Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Espectaculo

Espectaculo перевод на турецкий

9,084 параллельный перевод
Chefe, parte desse dinheiro saiu de Pax River, o mesmo complexo em que é o espectáculo.
Ve Patron, Pax River dışına uçurulan paraların bazıları şu an konserdekilerle aynı partiden.
Bishop, há qualquer coisa sobre o espectáculo em si que...
Bishop, konserin kendisiyle ilgili bir şey var...
Mais espectáculo.
Ah, gösteriş yapıyorsun.
Espectáculo.
- Muhteşem.
Acho que é o fim do espectáculo.
Sanırım gösterinin sonu geldi.
Segundo, o Doyle não é o homem que devia dirigir este espectáculo.
İki, bu yarışmayı sunması gereken kişi Doyle değil.
Muito bem, Capitão, vamos começar o espectáculo.
Pekâlâ Yüzbaşı, artık şov başlasın.
Onde vamos assistir a esse espectáculo?
- Peki bu gösteriyi nerede izleyeceğiz?
Digo muitas parvoíces Os fãs enlouquecem com isso. - Faz parte do espectáculo.
Bir sürü saçma sapan şey söylerim, hayranlar buna bayılır, hepsi şovun bir parçası.
- Ela é um espectáculo, não é?
- Harika birisi değil mi?
Obrigado. O Joe Carroll disse que iria criar um espectáculo, está bem?
Joe Carroll, çok büyük bir şey yapacağını söyledi, tamam mı?
Continue com o espectáculo, e morrerá.
Böyle gösteriş yapmaya devam edin, ve ölün.
Muito bem, vamos retomar o espectáculo.
Pekala. Hadi... şova devam edelim.
O espectáculo acabou.
Gösteri bitti.
Força, Burt, faz um espectáculo.
Bu gitmenin tek yolu Burt, şova devam et.
Vamos chegar atrasados ao espectáculo, senão formos embora.
Burada kalmaya devam edersek yetişemeyeceğiz.
Acha que acredito neste espectáculo de fantoches?
Bu kukla oyununun arkasında o mu var?
A cidade toda veio ver o teu espectáculo.
Tüm kasaba senin marifetini görecek.
Não queria ir à igreja e assistir ao espectáculo.
Kiliseye gidip izlemedim.
É um espectáculo de força e tanto para a caça a um porco.
Domuz avı için biraz fazla güç gösterisi bu.
E, em segundo lugar, só sai mais cedo da reunião porque o hotel ligou a dizer que o espectáculo de sexta-feira tinha sido cancelado e podiam-me encaixar.
İkincisi toplantıdan erken ayrıldım çünkü otelden aradılar. Cuma gecesi gösterisi iptal olduğu için sahneye benim çıkmamı istediler.
E tanto lenço de papel! Grande espectáculo!
Top yapılmış peçeteler hoş karşılanmaz.
CENTRO COMERCIAL REGO PARK Matty, estás a perder o grande espectáculo no céu.
Gökyüzündeki güzelliği kaçırıyorsun Matty.
Ela vai ver um espectáculo na Broadway.
- Bir Broadway şovu izlemek için gelmiş.
Qual é o espectáculo?
- Gösteri neymiş.
Que espectáculo divertido.
Çok eğlenceli bir gösteri.
Bem-vinda ao mundo do espectáculo.
Gösteri dünyasına hoş geldin.
- Estão a fazer um espectáculo.
- Sadece bir gösteri sunuyorlar. - Ne olmuş yani?
Disseste "espectáculo de moda de galinhas"?
- Dur, bir saniye. Hatunların moda defilesini mi diyorsun sen?
É o seu espectáculo agora.
Bu artık Martin'in gösterisi.
O espectáculo é do Dante.
Gösteri artık Dante'nin.
Muito bem, hora do espectáculo, miúda.
Gösteri zamanı, ufaklık.
É a porra de um espectáculo de anormais.
Tam bir ucube gösterisi.
As confissões feitas durante este "espectáculo" serão feitas sob coacção e inadmissíveis em tribunal.
Bu yayında yapılacak itiraflar muzayaka altında yapılmış sayılacak ve mahkemede geçerli olmayacaktır.
- Então, é um espectáculo de rap? - Sim.
- Demek bu bir rap konseri?
Bebé... Vais ter um espectáculo particular.
Bebeğim, sana özel şov olacak.
Mas tive um grande desgosto por ter de abandonar um espectáculo tão vasto.
Bu kadar büyük bir şovu bırakmam zorunda olmam kalbimi kırdı.
Ha-hey! Vou a tempo de um espectáculo?
Gösteri mi var yoksa?
Portanto, se acabou com o espectáculo, a sua caução é-lhe negada.
Tribünlere oynamanız bittiyse... Kefaletle tahliye talebiniz reddedilmiştir.
Pensaram que era uma pena que tivessem que viver perto de Nova Iorque ou serem capazes de poupar para virem aqui nas férias verem um espectáculo tão bom.
Bu kadar iyi bir oyunu izleyebilmek için New York'ta yaşamak veya tatilde buraya gelecek kadar zengin olmak gerekliliğini talihsizlik olarak görmüşler.
Chegaste cá com um espectáculo de magia e um sorriso tonto.
Bir sihirbazlık şovu ve salak bir tebessümle geldin.
Deste um grande espectáculo na noite passada.
Dün gece sağlam bir gösteri sundun.
Foi assassinado esta manhã num espectáculo de rua no Patch.
Bu gece bir sokak gösterisi sırasında öldürülmüş.
Que voltemos para o espectáculo?
Gösteriye geri mi dönelim?
A meio do espectáculo.
Hem de bu gece, gösterinin ortasında.
Aquela mulher é doida. Quer dizer, eu só entrei lá para... falar com ela acerca de talvez fazermos um número de Mulher Forte e Homem Forte no espectáculo.
İçeri gidip biraz şey konuşayım dedim...
O espectáculo não pode continuar sem a sua estrela.
Gösteri, yıldızı sahneye çıkmadan başlayamaz.
Vamos voltar a incluir este número no espectáculo?
Bunu gösteriye mi katacağız?
Agora que as gémeas foram se fores também, quer dizer, não vai sobrar grande espectáculo.
İkizler gitti, sen de gidersen gösteride sergileyecek fazla şeyimiz kalmayacak.
Bom espectáculo hoje. Sim.
Bu geceki gösteri çok iyiydi.
Está na hora do espectáculo.
Gösteri zamanı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]