Translate.vc / португальский → турецкий / Gore
Gore перевод на турецкий
85,904 параллельный перевод
Consta que ele ficou naquele carro e chorou durante... seis horas?
Soylentiye gore arabada oturup alti saat aglamis.
Acho que o consultor de segurança falou em quatro segundos até teres de te molhar.
Guvenlik danismanina gore dort saniye sonra islanman gerekirmis.
Para mim, quando gostas de alguém... dizes-lhe a verdade.
Bana gore, birini gercekten onemsiyorsan ona dogruyu soylersin.
- Esteja à vontade.
- Tabii. Kafana göre takıl.
É mesmo possível usar um cinto.
Tamam, görünüşe göre kemer takılabilir.
Consegue fazê-lo mais depressa, visto que é o melhor?
En iyisi olduğunuza göre biraz daha hızlı yapabilir misiniz?
O perfil diz que ela gosta do Bowie e de usar bicicletas.
Profiline göre Bowie'den ve pedal çevirmekten hoşlanıyor.
Não sei porquê, mas é uma jogada muito agressiva da parte dela.
Neden bilmiyorum ama ona göre bu bayağı agresif bir hareket.
Para mim, ser livre significa trabalhar para sustentar um passatempo.
Bana göre, özgür olmak hobini desteklemek için bir işte çalışmaktır.
Como combinado, tens dez minutos para ser a primeira a ver tudo.
Anlaşmamıza göre, bunlara göz atacak ilk kişi olarak tam olarak on dakikan var.
Segundo a lei marítima, tenho de vos partir uma perna.
Denizcilik yasalarına göre, bir bacağınızı kırmam gerek.
Tecnicamente, as regras do eBay dizem que não devemos colar links de sites externos.
Teknik olarak eBay kurallarına göre, dışarıdaki bir siteye bağlanmamamız gerekir.
Eu merecia.
Hepimiz eBay'de bunu yaptığımıza göre,
As regras dizem que não devíamos, e também devia ser proibido aqui.
Kurallara göre koymamalıyız ve buraya koyma iznimiz de olmamalı.
Faz as cenas dela.
Kafasına göre iş yapıyor.
Um jornal de medicina mostrou que, entre 20 drogas, o álcool era a pior.
AUK tıp dergisinin dediğine göre, 20 uyuşturucu içinde alkol en zararlısıymış.
Tu serias logo despedida do meu emprego, porque não é para narcisistas egoístas.
İşimden kesin kovulurdun, çünkü işim bencil narsistlere göre değil.
A Rachel já se foi. Não quero merdas.
Rachel gittiğine göre adam gibi cevap ver bana.
Para além disso, tens de adaptar a resposta aos sentimentos da pessoa.
Hem daha bitmedi. Karşısındaki insanın duygularına göre uygun yanıtlar verebilmeli.
Se perguntam, fez bluff. Não o desmascarava.
Sorduklarına göre blöf atmış onu öylece ortada bırakacak değildim.
Continuarás a agir assim?
Bana haber vermeden kafana göre iş yapmaya devam mı edeceksin?
Se telefonou é porque recebeu o nosso presente.
Aradığına göre bizim için bir hediyen var.
Não, isso é muito típico.
Tam ona göre hareket.
Isto é o inferno, aja em conformidade.
Burası Cehennem, ona göre davran.
Então terás de arranjar forma de saíres daqui sozinho.
- Ozaman görünüşe göre buradan kendi yönteminle kaçman gerek.
Mas como sabes tão pouco, gostaria de tentar o meu plano.
Ama çok az şey bildiğine göre... Kendi planımı denemek istiyorum.
"O certo?" O certo segundo quem?
Doğru şey mi? Kime göre doğru?
É um título sérvio comprido que, segundo li num fórum, significa " Pozica :
Uzun, Sırpça bir adı var. Bir mesaj panosuna göre kabaca " Pozica :
Mas, agora que somos amigos, preciso de um favor teu.
Ama artık arkadaş olduğumuza göre, bir iyiliğe ihtiyacım var.
A lei diz que pode escolher alguém para lutar por si.
Kanunlara göre yerinize dövüşecek birini seçebilirsiniz.
Só na Carolina do Norte, 39 % dos 150 mil trabalhadores agrícolas do estado Vítimas de tráfico ilegal Ou abusados de outra forma.
Tek başına Kuzey Carolina'da, devletin 150 bin tarım işçisinin % 39'u rapora göre yasadışı insan ticareti ya da farklı şekilde taciz altında.
2,50 cm mais baixo do que no ano passado.
Geçen seneki haline göre 2 santim daha kısasın.
Bem... não de acordo com o comunicado à imprensa.
- Basın duyurusuna göre değil.
Bem... parece que estamos presos um ao outro.
Görünüşe göre birbirimize mecbur kaldık.
Bem, sabendo que são mais experientes na área do trabalho infiltrado... estou aberto a sugestões.
İkizinde gizli görevler konusunda fazla tecrübesi olduğuna göre önerilere açığım.
e o protocolo de contingência garante-me um maior acesso caso o Director desapareça em combate.
Acil durum protokolüne göre, direktöre bir şey olması hâlinde en üst düzey yetkili benim. - Biliyorum.
Já que se recusa colaborar, o Fitz irá reprogramá-lo para cantar como um canário.
İşbirliği yapmayı reddettiğine göre Fitz seni bülbül gibi ötmen için programlayacak.
- Não, não vou. Estou a viver o resto da minha vida nas minhas próprias condições... e isso significa não ter nada... nada... a ver com Holden Radcliffe.
Hayatımın geri kalanını kendi şartlarıma göre yaşıyorum ve bu da Holden Radcliffe ile ilgili hiçbir şey yapmamak anlamına geliyor.
Posso assegurar-lhe... tudo irá decorrer conforme o planeado.
Seni temin ederim ki her şey plana göre ilerleyecek.
Desde quando é que o Ivanov tem um submarino, como os melhores vilões do 007?
Bütün Bond kötüleri gibi Ivanov'unda denizaltısı olduğunu bildiğimize göre...
Você está, apenas, a jogar pelas regras antigas.
Sen sadece eski kurallara göre oynuyorsun.
Um rápido "scan" do cérebro, transferir esses dados para um corpo que já devia estar construído...
Beyinleri hızlıca tarayıp, verileri bedenlere aktarabildiğine göre bedenleri önceden yapmış olmalı.
Por aquilo que o Fitz te disse parece que o Radcliffe, na sua... lógica destorcida, tem-nos mantido vivos nesse tal "Framework".
Fitz'in sana söylediği şeye göre Radcliffe, çarpık mantığına dayanarak onları Framework denen şeyin içinde hayatta tutuyor.
Aqui diz que... possui um negócio de importação, mas... a inteligência da HYDRA diz que um dos seus camiões desapareceu.
Burada yazana göre ithalatçılık yapıyormuşsun ama Hydra'nın kameraları kamyonlarından birinin kayıp olduğunu gösteriyor. - Nerede?
De acordo com as informações do Ward, o "drone" deve sair daqui em cinco segundos.
Ward'un söylediğine göre Drone 5 saniye içinde gidecek.
Para a estação do ano... tem sido anormalmente chuvoso.
Bu mevsime göre, çok fazla yağmur yağdı.
Pode ser, apenas, Jeffrey. "O Patriota" é demasiado para o meu gosto.
Jeffrey demen yeter. Vatansever bana göre biraz fazla.
Pelo que me disseste, a Skye é muito forte.
Bana anlattığına göre Skye çok dayanıklı biri.
O mundo subsequente é, apenas, uma consequência das vossas acções.
Sonraki dünya, sizin eylemlerinize göre şekilleniyor.
Agora, o homem que fez essa promessa morreu. Então, temos que falar com elas e avisá-las...
O sözü veren adam öldüğüne göre onlarla konuşup durumu -
E, agora, que sabemos a verdade... temos uma escolha a fazer.
Ve artık gerçeği bildiğimize göre, vermemiz gereken bir karar var.