Translate.vc / португальский → турецкий / Féliz
Féliz перевод на турецкий
49,718 параллельный перевод
- Olá, pai, feliz aniversário.
Merhaba baba. Mutlu yıllar.
Fizeste-me tão feliz, deste-me tudo aquilo que sempre quis.
- Beni çok mutlu ettin. Bana isteyebileceğim her şeyi, her şeyi verdin.
Feliz Aniversário. man, eu não sabia que era o teu aniversário.
Mutlu yıllar. Dostum, doğum günün olduğunu bilmiyordum.
Estou feliz que estejas em casa.
Dostum, Evinde yaşadığım için çok mutluyum.
Feliz aniversário, Jacob.
Mutlu yıllar, Jacob.
Não pareces muito feliz com isso.
Mutlu görünmüyorsun.
- A vaca não está feliz.
- İnek biraz mutsuz görünüyor sanki.
Estou tão feliz por estarem aqui!
- Bize senin burada olduğun söylenmedi.
Há milhares de anos que o homem é feliz sem essa tralha toda.
Onca şey olmadan insanlar binlerce yıl mutlu mesut yaşadı.
Matar seres humanos... Deixa-me... incrivelmente feliz.
İnsanları öldürmek beni acayip mutlu ediyor.
Feliz aniversário.
- Mutlu yıllar.
Estava tão feliz.
Öyle mutluydum ki.
Felizmente para mim e o meu irmãozinho, teve um final feliz.
Neyse ki kardeşim ve benim için mutlu bir son oldu.
Se eu tocar em alguém que está triste, consigo torná-lo feliz por um curto período de tempo.
Eğer üzgün birine dokunursam onu kısa süreliğine mutlu hissettirebilirim.
A Lucy ficará tão feliz.
Lucy memnun olacak.
Fico feliz em ver-te.
Seni gördüğüme sevindim.
Ficas feliz em ver-me, Darya?
Beni gördüğüne sevindin mi Darya?
Estou tão feliz por teres regressado, Dougie.
Eve geldiğin için çok mutluyum Dougie.
Feliz agora?
- Şimdi mutlu musun?
Deve ser bom estar feliz.
Mutlu olmak güzel olmalı.
Somos uma grande e feliz fraternidade de pessoas que fizeram um excelente trabalho.
Birlikte muhteşem bir iş çıkarmış kocaman, mutlu bir arkadaş grubuyuz sadece.
A um mundo mais feliz.
Daha mutlu bir dünyaya.
Só quero que sejas feliz.
Mutlu olmanı istiyorum.
Devias estar feliz.
Mutlu olmalısın.
Sabes quando foi o último dia feliz da minha vida, pai?
Hayatımın son mutlu günü neydi, biliyor musun baba?
O trabalho pro bono faz-me feliz.
Karşılıksız iş yapmak beni mutlu ediyor.
Estou feliz por ter podido ajudar.
Yardım edebilmekten memnunum.
Fico feliz por estar bem.
İyi olmana sevindim.
Fico feliz por si.
Senin için sevindim.
Se quer realmente fazê-lo feliz, se quer ser feliz... deixe-o ir.
Eğer onu mutlu etmek istiyorsan, eğer sen mutlu olmak istiyorsan bırak gitsin.
Estás a falar a sério. Mas estás feliz?
Yani ciddisiniz ama sen mutlu musun?
Bem, é complicado, mas nunca estive tão feliz.
Yani biraz karışık ama daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım. - Selam Mia.
E ele... é feliz consigo.
Ve o... Seninle mutlu.
Feliz aniversário.
- Doğum günün kutlu olsun.
- Obrigado, Gretchen. E posso desejar-lhe um feliz aniversário?
Doğum gününüzü kutlayabilir miyim?
- Feliz aniversário.
- Doğum günün kutlu olsun. - Teşekkürler.
Estou muito feliz.
Gel buraya ahbap.
Estou muito feliz por aqui estar, Meritíssimo.
Bu topraklarda olduğum için mutluyum, sayın Yargıç.
Acho que devia estar feliz por não ser uma empregada de bar com 25 anos.
Onun yerine 25 yaşındaki bir kokteyl garsonu seçmemesine sevinmeliyim belki de.
Bem, espero que estejas feliz.
Umarım mutlusundur.
Assim tão feliz?
Böyle mutlu mu?
Queria que ela tivesse amigos... e brincasse... e fosse feliz.
Arkadaşları olsun oynasın mutlu olsun istedi.
E ficava furiosa e ficava feliz e ficava... triste.
Kızardı, sevinirdi üzülürdü.
Mais loucura do que fazer algo que sabe não te fará feliz?
- Bu yüzden olmaz. - Yapacağın çılgınlıklardan daha fazla seni mutlu edecek bir şey olmadığını bilmiyor musun?
Fico feliz por ajudar.
Katılmaktan memnuniyet duyarım.
Estou muito feliz por tê-la visto.
Onu gördüğüme çok mutlu oldum.
O primeiro dia de escola... Depois formou-se na universidade. Que dia tão feliz, quando ri e dancei com ela quando se casou.
Okula ilk başladığı sonra üniversiteden mezun olduğu düğününde gülüp eğlendiğimiz günler de çok güzeldi.
Tu fazes-me feliz.
Beni mutlu ediyorsun.
Acho que esta terra te faz feliz.
Bence seni mutlu eden burası.
É boa na escola, é inteligente, é feliz, engraçada...
Dersleri iyi, akıllı, mutlu, komik bir kız.
Não estou feliz.
Mutlu değilim.