Translate.vc / португальский → турецкий / Ground
Ground перевод на турецкий
119 параллельный перевод
Sabes, os índios acreditam que os mortos corajosos... vão para o Terreno Elevado, e é um bom lugar.
Yerliler kahramanca ölenlerin High Ground'a... gittiklerine inanır ve orası iyi bir yerdir.
É bom pensar que eles foram para o Terreno Elevado.
Ben onların, High Ground'a gittiklerini düşünüp avunuyorum.
Ajuda-me a pôr os meus pés outra vez na terra.
Help me get my feet back on the ground
Ajuda-me a pôr os meus pés outra vez na terra
Help me get my feet back on the ground
# Well, I guess you gotta put your flat feet on the ground
# Artık insen iyi olur Sally
# Get my feet on the ground # On the ground, yeah
# Ayaklarım yere bassın # yere, yeee
# Ooh, I guess you gotta put your flat feet on the ground
# Ooo, sanırım artık insen iyi olur
It's been raining for seven days. The ground's wet and cold.
Yedi gündür yağmur yağıyo, kesin ölmüştür sanırsam.
Ground zero para eagle one e two, escuto.
Merkezden kartal bir ve ikiye, tamam.
Ground zero.
Merkez.
ground zero, aqui eagle two.
Merkez, kartal iki.
Ground zero, ground zero, aqui eagle two.
Merkez, merkez, ben kartal iki.
Ground zero, ground zero, aqui eagle two.
Merkez, ben kartal iki.
ground zero para eagle one e two.
Merkezde kartal bir ve ikiye.
Centro de Controle para Major Tom.
"Ground control to Major Tom"
- Interruptor de Corte de Energia.
The Ground-Fault Circuit Interrupter. ( Topraklama Arızası Devre Şalteri )
Houve um tiroteio num café.
Vegas Ground Kafe'de bir çatışma olmuş.
Os danos diminuem à medida que nos afastamos da Zona de lmpacto.
Hasar Ground Zero'dan uzaklaştıkça azalıyor.
A cerca de um km da Zona de lmpacto.
Ground Zero'dan çeyrek mil uzakta.
Ground zero. Existem milhares de casos de inflamações do tracto respiratório superior, relatadas por pessoas que viviam nos arredores do atentado de 11 de Setembro.
11 Eylül saldırısına uğrayan bölgenin civarında binlerce üst solunum yolu enfeksiyonu vakası görüldü.
Agora... e o seu back, ground?
Şimdi... özgeçmişin nedir?
$ 3,45 "Put a Ground Chuck".
- 45 sent, artı bay servis bedeli.
Sim, mas a este preço devíamos considerá-lo "Ground Charles".
Evet, ama bu pahada bir mal olduğu için, bir Bay Charles demeyi tercih ediyoruz.
"Ground Charles".
Bay Charles demek.
QUANDO TERMINAR, ENCONTRE-SE COMIGO NO CAFÉ DE HATTON GROUND.
İşin bitince Hatton Ground'daki kafede buluşalım.
Ground zero. Existem milhares de casos de inflamações do tracto respiratório superior relatadas por pessoas que viviam nos arredores do atentado de 11 de Setembro.
11 Eylül saldırısına uğrayan bölgenin civarında binlerce üst solunum yolu enfeksiyonu vakası görüldü.
Para o "Ground Zero".
Ground Zero'ya, lütfen.
O mesmo achado nos pulmões das equipas de limpeza do "Ground Zero". - Muitos adoeceram. - Isso foi há três anos.
İkiz Kuleler temizlik ekiplerinin akciğerlerinde bulunan bileşenlerin aynısı.
O Dr. Hawkes disse que os resíduos nos pulmões do Kevin eram idênticos aos encontrados nas equipas de limpeza do "Ground Zero".
Dr. Hawkes, Kevin Moretti'nin akciğerindeki kalıntının, İkiz Kuleler temizlik işçilerinin akciğerlerinde bulunan birikmiş parçaları anımsattığını söyledi.
Murmuras para produzir um som E tentas alcançar o chão
* You whisper to make a sound * * And you crawl to reach the ground *
De acordo com Seth é o melhor lugar pra velhotes feito você.
Seth'e göre, burası sizin gibi hipilerin Ground Zero'su.
Ground Force, que é bastante mau.
"Aşçıların Düellosu", en iğrençlerinden biri. Kompostoya dönüştürülüyorsun.
Nem mesmo a FEMA obteve autorização para entrar na zona do incidente.
Hatta FEMA'ya bile "Ground Zero" arazisine giriş izni verilmiş değildi.
Nicholas DeMasi, um bombeiro que ajudou nos esforços de recuperação afirma no livro " Behind the Scenes :
Kurtarma çalışmalarına katılmış bir itfaiye eri olan, Nicholas DeMasi, "Perde Arkası : Ground Zero" isimli kitabında şunu iddia ediyor :
Ground Zero ": " A certa altura fui destacado para levar os agentes federais " " em torno da zona para procurarem as caixas negras dos aviões. "
" Bir noktada, uçaklardan kalan kara kutuları aramak için, Federal Ajanları, bölgenin yakınına götürme görevi verildi.
Rudolph Giuliani anunciou que mais de 230 milhões de dólares foram recuperados da zona do incidente.
Mayor Rudolph Guiliani, "Ground Zero" dan 230 milyon dolardan daha fazlasının kurtarıldığını duyurdu.
Assim que os trabalhadores se foram aproximando do ouro as autoridades foram restringindo o acesso ao Ground Zero, conjuntamente com agentes do FBI e dos Serviços Secretos.
İşçiler, altına gitgide yaklaştığı için, yetkililer, FBI ve Gizli Servis ajanlarının katılımıyla "Ground Zero" ya giriş kısıtlaması başlattılar.
Os seus conselheiros sabiam que precisavam de algo memorável, dramático. Decidiram explorar as imagens políticas mais poderosas da sua presidência : a sua presença no Ground Zero.
Danışmanları etkili bir sesleniş gerektiğini hissediyorlar, en önemli ve kritik politik olayları hatırlatmaya karar verdiler, yoğun bir ortam oluşmuştu,
Olha, tenho que entrar em directo às 11 : 10 no Theo Ground.
Saat 11 : 10'da lunaparktan canlı yayında olacağım.
Ganhe uma viagem de autocarro ao Ground Zero.
İkiz Kulelerin enkazına gitmek için otobüs bileti kazanın.
Equipamentos desportivos Training Ground.
İdman Sahası Spor Mağazası.
Mas acorreram ao Ground Zero para ajudar.
Kendi başlarına yardım etmek için sıfır noktasına koşmuşlardı.
Passou dois meses a trabalhar nos escombros em Ground Zero, recuperando corpos ou partes de corpos, o que o afectou profundamente.
Sıfır noktasındaki yığının yakınında 2 ay çalıştı. Cesetleri ve ceset parçalarını çıkarmak onu çok etkiledi.
Têm que ter passado aqui um certo período de tempo no Ground Zero George Pataki Governador de Nova Iorque Têm que ter passado aqui um certo período de tempo no Ground Zero George Pataki Governador de Nova Iorque para poderem receber ajuda.
Bunu talep edebilmek için sıfır noktasında belirli bir süre çalışmış olmanız gerek.
para poderem receber ajuda. Têm que preencher uns documentos durante o próximo ano sobre as experiências por que passaram no Ground Zero.
Ertesi yıl sıfır noktasındaki çalışmalarınızla ilgili bir yeminli beyanda bulunacaksınız.
Reggie passou dias no Ground Zero transportando corpos e tratando de outros voluntários.
Reggie sıfır noktasında günlerce çalışmıştı. Cesetleri taşımış ve diğer kurtarma görevlilerini tedavi etmişti.
Eu principalmente tenho medo de cair através delas no chão.
I mostly have a fear of falling through them onto the ground.
Quando terminar, encontre-se comigo no café de Hatton Ground.
Burada işin bitince köşedeki kafeye, Hatton Ground'a gel.
A radiação colocou de prevenção trabalhadores de emergência em muitos quilómetros... do "Ground Zero", mas os sobreviventes estão a ser tratados em hospitais locais, e instalações médicas de campanha como a que se encontra atrás de mim.
Radyoaktif serpinti, çevre bölgelerden yardım gelmesini engelliyor. Yaralıların tedavisi bölge hastanelerinde ve kurulan geçici tesislerde sürdürülüyor.
... hit the ground, runnin!
Evet, evet.
Estado baixo...
Sezon 4 x Bölüm 2 GROUND STATE