Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Fiber

Fiber перевод на турецкий

251 параллельный перевод
A comunicação com o exterior, é efectuada por linha telefónica de fibra óptica e rede de alta velocidade.
Dışarıyla iletişim güvenli fiber optik telefon hatları ve yüksek hızlı yerel ağla sağlanır.
Implantaram-lhe um conjunto de sensores de fibra, no córtex.
Beynine karmaşık fiber-algılayıcıların yerleştirildiği bir ameliyat geçirdi.
Este spray, senhores, chama-se Fibra de Erva e é marijuana pura!
Beyler bu spreye, fiber-ot adı verilir.
É possível desviar o raio com fibra óptica mas a coisa mais fácil é evitá-lo.
Optik fiber yardımıyla ışının yönünü değiştirebilir yanıItmak için ayna kullanabilirsiniz ama bunun en kolay yolu ondan kaçınmaktır.
Vocês estão assistindo á Fibra Rede de Informação Óptica.
Fiber Optik Bilgi Ağı'nı izliyorsunuz.
O vidro de fibra é diferente do outro vidro.
Çünkü bu fiber cam. Farklı bir tür camdır.
Use cola de fibra de carbono.
- Uh-huh? -... karbon-fiber sıva kullanın.
Fibra Óptica RECEPÇÃO DE CHAMADA
Fiber Optik ARAYAN VAR
Contacto-a após as audiências da liberdade condicional.
Şartlı tahliye görüşmesi bitince Fiber-optikleşiriz.
Isso seria a fibra plástica ondulada com um laminado branco e sem protecção.
Beyaz katmanlı, korumasız fiber kaplamalı.
Bom dia. Sou da TVCabo. Posso ver a sua instalação?
Kısıtlı bir süreliğine, tamamı otomatik olan fiber-optik kontrol sistemini bedava sunuyoruz.
Fibras ópticas.
Fiber optikler.
Que tinham eles? A fibra ótica estava mal sincronizada.
Fiber optik röle senkronize olmadı.
A sociedade cria egos do tamanho de catedrais... e liga por fibra óptica o mundo a cada impulso.
Katedral boyutunda egolar inşa edersin. Dünyayı fiber optik kablolarla her hevesli dürtüye bağlarsın.
Vou ligar a fibra óptica.
Fiber optiğe geçiyorum.
Só tirei a mão das fibras ópticas.
Elimi fiber optikten çekti.
Parece um daqueles novos trabalhos em fibra de carbono.
Yeni karbon fiber işine benziyorlar.
- E cabelo ou fibras?
- Peki ya saç ya da fiber?
Esta cidade... esta rua em particular, tem ligação de fibras ópticas.
Bu kasabaya, bu sokağa fiber optik kablolar döşenmiş.
Então os meus amigos disseram-me que o LeBeau entrara num WC móvel, desses de fibra de vidro.
Arkadaşlarım, Scott LeBeau'yu portatif tuvalete girerken görmüşler. Su fiber tuvaletlerden birine.
Dei-lhe um encontrão como ele nunca dera em jogo nenhum e lá foi ele encosta abaixo.
O fiber tuvalete öyle bir indirdim ki eminim o kimseyi sahada öyle indirmemiştir.
O amor da minha vida rolando encosta abaixo num WC de fibra de vidro...
Hayatımın aşkı, fiber bir tuvalette yamaçtan aşağı yuvarlanmıştı.
Sim, é feito de... Do quê, Ray?
Fiber optikten yapılmış.
Só tirei a minha mão da fibra óptica.
Yaptığım Elimi fiber optikten çekmekti.
Certamente, as únicas protecções que eles tinham eram apenas uma lâmina de alumínio, da espessura de um papel, literalmente e seus trajes, feitos de fibra de vidro, fibra de alumínio e silicone
Belli ki sahip oldukları tek kalkan kağıt kadar ince alüminyumdu, ve giysileri plastik fiber, biraz alüminyum fiber ve plastik silikondan meydana gelmiştir.
A Hensel está a actualizar a intranet com fibra óptica.
Hensel internet sitesini, fiber optiklerle güncelleştiriyor.
Sou eu, a Juíza Harm, graças à maravilha da fibra óptica.
Benim, Yargıç Harm, fiber optik kablolar sağ olsun.
Não lhe quero faltar ao respeito, Juíza Harm, mas nós somos bons pais. Não há cabo neste mundo com fibra óptica suficiente para me fazer dizer o contrário.
Saygısızlık etmek istemem Yargıç Harm ama biz kötü ebeveynler değiliz ve bu dünyada bana kötü ebeveyn olduğumu söyletecek kadar fiber optikli ip yok.
45 quilos de titânio puro, 60 metros de cabo de fibra óptica, sete condensadores electrónicos industriais de mil watts...
- 45.5 kilo ham saf titanyum 61 metre fiber optik kablo yedi 100,000-wattlık endüstriyel kondansatör.
Fez muito dinheiro com uma coisa chamada... "adaptadores de canais em fibra óptica", e depois teve o bom senso de diversificar antes que o mercado acabasse.
Fiber optik konukçu kanalı adındaki birşey sayesinde 200 milyon dolar kazandı ve teknoloji pazarı dibe vurmadan önce değişik alanlara yöneldi.
Fibra-óptica?
- Fiber optik? - Evet.
Instalámos fibra-ópticas aqui, ali e ali.
Buraya, oraya ve o tarafa fiber optik kameralar yerleştirdik.
As câmaras de fibra-óptica são quase impossíveis de ver.
Fiber optik kameralar ufacık kameralardır. Bakacağınız yeri bilseniz dahi görülmeleri neredeyse imkansızdır.
- Fibra óptica nas vedações.
- Çitlerin üstünde fiber optik- -
A única maneira de entrar no sistema é entrar directamente por um cabo de fibra óptica, mas qualquer interrupção na alimentação vai alertar a segurança.
Sisteme girmenin tek yolu, fiber optik kablolardan birine doğrudan bağlanmak ama en küçük bir kopukluk güvenliği alarma geçirir.
Vai cortar directamente qualquer cabo de fibra óptica, e ainda vai-te permitir acesso total sem interromper o fluxo de dados.
Her türlü fiber optik kablosunu doğrudan keser. Ve bilgi akışını kesmeden bağlanmanı sağlar.
A câmara de fibra óptica está pronta.
Fiber optik kamera çalışıyor.
Deve haver alguma coisa que eu consiga achar na rede
Fiber optik ağa girebildiğim zaman bir şeyler öğrenmiş olacağım.
Ventila-o. Preparem a fibra óptica e kit de cricotirotomia.
Hava verin. fiber optiği ayarlayın ve tüpleyin
- Fibra óptica.
Fiber optik kablolar.
- A fibra-óptica.
- Fiber optik olayı.
Não é a fibra óptica.
- O işle ilgilenirim dedim. - Konu fiber optikler değil.
Talvez até uma câmara.
Belki bir kaç fiber-optik kablo.
- Objectivas de fibra óptica.
Fiber optik lensler.
A verdadeira revolução, é a bobine de fibra óptica que desenrola o seu fio emaranhado.
AsıI çığır açan tarafıysa fiber-optik makarası. Tıpkı kendi ağını salan bir örümcek gibi.
Fibra? "Fiber Power"!
Fiber? "Fiber gücü."
"Como a fibra óptica e o desenvolvimento das redes de comunicação..." "... afecta a economia mundial. "
"Fiber optik kabloların ve iletişimdeki gelişmelerin... dünya ekonomisi üzerine etkileri."
Ele tem uma mini câmera de fibra óptica no dedo que manda sinal para o companheiro, o arrumador... que lhe diz cada carta que vai sair, através de um aparelho nos óculos.
Parmağında mini fiber optik kamera var partneri olan otoparkçıya görüntüyü veriyor, ve o da gözlüğe monte edilmiş işitme cihazıyla hangi kartın dağıtıldığını söylüyor.
Chassis de fibra de carbono, motor turbo Rolls-Royce de helicóptero.
Karbon fiber şasi. Bir Rolls Royce jet helikopter motoru üstüne kuruldu.
Antes da praga começar, éramos conhecidos como educadores e exploradores um povo em que os maiores feitos foram artísticos.
Varıştan önce ki lazer teknolojisinde, yara cerrahi fiber ile birleştirilip doğal yol ile iyileşmesi beklenirdi. Bu bize nasıl yardımcı olabilir? Geminizin enerji sistemi bu yaşam formunun omikron-partikülleri ile uyumlu değil mi?
RÁPIDO! BARATO! O Rei da Internet.
28.8 kbps'lik Internet bağlantımı 1.5 megabit'lik fiber optik T-1 bağlantıyla değiştirmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]