Translate.vc / португальский → турецкий / Déz
Déz перевод на турецкий
21,852 параллельный перевод
- Dou-lhe dez minutos.
- On dakika ayırabilirim.
Dez mil.
105 dekar.
Com o moderador 50 minutos, dez de perguntas e respostas, sem interferências.
Moderatörle elli dakika, on dakika soru cevap, karşılıklı konuşma yok.
Dez mil livres a 50 para 1.
10.000 livre, 50'ye 1 ihtimalle.
Por isso é que tiramos o Sang Min da prisão novamente, há dez dias.
Bu yüzden Sang Min'i on gün evvelden hapishaneden tekrar çıkardık.
Isto é suposto ser dez vezes pior.
- On katı daha betermiş bu.
Não torturaram um tipo lá, há dez anos atrás?
On yıl önce orada birisinin derisini yüzmemiş miydiniz?
Uma mulher que conheci dez anos depois da tua mãe ter morrido.
Onunla, annen öldükten on yıl sonra tanıştım.
Numa escala de um a dez, quanto é que te envergonho?
Benden ne kadar utanıyorsun? Birle on arasında puan ver.
- Estava a dez quarteirões daqui.
On sokak ötedeydim.
Imagens de satélite mostram dez contratorpedeiros iranianos a abandonar o porto de Bandar-e'Abbas e a posicionar-se ao longo do Estreito de Hormuz.
Uydu görüntülerine göre İran donanmasına ait on muhrip Bender Abbas limanından ayrılmış ve Hürmüz Boğazı'nda konuşlanıyorlarmış.
Dois, quatro, seis, oito, dez...
İki, dört, altı, sekiz, on...
Bob Simon já morreu há dez anos, mas boa tentativa.
Bob Simon 10 yıldan beri ölü ama iyi denemeydi.
Eles vão chamá-lo a depor, porque nos últimos dez anos, a Virginia Johnson e eu... encontravamo-nos no Park Chancery.
Pekâlâ. Onu Virginia Johnson ile son on yıldır Park Chancery'de buluştuğumuza tanıklık etmesi için çağıracaklar.
Não paro de pensar na minha casa de bonecas quando tinha dez anos.
10 yaşındayken aldıkları bebek evini düşünüp duruyorum.
Numa escala de um a dez, o dez seria o mais verdadeiro, o quão verdaeiro é isso?
Onda biri ölçeğinde on en doğrusu olsa bu nasıl doğru olur ki?
" Willa, dez anos.
" Willa, on yaşında.
- Dez minutos.
- On dakika.
Assim que estiverdes a governar nas fronteiras da Inglaterra, o valor da Lola como refém multiplicar-se-á por dez.
İngiltere'nin sınırlarını yönetmeye başladığında Lola'nın rehine değeri on misline kadar yükselecek.
Há dez dias?
On gündür mü?
Agora imagine que está aqui há um ano, há cinco anos, há dez anos.
Şimdi bir yıldır, beş yıldır, on yıldır burada olduğunuzu hayal edin.
Perdemos o contacto com eles há dez minutos.
On dakika önce iletişimi kaybettik.
Hospital, escola. Menos de dez quilómetros até à vedação na parte mais estreita.
Hastane ve okul çitin en dar noktasına on kilometreden daha az mesafedeler.
Faltam dez dias.
On gün önceden bitirdin.
Então... - Então, depois de dez meses...
- Yani 10 ay sonunda...
Sim? Que tal um aumento de dez por cento?
Yüzde on zamma ne dersin?
- Pode levar dez minutos ou uma hora.
- 10 dakika da olabilir bir saat de.
Com uma condição, que venha fazer um check-up completo, nos próximos dez dias.
Tek şart 10 gün içinde tam kontrol yaptıracaksın.
Dez tipos, trabalhos rápidos...
On kişi. Hızlı süreç.
É uma pena mínima de dez anos.
Bu, minimum on yıllık federal zaman dilimi demek.
Os agentes federais locais e o FBI chegam daqui a dez minutos.
Yerli LEO, federal şerifler ve FBI acele harekete geçiyorlar. On dakikaları var.
- Dez barris.
- Nereden bulacağız?
Dez barris, talvez mais.
On fıçı, belki fazla.
Dez barris de pólvora?
On fıçı barut mu?
Há dez dias que só está consciente a intervalos.
On günden fazladır bilinci gidip geliyor.
Amanhã de manhã oferecemos-lhes dez cêntimos por dólar para chegar a acordo.
Yarın sabah onlara, davaları kapatmak için yüzde on teklif edeceğiz.
Dez mil?
10 bin mi?
Se fores apanhado a roubar vinho de um armazém, - apanhas dez anos de prisão.
Şarap deposu soyarken yakalanırsan on yıl yersin.
Dez, dez mil, mas se nós...
On... On bin. Ama eğer...
Porque estão a processar-nos agora por uma patente de dez anos?
10 yıI eski patent için neden dava açıyorlar?
Quero lançar-me à estrada dentro de dez minutos!
10 dakika içinde yola çıkmak istiyorum.
Está bem. Dez minutos. O quê?
Pekala, 10 dakika.
Tens dez minutos.
- Ne? - 10 dakikan var.
Tudo o que me disseres nesses dez minutos, eu vou esquecer.
10 dakika içinde ne söylersen söyle duymamış gibi davranacağım.
Tens dez minutos, e, depois, eu saio.
10 dakikan var. Sonra gideceğim.
Minha senhora, há dez anos que trabalho em segurança máxima. Se acha que vou ficar intimidada consigo, é melhor pensar duas vezes.
10 yıl boyunca maksimum güvenlikli hapishanede çalıştım eğer senin gibiler tarafından korkutulabileceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
- Dez milhões é um recomeço e peras.
- 10 milyon dolar da harika bir sünger.
- São dez cêntimos por cada dólar.
- İstediğimizin onda biri.
Podemos ter concordado em dez por cento, mas se isto correr mal, vamos atrás de cada tostão que tiverem.
Yüzde on konusunda anlaşmış olabiliriz ancak işler kötüye giderse, elinizdeki bütün parayı almaya geleceğiz.
- Dez milhões de dólares.
- Elliott. - 15 milyon.
Porque, dentro de dez segundos, vou sair daqui com 20 milhões de dólares ou com aquela coisa nas minhas mãos.
Çünkü 10 saniye içinde buradan elimde ya 20 milyonla ya da o şeyle beraber ayrılıyor olacağım.