Translate.vc / португальский → турецкий / Disci
Disci перевод на турецкий
731 параллельный перевод
Começaste o editorial sobre os dentistas?
O dişçi yazısına başladın mı?
Um dentista itinerante tratou-o e eu rezei uma oração, mas depois disso, não restou mais espírito santo no teu pai.
Seyahat yapan bir dişçi onu tedavi etti ve dua etti, ama baban o günden sonra kutsal ruhu kaybetti.
- É dentista?
- Dişçi misin?
Sou o melhor dentista desta cidade... e só há duas formas de ser o melhor dentista de uma cidade.
Evlat, ben kasabanın en iyi dişçisiyim. En iyi dişçi olmanın iki yolu var.
Ser o único dentista.
Kasabadaki tek dişçi olmak.
DENTISTA LÁ EM CIMA
DİŞÇİ ÜST KATTA
Conheço um bom dentista. Não preciso de um dentista.
- Çok iyi bir dişçi biliyorum.
Foi o mesmo com o dentista na semana passada.
Geçen hafta da aynısı dişçi için olmuştu.
O dentista disse-me quanto era, esta tarde.
Dişçi ne tutacağını söyledi bugün.
Ela tem de arranjar os dentes e o dentista disse que ia ser 300 dólares.
Dişlerini yaptıracak da. Dişçi, 300 dolar tutar, demiş.
Sim, já vos disse, para o dentista.
Evet, söyledim ya, dişçi için.
Se soubesse, quando lá estava, no que se tornaria, eu...
Dişçi koltuğunda otururken... böyle biri olacağını bilseydim...
Morava no rés-do-chão.
Bir dişçi vardı.
Não é verdade...
Dişçi doğru değil.
Sim, pelo dentista.
Evet, dişçi!
Não, não vou à mútua. Visitava-me já um dentista amigo de meu pai. por que?
Hayır, fabrikanınkine gitmedim, babamın bir arkadaşı dişçi de!
Porque é muito bom.
- Çünkü, iyi bir dişçi!
- Hoje não teve trépano? - Não!
- Bugün dişçi yok mu?
que usa o trépano.
- Dişçi.
Sei a quem você chama dentista. você crie que...?
- Ya da dişçi dediğiniz kişi.
É bom, esse Dr. Kruger?
Kruger iyi bir dişçi midir?
- Ela não pode entrar aqui. A cadeira de dentista estava pregada no chão.
Burada dişçi koltuğu varmış.
O nosso dentista daqui é um carniceiro.
Buradaki dişçi tam bir kasap.
Odeio dentistas, e odeio-o tanto que não direi...
Dinle beni, dişçi. Dişçileri hiç sevmem. Ama karının yanında senden ne kadar nefret ettiğimi söylemek istemiyorum.
É o dentista trafulha!
- Salak dişçi de burada. - Evet.
É o dentista?
Demek dişçi sensin?
É dentista.
Dişçi.
Um óptimo dentista, na Quinta Avenida.
Beşinci Caddede çalışan iyi bir dişçi.
Com mulher e três filhos.
Karısı ve üç çocuğu olan bir dişçi.
O Dentista Bailarino, todas as noites no Copa com uma rapariga diferente.
Her gece Copa Cabana'da başka bir kızla dans eden dişçi değil.
Não é um dentista maravilhoso?
Ne muhteşem bir dişçi değil mi?
Durante anos, estas mãos só pegaram nos seus instrumentos... e na sua agenda.
Bu eller yıllarca sadece dişçi aletlerini ve... randevu defterini tuttu.
Ouça, dentista, pare de iludir a rapariga.
Bak dişçi bey, kızı kandırmayı bırak.
Gostaria de sentá-lo na minha cadeira cinco minutos.
Beş dakika benim dişçi koltuğuma otursan görürsün gününü.
- de ver a encantadora Menina Dickinson.
- dişçi korkumu unutturdu.
O Dentista.
"Dişçi."
Estás sempre a falar dos teus problemas com aquele dentista.
Hep sen konuşuyorsun ve durmadan o dişçi bozuntusuyla olan sorunlarını anlatıyorsun.
Um dentista?
Dişçi falan mısın?
- Capitão Waldowski, o dentista.
- Yüzbaşı Waldowski, dişçi.
- O Walt Waldowski, o dentista.
- Walt Waldowski, dişçi.
Ele é o que se pode chamar o dentista mais bem equipado do exército.
Ona ordudaki en iyi donanıma sahip dişçi diyebiliriz.
Ele é bom.
İyi dişçi.
- És o Don Juan dental de Detroit.
- Sen Detroit'in dişçi Don Juan'ısın.
O Indolor é dentista, e um dentista não devia ler.
Ağrısız bir dişçi ve dişçiler fazla okumamalı.
- Talvez um dentista o arranje. - Por quatro cêntimos.
- Belki halledecek bir dişçi buluruz.
O dentista é amigo do Tuscarora e do Mr. Phillips. Pode pô-lo a par.
Dişçi, Tuscarora ve Bay Phillips'in arkadaşı.
É o Dr. Jones, o dentista.
Ben Doktor Jones, dişçi.
Morreu um dentista na África do Sul.
Güney Afrika'da bir dişçi öldürüldü.
E o dentista identificou isto.
Dişçi inceledi.
É dentista?
Dişçi mi?
Se fossem dentistas, isto seria uma convenção.
Hepsi dişçi olsaydı, dişçiler konferansı yapabilirdik.