Translate.vc / португальский → турецкий / Farrah
Farrah перевод на турецкий
149 параллельный перевод
Sabias que a Farrah Fawcett morreu no mesmo dia que o Michael Jackson?
Farrah Fawcett'in Michael Jackson'la ayni gün öldügünü biliyor muydun?
Não és a Farrah Fawcett, Riggan.
Sen Farrah Fawcett degilsin, Riggan.
- Sr. McGee. O seu jornal está apenas interessado em divulgar assassínios, violações, horóscopos, OVNIs e escândalos com actrizes.
Bay McGee sizin gazetenizin tek ilgilendiği röportaj dalları cinayet, tecavüz, burçlar, UFO'lar ve Farrah Fawcett'tir.
O filme da Farrah Fawcett, Bo Derek, Loni Anderson.
Farrah Fawcett, Bo Derek, Loni Anderson filmi.
- O André, o realizador, vai chegar amanhã com a Bo, a Loni e a Farrah, e não temos nada montado.
Yönetmen Andre, Bo, Loni ve Farrah ile birlikte yarın geliyor ve henüz hiçbir şey hazır değil.
É mais popular que a Farrah Fawcett.
Farrah Fawcett'dan bile daha popüler.
- Cheryl Ladd ou Farrah Fawcett?
- Cheryl Ladd mi Farrah Fawcett mi?
- Farrah Fawcett.
- Farrah Fawcett.
Farrah Fawcett.
- Hey! - Farrah Fawcett-Majors
Olá, Farrah. Queres ir passear, querida?
Yolculuğa hazır mısın tatlım?
Olá, Farrah!
Merhaba Ferah.
- De acordo. Tenho de levar a Farrah a casa da mãe, em costa Mesa... mas tanto me faz, porque me demito.
Farrah'ı Mesa'daki annesine götürmem gerekiyor.
Querida, vem cá. Anda cá, coelhinha.
Farrah, gel biricik kurabiyem.
Vê se te acalmas, a menos que queiras passar o resto da tua vida a segurar a Farrah no teu colo numa sala repleta de presos marados?
Hayatının sonuna kadar Farrah'ı parmaklıklar ardından görmek istemiyorsan, sakin ol.
Hope, esta é a Tiffany, a Farrah, a Heather, a Henrietta...
Hope, bu Tiffany. - Farrah, Heather, Henrietta...
Mãe, até aceito que tenhas tido sexo, mas não estou preparada para saber que tinhas cabelo aos cachos.
Anne, cinsel ilişkiye girdiğini kabul ettim ama Farrah saçın... -... olduğunu öğrenmeye hazır değilim.
O governador James Devlin, sob pressão dos líderes religiosos, incluindo o xeque Zahir Farar e o Cardeal Apgard, vai conceder uma prorrogação de 30 dias à execução de Jefferson Keane, condenado por matar um colega na Penitenciária de Oswald.
Vali James Devlin, içlerinde Sheik Zahir Farrah ve Francis Kardinal Abgott'unda bulunduğu kimi dini liderlerin baskısıyla, Oswald Maksimum Güvenlikli Cezaevinde bulunan ve başka bir mahkûmu öldürmekten idam cezasına çarptırılan
- Achas que a Farrah vai lá? - Talvez.
- Farrah Fawcett de gidiyor mudur?
Excepto quanto ao final em que se olha para o poster da Farrah Fawcett e... e trancamos a porta.
Farrah Fawcett posterine baktığın.. .. ve kapıyı kilitlediğin.. .. final sahnesi hariç.
Esta é a Farrah.
Bu Farrah.
Conhecemo-nos na estreia.
Farrah ve ben prömiyerde tanıştık.
A Farrah é uma das lésbicas mais poderosas de Hollywood.
Farrah Hollywood'daki en güçlü lezbiyen.
Talvez eu deva convidar a Farrah Fawcett-Majors para sair.
Belki de gidip Farah Fawcett'e çıkma teklifi etmeliyim.
Eu sei. Porque ela tinha aquele penteado à Farrah Fawcett.
Çünkü kızın şu Farrah Fawcett saç şekline sahip.
- Tenho uma missão especial para ti, Farrah.
- Senden özel bir şey isteyeceğim Farrah.
- Sim. E a T-shirt com a cara da Farrah Fawcett.
Bir de Farrah Fawcett suratlı tişört.
O que aconteceu à Farrah Fawcett?
Evet, Farrah Fawcett ne alemde? Arabası mı bozuldu?
É a mesma coisa que a Farrah usa.
Farrah'ın kullandığı şey.
E eis-me a Farrah Fawcett da TV Até acordar e de novo voltar A ser eu própria
bir anda tv'deki bayan Farrah Fawcett olurum uyanıncaya dek ve kendime gelinceye dek.
Mohamed Farrah Aidid, o poderoso senhor da guerra, controla Mogadíscio.
Mahalli diktatörlerin en güçlüsü Muhammet Ferah Aidid başkent Mogadişu'ya hakimdir.
Esta comida é propriedade de Mohamed Farrah Aidid!
Bu yiyecekler Muhammet Ferah Aidid'in malı!
Mohamed Farrah Aidid reclama este prisioneiro... vivo!
Muhammet Ferah Aidid bu esiri sağ olarak alıyor!
MOHAMED FARRAH AIDlD FOI MORTO EM MOGADÍSCIO.
ERTESİ GÜN GENERAL GARRISON EMEKLİYE AYRILDI.
Os da Farrah Fawcett e da Jaclyn Smith são mais difíceis, mas ainda existem.
Ama Farrah Favvcett ile Jacyln Smith'i bulmak biraz zor. Yine de mümkün. Asıl güç olan, Tanya Roberts'ı bulmak.
Mais bonita que a Farrah Fawcett? Ok.
Farrah Fawcett'ten daha mı güzelim?
Na noite passada, na festa ele deixou cair um cubo de gelo na minha blusa só para o poder ir lá buscar outra vez.
Bekle bir dakika! Farrah Fawcett-Majors gibi, şimdi anlıyorum.
Pelo corpo, diria que é a Farrah Fawcett, mas pela cara, diria que é a filha dos Flynn.
Bence vücuda bakarsan Farah Fawcett Majors. Yüzüne bakarsan Flynnler'in kızı gibi.
Sabes como é que eu sei que isto é teu, Farrah?
Bunun sana ait olduğunu nereden biliyorum, biliyor musun, Farrah?
Desculpem, grande idiota com cabelo à Farrah.
Pardon, Farrah saçlı koca adam.
"Cabelo à Farrah"?
"Farrah saçlı"?
A Farrah esteve no programa do Carson a noite passada. Vou bem assim.
Dün gece Carson'un programında Farrah * vardı.
Ele ajudou, e foi onde eu encontrei com Farrah.
O yaptı. ve Ferrah ile tanıştım.
Farrah.
Farrah.
Seu nome é Farrah.
Adı Ferrah.
- A Farrah é formidável.
- Farrah tam isabet oldu.
A Farrah diz que passam os clientes por um detector de metais, por isso, não as levem.
Farrah girerken metal detektöründen geçildiğini söyledi, bırakın.
Farihah al-Harithi, conhecida pelas suas amigas como Farrah, morava na vizinhança, filha de imigrantes iemenita-americanos que tinham construído uma vida bem sucedida desde que chegaram aqui logo após ela nascer.
Arkadaşları tarafından "Farrah" olarak bilinen Farihah al-Harith o doğduktan hemen sonra... bu bölgeye yerleşen ve mutlu bir yaşam süren Yemenli göçmen bir ailenin kızıydı.
Sim, é Joy Farrah Turner.
Evet. Adım, Joy Farrah Turner.
Algumas pessoas dizem que pareço a Farrah Fawcett.
Bazıları beni Farrah Fawcett'e benzetir. Sana yardım edebilirim.
Até vir a Farrah.
Tabi birde Farrah.
- Nem acredito que a Farrah tenha 18.
Farrah'ımın 18 yaşına girdiğine inanamıyorum.