Translate.vc / португальский → турецкий / Cry
Cry перевод на турецкий
138 параллельный перевод
O olho negro da Susan chora
Black-eyed Susans cry
'Detesta ver-me chorar...'
'She hates to see me cry...'
Quando penso nas coisas que fizemos, apetece-me chorar
When l think of things we did it makes me wanna cry
" You'll make your poor poor sister cry
" Zavallı, zavallı kız kardeşini ağlatacaksın
Gritando o grito de guerra e da liberdade
- ¶ Shouting the battle cry of freedom ¶
Com o grito de guerra da liberdade.
- ¶ Shouting the battle cry of freedom ¶
- O Cry Bastion?
- Kale Burcu mu oynayacağız?
Cry Bastion.
Kaleyi aldım.
É como aquela senhora alcoólica no I'll Cry Tomorrow.
"Yarın Ağlayacağım" daki alkolik kadın gibiydi.
I've seen a lot of grown men cry
* Ağlayan çok yetişkin adam gördüm *
And try not to cry
* Ve ağlamamaya çalış *
Ele foi convocado pelo Marechal Saint-Cyr, em Paris.
Paris'te ki Mareşal St. Cry'a refakat etmek için çağrıldı.
Don't make me cry...
* Beni ağlatma... *
And when we climb up to the top The cry is "Victory!"
Tırmandık mı en yükseğe Haykırırlar "Zafer" diye!
Chamam-me Cry-Baby.
Bana Sulu Göz derler.
A Allison é a minha namorada, portanto afasta-te dela, Cry-Baby.
Allison benim kız arkadaşım. Ondan uzak dur Sulu Göz.
Talvez o Cry-Baby saiba cantar.
Belki de Sulu Göz şarkı söyleyebiliyordur.
Acho que o Cry-Baby tem uma namorada.
Sulu Göz'ün bir sevgilisi oldu galiba.
Vi o Cry-Baby e a Allison sentados numa árvore,
Sulu Göz ile Allison bir ağaca tünemiş...
Hatchet-Face, achas que o Cry-Baby anda com desejos pela garina?
Hey, Cellat Suratlı, sence Sulu Göz o piliç için yanıp tutuşuyor mu?
O Cry-Baby não gosta de Squares.
Sulu Göz Burjuvalardan hazzetmez.
- Cry-Baby, queres pinga?
- Sulu Göz, arpa suyu ister misin?
- Olá, Cry-Baby.
- Merhaba Sulu Göz.
Mas, Cry-Baby, preciso de um parceiro para ir ao Jukebox Jamboree hoje à noite.
Ama Sulu Göz, bu geceki Müzik Kutusu Cümbüşü için kavalyeye ihtiyacım var.
Eu deixo, Cry-Baby.
Hemen veriyorum Sulu Göz.
Cry-Baby.
Sulu Göz.
Foi preciso roubar muitos tampões para isto, Cry-Baby.
Bir sürü çalıntı jant satmamız gerekti Sulu Göz.
O Cry-Baby Walker.
Sulu Göz Walker.
Tenho o direito de ouvir o Cry-Baby cantar.
Sulu Göz'ü dinlemeye hakkım var.
Estas são as raparigas do Cry-Baby.
Bunlar Sulu Göz çetesinin kızları.
A primeira coisa que uma rapariga Cry-Baby aprende é que o nosso peito é uma arma.
Sulu Göz çetesi kızının öğrendiği ilk şey : İkizlerimiz, silahımızdır.
Vou apresentar-vos o Cry-Baby Combo,
İzninizle, Sulu Göz Grubu'nu size takdim edeyim...
E agora, o mais mauzão de todos, o homem que vieram cá ver, o grande arrasa-corações, a lágrima terrível, senhoras e senhores, o meu neto, Cry-Baby!
Şimdi de karşınızda, çetenin en asi çocuğu... görmek için geldiğiniz adam... en büyük ağlak... müthiş gözyaşı kralı... bayanlar baylar, torunum Sulu Göz!
Cry-Baby, eles estão ambos mortos.
Sulu Göz, ikisi de öldü.
Cry-Baby, os teus dedos mexem-se tão bem.
Sulu Göz, parmakların harikalar yaratıyor.
- O que se passa, Cry-Baby?
- Bir şey mi oldu Sulu Göz?
Porquê, Cry-Baby?
Neden Sulu Göz?
Uma única lágrima salgada... é tudo o que alguma vez terão deste Cry-Baby.
Tek bir tuzlu göz yaşı damlası... Sulu Göz'den alabilecekleri tek şey bu olacak.
Mas, Cry-Baby, quem é aquela rapariga?
Ama Sulu Göz, o kız kim?
Wade Walker, mais conhecido por Cry-Baby, um triste nome para um jovem.
Wade Walker, namı diğer Sulu Göz... bir delikanlı için ne üzücü ve aptalca bir isim.
Mas não o senhor, Cry-Baby Walker.
Ama seni değil Sulu Göz Walker.
Sabem que o Cry-Baby é órfão.
Sulu Göz'ün öksüz ve yetim olduğunu biliyorsunuz.
Cry-Baby Walker anunciou o noivado com a leviana, membro do "gang", Lenora Frigid, futura mãe do seu filho.
Sulu Göz Walker, çocuğunu taşıyan, şırfıntı Lenora Frigid diye bilinen... çete üyelerinden biriyle nişanlı olduğunu açıkladı.
Sabem que o Cry-Baby é órfão.
Sulu Göz öksüz ve yetim.
Há sarilhos, Cry-Baby, sarilhos dos grandes.
Başın dertte Sulu Göz, hem de büyük dertte.
Cry-Baby Walker, espero que sejas feliz com a Lenora.
Sulu Göz Walker, umarım Lenora'yla mutlu olursun.
Eu canto melhor do que o Cry-Baby Walker, a qualquer altura.
Ne zaman olsa, Sulu Göz Walker'dan daha iyi... şarkı söyleyebilirim.
Ouve, Cry-baby, é a tua única oportunidade.
Sulu Göz, bak! Bu senin tek şansın dostum.
Cry-Baby, onde estás?
Sulu Göz, neredesin?
- Cry-Baby!
- Sulu Göz!
O Cry-Baby precisa de ti.
Sulu Göz'ün sana ihtiyacı var.