Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Gareth

Gareth перевод на турецкий

315 параллельный перевод
Gareth!
Gareth!
Gareth Wooten, por favor.
Gareth Wooten, lütfen.
Podes verificar as datas, Gareth.
Tarihleri kontrol edebilirsin, Gareth.
Oiça, Gareth, eu sei que acham que eu sou um fala-barato compulsivo... e ninguém acreditou numa palavra que eu disse no tribunal... mas o Charlie Burke existiu mesmo... não é produto da minha imaginação.
Bak, Gareth, benim için iflah olmaz yalancı dediklerini biliyorum... ve mahkemede söylediklerimin tek kelimesine kimse inanmadı... ama Charlie Burke hayal ürünü değildi... bu kişi gerçekten vardı.
E então chegaste, Gareth.
Sonra sen geldin, Gareth.
Ele viu isso em si no momento em que a viu, Gareth.
Seni görür görmez iyi bir insan olduğunu anlamıştı, Gareth.
Eles fizeram batota, Gareth.
Faul yaptılar, Gareth.
Estamos a falar do raio do governo, Gareth!
Karşımızda kahrolası hükümet var, Gareth!
Depois de ter sido libertado... ele, Gareth Peirce e Sarah Conlon... fizeram uma campanha para ilibar o nome de Giuseppe Conlon.
Hapisten çıktıktan sonra... Giuseppe Conlon'un itibarının iade edilmesi için... Gareth Peirce ve Sarah Conlon'la birlikte kampanya yürütüyor.
Lembro-me da primeira vez que vi o Gareth dançar.
Gareth'i dans ederken gördüğüm ilk anı hatırlıyorum.
- Óptima teoria, Gareth.
- Çok iyi bir teori Gareth.
- Onde está o Gareth?
- Gareth nerede?
Gareth, nem sabes a sorte que tens.
Gareth, ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun.
Mas antes pedimos ao Mathew, o melhor amigo do Gareth, que dissesse umas palavras.
Ama öncelikle Matthew'dan yani Gareth'ın en yakın arkadaşından birkaç kelime söylemesini istedik.
O Gareth preferia os funerais aos casamentos.
Gareth cenazeleri düğünlere tercih ederdi.
Para preparar este discurso, telefonei a umas pessoas para ter uma ideia geral do que pensavam dele.
Bu konuşmayı hazırlamak için birkaç kişiyi aradım. Amacım Gareth'ın tanıştığı insanlar tarafından nasıl hatırlanacağını anlamaktı.
Se não pudermos ser como o Gareth e o Mathew, é melhor desistirmos.
Eğer Gareth ve Matthew gibi olamayacaksak, o zaman akışına bırakmalıyız.
Gostava que o Gareth aqui estivesse.
Keşke Gareth da burada olsaydı.
- Gareth.
- Gareth.
Deve ser o Gareth.
- Üç adımlık. Bu Gareth olmalı.
Quem é o Gareth?
Gareth kim?
O gigante é o Gareth.
- Dev Gareth'mış.
O velho amigo da Xena, o Goliath, queria vingar-se do Gareth por ele lhe ter morto a família.
Zeyna'nın eski dostu, Goliath ailesini öldürdüğü için Gareth'dan intikam almak istiyordu.
O Gareth usa um elmo?
- Gareth bir başlık giyiyor mu?
Mas se conseguir levantá-lo até ao ar, penso que conseguiremos enterrar o Gareth.
Ama eğer onu havaya kaldırabilirsem, bence Gareth'ı çivilemekte kullanabiliriz.
Quando o Gareth chegar cá, vamos ter um... bocado de pergaminho a flutuar no ar, com uma fivela pendurada nele.
Gareth buraya geldiği zaman... üzerinde bir kemer tokası asılı havada yüzen bir parça parşömenle onu haklayacağız.
Aquele Gareth nunca resistiu a esmagar um exército.
- Bu Gareth bir orduyu ezmeye asla karşı koyamaz.
Trazer o Zagrayas até ao caminho do Gareth.
Zagreas'ı Gareth'ın yoluna çıkartmak.
A espera pelo Gareth
"GARETH'I BEKLEME"
Gareth... encontramo-nos de novo.
Gareth... gene karşılaştık.
Anda, Gareth... não te podes constipar!
Hadi, Gareth... soğuk almazsın!
A Charlotte estava presente, com a última conquista, o dono de um restaurante frequentado por modelos de segunda e os homens que lhes pagam a salada.
Charlotte son flörtüyle oradaydı, Gareth Davis. Bekardı ve şehir merkezinde ikinci sınıf modellerin ve salata yiyen erkeklerin takıldığı Thorn Restaurantının sahibiydi.
Gareth, tenho de desligar.
Gareth, gitmem gerek.
Walker Thomas Garrett Mountbatten.
Walker Thomas Gareth Mountbatten.
Chamava-se Gareth Parkashoff.
Adı Gareth Parkashoff'tu.
Gareth Parkishoff.
Garet Parkashoff.
- Gareth, o que estás a fazer?
- Ne yapıyorsun?
És um coninhas, Gareth.
Daly.raksın, Gareth.
O Gareth Keenan está na área!
Gareth Keenan olay yerinde!
- Apresenta-te. Gareth Keenan, gerente regional assistente.
Gareth Keenan, Bölge Müdür Yardımcısı.
E era altura de parar quando puseste o agrafador dele na gelatina, sim?
Artık Gareth'in eşyalarını jölenin içine koymaya son verme zamanı.
Gareth, é só um assunto gelatinoso.
Gareth, bu önemsiz bir konu.
Gareth.
- Gareth.
- Sim, de facto, diz "Gareth", mas...
Aslında'Garet'yazıyor.
- Gareth, isso estava ai, está bem?
Gareth, orada duruyordu, tamam mı?
Não quero ter de olhar para ti, Gareth.
Sana bakmak zorunda olmak istemiyorum, Gareth.
Se não te consigo ver, não te consigo ouvir, Gareth.
Seni göremezsem duyamam, Gareth.
Olá, sou eu, o Gareth.
Merhaba. Benim, Gareth.
- Gareth, cala-te.
- Dur şimdi Gareth. Ne?
Gareth, por favor, importas-te de parar com isso?
Gareth, şuna biraz ara verir misin? - Hmm? - Kesebilir misin?
O Gareth é...
- Gareth...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]