Translate.vc / португальский → турецкий / Encantado
Encantado перевод на турецкий
1,527 параллельный перевод
Ficava encantado, até mesmo honrado, se você...
Kabul edersen çok mutlu olurum, gerçekten onur duyarım...
Era uma vez uma princesa que vivia num castelo bem no topo das ruas de um reino encantado.
Bir zamanlar bir kalede yaşayan bir prenses varmış. Büyülü krallığın yollarının üst tarafında.
Tenho estado ansiosa por conhecê-lo. Encantado.
Sizinle tanışmayı çok istiyordum.
Tom estava mesmo encantado por esta estranha, misteriosa criatura.
Tom bu alışılmadık, gizemli yaratık karşısında büyülenmiş gibiydi.
Isso são mesmo coisas à Princípe Encantado. O salvamento e essas coisas.
Vay, bu gerçekten beyaz atlı prens türü bir şey.
Não há ninguém mais encantado com a tua popularidade aqui.
Buradaki popülerliğinden ondan fazla hoşnut olan yok.
Ficarei encantado de ensiná-los o funcionamento de veículos a motor mas, tenho muitas responsabilidades, proteger a sociedade no seu todo..... dos idiotas, delinquentes drogados que se chamam a si mesmos juventude de hoje em dia.
Ancak benim, toplumun büyük kesimini korumak gibi daha geniş bir sorumluluğum var... Kendilerine bugünün kişileri diyorlar, bugünün!
Encantado de conhecer-te.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Aquele cliente está encantado.
- Müşteri çok memnun.
Mas estou encantado por irmos finalmente...
Fakat sonunda yapacağımız için çok mutlu...
Lady Dittisham, fico encantado por ter vindo.
Leydi Dittisham, gelebilmenize çok sevindim.
Era agora uma princesa num castelo, à espera que o Príncipe Encantado chegasse montado num cavalo branco.
Şimdi artık o, bir kalede prensesti prensinin beyaz at üzerinde gelmesini bekleyen.
Está tudo bem no universo Encantado.
Sanki tüm charmed evrende iyi.
Minha senhora, encantado.
Memnun oldum hanımefendi.
Estou encantado.
Memnun oldum.
Leva-me para a cama, Príncipe Encantado.
Hayata geri götür beni, yakışıklı prens.
Sabia que estaria encantado.
Heyecanlanacağını biliyordum.
Da próxima vez que o príncipe encantado começar a usá-la para treinar, não faça barulho.
Presin tekrar seni boks antrenmanı yapmakta kullanınca, sessiz ol.
Fiquei encantado e iludido com Washington.
Washington'ın büyüsüne hayran kaldım.
Não era o príncipe encantado que todos conhecemos.
O, bildiğimiz ve aşık olduğumuz çekici çocuk değildi.
Aí vem o Príncipe Encantado.
Beyaz atlı prensin geldi işte.
Estou encantado por ouvir isso.
ve bunu duyduğuma sevindim.
E dando-lhe um beijo, ó Príncipe Encantado?
Neden onu öperek uyandırmıyorsun yakışıklı prens?
Desesperados, pediram ajuda a uma fada madrinha que os fez trancar a princesa na torre, e esperar pelo beijo do belo Príncipe Encantado.
Çaresizlik içinde peri anneden yardım istediler, o da küçük prensesi öpücüğü bekleyeceği bir kuleye kapattırdı... Beyaz Atlı Prens'in öpücüğünü beklemesi için.
"Está deste modo convocada para o Reino Bué, Bué de Longe para o Real Baile para comemoração do seu casamento altura em que o Rei concederá a sua real bênção, a si e ao seu Príncipe Encantado."
"Evliliğiniz onuruna verilecek bir Kraliyet Balosu için... " Uzaklardaki Krallığa davetlisiniz... " Bu baloda Kral, siz ve
- Príncipe Encantado?
- Beyaz Atlı Prens mi?
Bom, ele não é o Príncipe Encantado, mas parecem...
Beyaz Atlı Prens sayılmaz ama yine de...
Lembras-te do meu filho, o Príncipe Encantado?
Oğlumu hatırlıyor musun? Beyaz Atlı Prens.
Encantado! És tu?
Gerçekten sen misin?
Então a Fiona e o Encantado ficam juntos.
Fiona ve Beyaz Atlı birlikte olacak o zaman.
Srª Fiona Encantado.
Bayan Fiona Yakışıklı.
Talvez a Fiona estivesse melhor se eu fosse um Príncipe Encantado.
Beyaz Atlı Prens falan olsaydım, belki Fiona için daha iyi olurdu.
- Encantado.
- Beyaz Atlı.
Encantado?
Yakışıklı?
Ela ama aquele bonitinho do Príncipe Encantado.
Yakışıklı genci sevdi, Beyaz Atlı Prens.
Fada Madrinha, Encantado...
Peri Anne. Beyaz Atlı.
Receio que a Fiona não esteja assim tão apaixonada pelo Príncipe Encantado.
Korkarım Fiona Beyaz Atlı Prens'e... pek ısınamadı.
E que será o Encantado.
Bu kişiyse Beyaz Atlı.
Tenho de tratar do cabelo do Encantado para o Baile.
Balodan önce Beyaz Atlı'nın saçını yapmam lazım.
Estou muito encantado e entusiasmado em vos apresentar
Size takdim etmekten çok büyük zevke ve heyecan duyuyorum
Eu achava-o o príncipe encantado, mas afinal era o sapo.
Yakışıklı Prens olduğunu düşünürdüm. Fakat kurbağaya dönüştü.
Está é a Sra. Funthes. Encantado.
Bu Bayan Funthes.
E então eu iludo-me que ele é o príncipe encantado... nós casamo-nos e vivemos felizes para sempre.
Sonra onun beyaz atlı prensim olduğuna inanıp evlenirim ve sonsuza dek mutlu yaşarız, tüm çalışmalarım da boşa gider.
És tu e o teu príncipe encantado.
Bu sen ve senin Prens Charming.
Encantado em conhecê-la.
Tanıştığımıza memnun oldum.
"ficará encantado por terminar a carta"
Sonuna geç.
Tu vais ser o príncipe encantado e nós não passamos de dois parvalhões de peruca
Sen prens yakışıklı olacakasın ve bizde peruklu iki salak.
- Vou chegar atrasada.... são o Príncipe Encantado e Cinderela!
- Geç kalacağım. ... yakışıklı prens ve sindirella!
Encantado.
Harika.
Encantado de a conhecer, finalmente.
En sonunda sizinle tanıştığımıza sevindim.
John Maczewsky. Encantado.
Memnun oldum.