Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Fórmula

Fórmula перевод на турецкий

1,336 параллельный перевод
A menos que regressem à fórmula, não tenho aqui lugar.
Serum üzerinde çalışmaya geri dönmeyeceksen burada kalmam için bir sebep yok değil mi? - Carson
Não consigo ver nada. E se usar outra fórmula?
Ben bir şey görmüyorum.
Trabalhei numa fórmula para isto.
Böyle bir formül üstünde çalışmıştım.
Sintetizadas a partir da fórmula da Dra., Rojas.
Dr.Rojas'ın çalışmaları sayesinde.
Gradualmente, apercebi-me que tinham encontrado a fórmula para o golpe. Xeque.
Giderek, dolandırıcılık için formülü bulduklarını düşündüler.
A fórmula para vencerem a última vitória.
En büyük kazancı getirecek formül.
A FÓRMULA!
Formül.
Eu tentei a fórmula deles e resultou!
Ama formülleri bendeydi... Ve İşe yaradı.
Então, essa é a fórmula secreta?
- Yani, gizli formül bu mu?
A fórmula têm uma profundidade infinita e pode ser vista como uma aplicação.
Formül, uygulamada sonsuz derinliğe sahiptir.
É uma fórmula simplicíssima :
- Eşitliğim basitti.
Teríamos ficado na pura fórmula.
Beklediği için mi? Onun yanında olmak istemeli.
Sabes... Aposto que há uma fórmula aerodinâmica exacta.
Eminim bunun tam bir aerodinamik bir formülü vardır.
E disse que um dia haverá um comprimido ou um fórmula ou algo, que fará com que volte à vida.
Günün birinde bir hap ya da hikaye falan olacakmış ve bu onun gözlerini tekrar canlı yapacakmış.
É claro, tem a sua própria fórmula química... mas não é necessário vocês a conhecerem.
Bu kimyasal bir formül
Esta é a fórmula da poesia! Se lhe chamas nojento... Eu explico como se faz.
İşte şiirin gücü budur, sen ona iğrenç yarasa diyordun...
É uma fórmula totalmente nova.
Tohumlu, yepyeni bir formül bu.
"O Creme Paul Bunion tem a fórmula calmante que faz joanetes fugir para as montanhas."
Tekrar ne? Paul'ün nasır kremi. Ayaklarınızı rahatlatır, nasırların işini bitirir.
O Creme Paul Bunion tem a fórmula calmante...
Paul'ün nasır kremi ayaklarınızı rahatla- -
Tem a fórmula calmante...
Paul'ün kremi ayaklarınızı rahatlatır.
O Creme Paul Bunion tem a fórmula calmante...
- Paul'ün nasır kremi ayaklarınızı- - - Merhaba.
- Ele deve ter descoberto a fórmula.
- Tambor yaptırmış olmalı.
- Achou o uso para a fórmula de Rambaldi.
Rambaldi formüllerinden birinin uygulamasını mı buldun?
- Imagina a administração de uma fórmula à população geral, que alterasse tranquilamente a sua química cerebral, expandindo exponencialmente a capacidade para a empatia, e para a coexistência harmoniosa.
- Diyelim ki biri bütün nüfusa bir formül verebilse ve bu,.. ... sessizce beyin kimyasını değiştirse ve insanlara empati ve uyum içinde yaşama gibi özellikler verse?
Esta fórmula. Como se administra?
Bu formülü insanlara nasıl verecektin peki?
Terá alguma fórmula para o remorso ou assim?
Vicdan azabı için bir ilacı falan olabilir mi?
Frasco amarelo. " Fórmula...
- 3,5 kilo. Dışı sarı. " Çevre...
Estas pílulas aqui são minha própria fórmula.
Bu hapların formülünü kendim yazdım.
Eles mudaram a fórmula.
Formüllerini değiştirmişler.
Olha, a colocação das câmaras é baseada numa fórmula sofisticada de focagens e de geometria de campos de visão.
Kameraların nasıl yerleştirileceği merceklerin odak noktalarını ve alanın görüş açısını hesaba katan ileri seviye formüllerle hesaplanır.
Só que o Hoke estava a levar a sua fórmula para um nível completamente novo, tentando prever o desempenho do jogador baseando-se em curvas estatísticas.
Ama Hoke, bu formülleri çok daha üst bir seviyeye çıkartıyormuş : İstatistiksel eğrilerden, oyuncu performanslarını tahmin etmeye çalışan bir program.
Não é difícil adivinhar o que a fórmula do Dr. Hoke teria dito sobre colocar um laboratório de informática no meu colégio.
Ve Dr. Hoke'un formülünün, benim okuluma bilgisayar labaratuarı açılması için ne söyleyeceği açık.
Quer dizer, não é como se eu pudesse, sei lá... inventar uma fórmula mágica para cada problema específico.
Yani bu benim bir anda yapabileceğim bir şey değil biliyorsun değil mi? Her sorunu sihirli bir formülle çözemem.
Eu precisava de tempo para aperfeiçoar a fórmula.
Formülü mükemmelleştirmek için zamana ihtiyacım vardı.
A missão de Szilard era mostrar a Einstein que a fórmula que ele descobrira em 1905, E = m.c ^ 2, tinha uma nova e terrível realidade com o elemento Urânio.
Szilard'ın görevi Einstein'ın 1905'te düşündüğü E = mc ² formülünün, uranyum elementiyle yeni ve korkunç bir gerçeklik kazandığını ona göstermekti.
Numa forma muito terrível, a sua fórmula foi demonstrada ao mundo num certo sentido, pela primeira vez.
Bir bakıma formülünün dünyaya ilk sergilenişi çok kötü bir şekilde olmuştu.
Cem anos atrás, quando ele publicou a equação Einstein não fazia ideia de onde a sua fórmula iria criar.
Yüzyıl önce Einstein, denklemi oluşturduğunda formülünün nereye varacağı konusunda hiçbir fikri yoktu.
Até aí, os reis eram retratados por imagens banais, seguindo uma fórmula.
Diğer buluntularda krallar bir formül şeklinde karakteristik özelliklerden yoksun olarak yapılıyorlardı,
E eu uso Rust-eze Polimento para Traseiras, com uma nova fórmula!
Ve Pas-Git tampon yağı kullanıyorum.
Mas é preciso o olfato de um verdadeiro perfumeiro, para detectar a composição exata da fórmula.
Ama tam formülü ayırmak için, gerçek bir parfüm uzmanı olmak gerekir.
Consegue dizer a fórmula exata do "Amor e Psyche"?
Sen bana, Aşk ve Ruh'un tam formülünü verebilir misin?
Eu não sei. Não sei qual é a fórmula... Mas consigo fazer "Amor e Psyche" agora.
Tam formülünü bilmiyorum, ama size Aşk ve Ruh'u hemen burada yapabilirim!
Não sou um grande defensor dessa fórmula.
Bu tip bir dünyanın taraftarı değilim.
Bem, larga-me, seu maluco da fórmula um e do jazz!
Bırak beni, Formüla Bir'ci caz manyağı!
Temos aqui uma história sobre uns miúdos que inventaram uma fórmula para encolher, e depois formaram uma sociedade utópica dentro da barba do Jerry Garcia.
Bir hikaye var. Şu büzülme formülünü bulan çocuklarla ilgili. Bu ütopik düşünceyi...
Piscacadawadaquoddymoggin fórmula medicinal
Piscacadawadaquoddymoggin Tıbbi formül
Isto é uma espécie de fórmula da Preparação H. Os pugilistas usam-na.
Buradaki malzeme... Bir çeşit kırışıklık kremi karışımı. Yıllara meydan okuyan.
O George tinha a fórmula.
George formülü ele geçirdi.
Temos um modelo baseado na formula T10-I, que pode expandir e modificar quando achar necessário. A nova fórmula tem outra dimensão, com uma resposta mais rápida.
Daha yoğun bir formül, daha hızlı sonuç veriyor ve daha kullanışlı.
Tem a fórmula calmante, que faz joanetes fugir para os montes!
Hepsinin işini bitirir.
Recebemos a informação, damos-lhes a fórmula.
Bilgiyi alacağız, formülü vereceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]