Translate.vc / португальский → турецкий / Fotograf
Fotograf перевод на турецкий
16,314 параллельный перевод
Sim, mandem-me uma fotografia, isso ia ajudar muito.
Evet, bana bir fotoğraf gönderin. Öylesi daha çok yardımcı olacaktır.
Agora só preciso de uma fotografia de grupo comigo a ajoelhar-me em frente à vila, para que me possa gabar da boa pessoa que sou.
Şimdi tek ihtiyacım köyün önünde diz çöktüğüm bir grup fotoğrafı. Böylece etrafta ne kadar da iyi biri olduğum hakkında böbürlenebilirim.
Não és nada parecido / a com a tua fotografia.
Fotoğrafındaki gibi görünmüyorsun.
Ele postou uma fotografia do seu pé na areia.
Ayakları kumun içindeyken fotoğraf yollamış.
Parece que o Chris enviou uma fotografia sua inapropriada para uma das colegas de turma.
Görünüşe göre Chris, uygunsuz bir fotoğrafını sınıf arkadaşlarından birine göndermiş. Doğru.
Isso mesmo. Ele enviou uma fotografia da sua pilinha.
İnik penisinin fotoğrafını göndermiş.
Quando o Chris enviou aquela fotografia, ele estava, tecnicamente, a distribuir pornografia infantil.
Chris o fotoğrafı gönderdiğinde teknik olarak çocuk pornografisi dağıtımı yapıyordu.
- Pois, ele pegou no meu telemóvel para ver fotografias dos meus amigos, e descobriu a que tu enviaste.
- Cidden mi? Evet, telefonumu arkadaşlarımın fotoğraflarına bakmak için aldı ve o sırada gönderdiğin fotoğrafı gördü.
Mas só se me mandares a mim e à Carol uma cópia dessa fotografia.
- Pekâlâ, yasayı yürürlükten kaldırıyorum. Ama Carol ile beni çektiğin fotoğrafın bir kopyasını yollarsan.
Nenhuma fotografia do Papa deve ser divulgada.
Papa'nın hiç fotoğrafı çekilmeyecek.
O outro é, antes de eu morrer quero uma fotografia de família feliz.
Diğeri ise, Öldükten sonra, Mutlu bir aile fotoğrafı istiyorum...
Esses idiotas estão perto para fotografar o meu filho, e ainda não o temos em casa?
O şerefsizler oğluma fotoğraf çekecek kadar yaklaşmış ama hâlâ eve getiremiyorlar mı?
Loja de Fotografia e Antiguidades ( Esconderijo da Resistência )
Rong Seng Fotoğraf ve Antika Dükkânı / Korkusuzların Gyeongseong'taki karargâhı
Por favor, tira uma fotografia à tua camarada.
Bir yoldaşına fotoğraf çekilmesinde yardım eder misin?
Nunca me fotografaste.
- Daha önce hiç fotoğrafımı çekmedin.
Equipamento, armas, fotografias?
Eşya, silah, fotoğraf falan?
Na próxima vez que houver uma faixa naquela parede, é melhor que tenha a tua fotografia.
O duvara bir daha afiş asıldığı zaman senin fotoğrafın olsa iyi edersin.
Só estava a fotografar para me lembrar quando é que é.
Ne zaman olduğunu hatırlamak için fotoğrafını çekiyorum.
Esta é a sua foto.
Onun fotoğrafı bu.
Esta foi a primeira foto que te tirámos.
Bu senin ilk fotoğrafındı.
É necessária, portanto, uma sessão fotográfica para podermos produzir, o quanto antes, itens com a imagem de Vossa Santidade.
İhtiyacımız olan küçük bir fotoğraf çekimi. Ki üzerinde Papa Hazretlerinin resmi bulunan bir dizi hediyelik eşyanın üretimine bir an önce başlayabilelim.
Santo Padre, a imprensa anda a implorar por uma foto sua.
Kutsal Babamız, basın bir fotoğrafınızı istiyor.
Já chega de fotos.
Bu kadar fotoğraf yeter.
Quero uma foto com o Papa.
Papa'yla fotoğraf çektirmek istiyorum.
Ninguém tirará fotos com o Papa.
Şaka değil ve Papa'yla fotoğraf çekilmeyecek.
Passei por tudo isto... para não conseguir nem uma foto?
- Bunca sıkıntıya katlandım. Papa'yla bir fotoğrafım bile olmayacak mı?
Não estou a conseguir dormir, porque penso na foto que eles deixaram para trás, uma foto que achei importava para eles.
Geride bıraktıkları fotoğrafı düşünmekten uyuyamıyorum. Önem verdiklerini sandığım bir fotoğraftı.
Uma foto minha embalando o pequeno Pio.
Kucağımda Pius ile benim bir fotoğrafım.
Vamos lá.
Fotoğraf çek!
Quero tirar uma foto.
- Bir fotoğraf istiyorum...
E você pode ter a sua foto de família.
Ve sen aile fotoğrafında tamam olacak!
Amanhã quero tirar uma foto de toda a família.
Ben yarın fotoğraf çekeceğim bütün ailenin.
Vai ficar muito nublado para tirar a foto.
- Hava fotoğraf için çok kapalı ya!
Esqueceu-se da foto?
Fotoğraf çekileceğini bilmiyor musun?
Foto de família feliz.
Mutlu aile fotoğrafı ha!
Que se lixe essa foto!
- Bu fotoğrafıda çivile!
- É o nosso homem?
- Adamımız bu mu? - Fotoğrafı bu.
A Loja de Fotografia Youngsaeng.
Rong Seng Fotoğraf ve Antika Dükkânı.
aquela que tiraste no teu estúdio.
Bu fotoğraf senin dükkânında çekilmiş.
Não há declarações nem fotos antes de limparmos isto.
Burayı kusursuz hale getirene kadar fotoğraf çekmek ya da ifade almak yasak.
Aposto que tens mais fotos de detenções do que de bebés em casa.
İçimde, evinde bebeklik fotoğrafından çok sabıka fotoğrafın olduğunu söyleyen bir his var.
Vamos tirar uma foto?
Bir fotoğraf mı çekinelim mi?
Para que é a foto?
- O fotoğrafı niye attın?
Estava com ele quando tiraram isto?
Fotoğraf çekildiğinde onunla mıydınız?
N. Green 7h21 - Sabemos quem divulgou a foto.
Fotoğrafı kimin sızdırdığını bulduk.
Enviaste a foto. Do soldado rebelde.
Güneyli askerle olan fotoğrafı sen göndermişsin.
Sentamo-nos para esse desenho numa feira rural em 1830.
O fotoğraf için 1830'da kasaba fuarında oturmuştuk.
Encontrei esta foto.
Bu fotoğrafı buldum.
É dele, da mulher e dos filhos no carrossel.
Onun, karısının ve çocuklarının atlı karıncada çekilmiş bir fotoğrafı.
Eu vi a medalha com o nome do Castle junto a uma foto dele a cumprimentar o Secretário da Defesa.
Madalyayı gördüm üzerine Castle'ın adı kazılıydı Bakan'ın elini sıkarkenki fotoğrafının hemen yanında duruyordu.
SMS anémico do Sir Idiota?
Bay İbneden çıplak fotoğraf mı geldi?