Translate.vc / португальский → турецкий / Est
Est перевод на турецкий
1,248 параллельный перевод
"26 minutos depois," "Amélie chega à Gare de I'Est."
20 dakika sonra Amelie Doğu Garı'ndadır.
Gare de L "'" Est., no saguão dos passos perdidos.
Doğu Garı, Bekleme Odası.
"Encontro, cabine de foto. Saguão dos passos perdidos... Gare de I"'" Est.
Salı günü Doğu Garı, bekleme odasındaki fotoğraf kulübesinde, saat 5'te.
- É o avô. Cheguei.
- C'est grand-père.
- Onde está o Nicky?
- Où est Nicky?
Porque me sinto num seminário piroso da EST nos anos setenta?
Niye kendimi 70'lerdeki peynir gibi kokan ilk yardim takiminda gibi hissediyorum?
Bem, eu est- - estava á espera que me pudesse dar mais.
Şey, ben- - ben biraz daha fazla verebileceğinizi umuyordum.
Consumatum est.
Bu kadar.
Detective Kelso, est a ouvir?
Dedektif Kelso, beni duyuyor musunuz?
Gare de I'Est.
Gare de l'Est.
Mas, para o grande jantar do Capitão Hastings, é essencial causar boa impressão, n'est-ce pas?
Yüzbaşı Hastings'in büyük açılışı için, iyi bir izlenim vermek gerek, n'est-ce pas?
Mais c'est délicieux!
Fakat bu nefis!
- Está um pouco abafado, n'est pas?
- Biraz sıcak oldu gibi, değil mi?
É estranho, n'est ce-pas?
Garip, değil mi?
Estranho, n'est ce pas?
Garip, değil mi?
Um homicídio por resolver, n'est ce-pas?
Çözülemeyen bir cinayetti, değil mi?
- Oui, c'est ça.
- Evet, öyle.
Oui, c'est ça.
Evet, öyle.
M. Marshall, o senhor é um homem galante, n'est pas?
Mr. Marshall, siz pek centilmen bir adamsınız, değil mi?
Oui, c'est ça, Inspector-Chefe.
Evet, öyle, Başmüfettiş.
Embora, tenha de dizer, as que efectuou em mim c'est trés magnifique.
Buna reğmen en iyi perfonmansını göserdiğini söyleyebilirim.
Oú est la Tour Eiffel?
Ou est la Tour Eiffel?
Tiveste a tua oportunidade. Ela agora é minha mulher. - Não sei do que est...
Bir şansın varmış, mahvetmişsin O artık benim karım.
Tenham calma, vocês interpretaram tudo mal. Eu... eu est...
Bakın, yanlış anladınız çocuklar...
C'est la vie.
"işte hayat bu" diyorum.
Alea jacta est. Perdão.
Çekilin geçeyim.
- C'est la vie.
- C'est la vie.
Eles est... eu gosto deles.
O zaman niye benden kaçıyorsun?
E no tapete vermelho, já conseguimos reconhecer o realizador Régis Wargnier, é a ele que devemos'Est-Ouest', esta noite presente para uma sessão especial do seu filme, acompanhado pelo seu produtor Yves Marmion, e a explêndida actriz Sandrine Bonnaire.
Şu anda kırmızı halının üzerinde gördüğümüz ünlü yönetmen Regie Vallier bu gece filminin özel gösterimine sevgilisiyle birlikte katılacak.
"Aleajacta est" "O dado é moldado!"
" Alea jacta est.'"-" Ölüm yaydan çikti!
Muito bem. Aleajacta est. O que quer dizer?
Pekala. "Alea jacta est." Bu ne demek?
Mr. Bell... por favor traduza, se puder, "alea jacta est".
Uh, Bay Bell, lütfen tercüme ediniz, alea jacta est.
Alea jacta est.
Alea jacta est.
Onde estão os outros?
( Nerede? ) ... diğer... ou est I'autre?
Se há alguém que não sabe se virar, é você est á ouvindo?
Yeryüzünde başının çaresine bakamayacak biri varsa... O sensin. Beni duydun mu?
Ela est á linda!
Harika görünüyor...
Você est á bêbado? Que conversa é essa?
Sarhoş musun jones, ne dansözü?
- Mas fui eu. Sempre eu. - Onde você est á?
Ama sorun bendim, hep bendim.
Qu'est-ce que c'est, o atendedor avariou?
Ne oldu? Telesekreterin mi bozuk?
C'est rien!
Bu hiçbir şey.
Whoa, whoa, whoa, est... estás a brincar, certo?
Benimle dalga geçiyorsun değil mi?
Será que est... Estás coberto de merda!
Bok kaplıyorsun.
Oh não! A Versace pertence à corporação C'est Magnifique.
Bu VERSACE'nin sahibi C'est Magnifique.
A nossa firma representa a C'est Magnifique.
Bizim firmamız C'est Magnifique'in de temsilcisi.
" Joseph, não sei onde est á, mas gostaria de ter falado com você.
Seninle konuşmak istedim...
- C'est la vie.
C'est la vie.
- Muito fino, não?
Trés chic, n'est-ce pas?
E a garota de quem falei est á novinha em folha.
Sana bahsettiğim kız...
É uma música, Monique?
Oh, je vois, c'est une chanson pop. Bir pop şarkısı Monique... Ben bunu bilmiyordum.
Necessito bolachas.
- Annem Sen akil celiyormuSSun onu dedi. - C! eSt faux.
mesmo que esta prejudique um ser vivente. Nós estamos apenas a fazer o nosso trabalho?
Demek istediğiniz, eğer C'est Magnifique Kanuna uyarsa, ve sonunda canlı yaratıkları incitse, biz hala işimizi mi yapıyor olacağız?