla bir şeye sahip olmaya çalışıyor. "Sipariş Formları." Ne satın alıyordu ki?
A agência recebeu uma informação credível que Ashear reunira-se com um ex-agente da KGB para compra de informação.
Ajanlığa gelen istihbarata göre bu Ashear, eski bir Sovyet ajanıyla bilgi satmak için görüşmüş.
Compra o produto e fica com o dinheiro das suas vendas.
Ürünü satın alıyorsun, satışından kazandığın da sana kalıyor.
E, por falar nisso, devíamos ver antecedentes para a compra de vodka.
Biz bunları konuşurken, arka planda votka içinde kontroller koyabiliriz.
Na semana passada, ele fez uma compra online.
Geçen hafta ufak bir online alışveriş yapmış görünüyor.
Quando é que ele fez a compra?
- Satın alma işlemi ne zaman yapıImış? - 1 saat kadar önce.
Quando alguém vai ao McDonald's e compra um Big Mac por 4 dólares, os restantes 7 dólares de custos são impostos à sociedade.
Yani birileri gittiğinde Bir McDonald içine Ve Big Macfor 4 $ alıyor Maliyetlerinin başka 7 $ var o toplumun empoze ediyor.
Leva-me a um bom restaurante, compra-me uma garrafa de vinho.
Beni restorana götürür, bir sise sarap alir...
Com um dia para se prepararem, e metade dele gasto na compra de idênticos fatos-de-treino, a equipa americana embarca numa série de exercícios não tradicionais ao ritmo da música.
Hazırlanmak için eldeki tek bir günün yarısını uygun üniformaları satın almakla geçiren Amerika takımı, müzik eşliğinde ve kendi yöntemleriyle antrenmanlara devam etti.
Quando se compra uma árvore de Natal compra-se sexo.
Noel ağacı satın alan birisi seks satın alıyor demektir.
Porque o dinheiro, e tudo o que compra, pode sempre ser levado por nós.
Çünkü paranı ve onun satın alabileceklerini yanına alıp götürebilirsin.
Compra apenas o suficiente para manter as miúdas felizes.
Kızları mutlu etmeye yetecek kadar al yeter.
Compra produtos de beleza a granel, e não vendem Shalimar no Megamart.
Güzellik malzemelerini toptancıdan alırmış. Yerel alışveriş merkezlerinde Shalimar satmadıklarına eminim.
Isso não se compra ao virar da esquina!
Bunu eczaneden filan alamazsın yani.
Compra um bilhete de cinema, escapa-se...
Sinema bileti almak, ortadan kaybolmak...
Os Crowe querem o preço de compra mais juros.
Crowelar satış bedelini geri istiyor, artı faiz.
Está bem, mas isto compra o teu tempo e o teu silêncio.
Ama karşılığında hem vaktini verecek hem de sessiz kalacaksın.
Procura formulários relacionados com a compra de uma pick-up Ford, nos últimos 10 anos.
Bağlantıdaki 83-100 arasındaki bölgede son 10 yıldaki Ford kamyonet alım satımı.
A minha primeira compra como presidente do "Pied Piper".
Pied Piper'ın CEO'su olarak yaptığım ilk resmi harcama.
Fiz uma compra.
Alım gerçekleştirdim.