Translate.vc / португальский → турецкий / Gás
Gás перевод на турецкий
6,570 параллельный перевод
- Podíamos usar gás lacrimogéneo.
- Biber gazı ile vurabiliriz.
Não vou usar gás nos civis em directo para televisão, mas obrigado.
Sivilleri canlı yayında gaza boğmaya hazır değilim. Fikir için teşekkürler.
O gás que deita, deverá imobilizá-la em segundos.
Gaz türevi onu birkaç saniyede nakavt eder.
- Podemos dar-lhe gás novamente?
- Ona yine gaz verelim mi?
Desculpa, posso perguntar o que é isso dos macacos e das máscaras de gás?
Pardon, şu maymun meselesi neydi, sorabilir miyim? Bir de gaz maskeleri falan.
Autorizo o recurso ao gás Riofloxin.
Riofloxin gazı kullanımına izin veriyorum.
O gás Riofloxin vai fazer-te sentir muito cansado.
Şu Riofloxin dalgası fena uykunu getirecektir.
Como sabias que gás era aquele?
O gazın ne olduğunu nereden biliyordun?
Como sabes que gás era aquele?
- O gazın ne olduğunu nereden bildin?
Merda, eles a lançar gás.
Cehennem, onlar gazlama vardır. Yürü!
Nada seguro. Especialmente perto de gás.
Pek de güvenli sayılmaz, özellikle gaz olduğunda.
A polícia de Londres dizem que a explosão foi causada por um vazamento de gás.
Londra polisi, patlamanın gaz kaçağından oluştuğunu söyledi.
Mas como ele sabia que a pessoa que morreu na explosão de gás foi Sajid Mir?
Ama Sajid Mir'in gaz patlamasında öldüğünü nereden biliyor?
Rajan Sampat morreu numa explosão de gás.
Rajan Sampat, gaz patlamasında öldü.
Uma explosão de gás é uma explosão de gás.
Gaz patlaması ve gaz patlaması.
Julgamos que foi uma bomba que fez rebentar uma conduta de gás no exterior do refúgio. - Achas?
Dışarıdaki tesis boyunca uzanan gaz hattına bir çeşit bomba atıldığını düşünüyoruz.
Com a porta aberta, vou saltar e tu atiras o gás.
Kapı açık kalacak, ben atlayacağım ve sen gaza basacaksın.
Josh, dá-lhe gás!
Josh, bas gaza!
Uma água com gás.
- Bir adet soda.
Parece que o regulador do óxido nitroso libertou gás para o bloco e pô-los todos a dormir.
Görünüşe göre... -... azot oksit regülatörü sızdırma yaptı ya da birisi onları uyuttu.
A companhia do gás diz que está a verificar o edifício.
Doğalgaz şirketi binayı temizleyeceklerini söylüyor.
Acabei de falar com os técnicos do gás.
Doğalgaz teknisyeniyle konuştum.
É novo. O cromatógrafo a gás ligado a este espetrómetro de massa detetou vários picogramas de feniletilamina.
Kütle spektrometresine bağlı gaz kromotografı, birkaç pikogram fenetilamin tespit etti.
Acabou o gás.
Benzinimiz bitti.
Se foi a conduta do gás, como é que o asfalto não sofreu danos?
Gaz kaçağından kaynaklandıysa nasıl asfalta bir şey olmadı?
Deixaram uma botija de gás butano aberta, acenderam uma mecha, fecharam as janelas e a porta, e meia hora depois... o tecto foi-se.
Şuraya tüpü koyup açmışlar... sonra da hafif bir fitil düzeneği... kapı ve pencereleri de kapatmışlar... ve yaklaşık yarım saat sonra... Elveda çatı.
Se ela descobrir sobre Melina, Vai por-me na câmara de gás.
Eğer Malena'yı öğrenirse beni gaz odasına yollar.
Porque o espaço é composto por muita poeira e gás que juntos formam bilhões e bilhões de estrelas e sóis, através de galáxias diferentes do universo.
Çünkü uzay, evrendeki farklı galaksilerden milyarlarca ve milyarlarca yıldızın ve güneşin bir araya geldiği tüm o toz ve gaz topluluğundan oluşur.
Respirou muito do gás.
Bir doz pis gaz aldın.
Nos próximos anos, as grandes empresas de petróleo e gás irão gastar mais e mais dinheiro, em energias alternativas e perfuração segura.
Önümüzdeki yıllarda, her büyük gaz ve petrol şirketi alternatif enerji ve güvenli sondaja gittikçe daha fazla para harcayacak
Bem, nas séries de TV, os detectives do paranormal dizem sempre às pessoas que as coisas estranhas são causadas pelo gás.
"hey, bizler kütüphaneden geliyoruz." diyemeyiz. Oh, şey, TV şovlarında, detektifler her zaman insanlara bu tip tuhaf şeylerin bataklık gazından kaynaklandığını söylerler.
Bombas nucleares perdidas, gás nervoso, sei como encontrar.
Karaborsa, sinir gazı... nasıl bulunacağını biliyorum.
- Gás natural.
Bataklık gazı.
Gás natural. Descobrimo-lo durante o nosso estudo de trânsito.
Trafik akışı çalışmamız sırasında bunu keşfettik.
Sim, isso explicaria os candeeiros a gás.
Evet, bu gaz lambalarını açıklar.
Quem é que põe um candeeiro a gás no meio da floresta?
Ormanın ortasına gaz lambasını kim koyar ki?
Essa é a clareira com o candeeiro a gás onde a Baird desapareceu.
Burası gaz lambasının olduğu açıklık, Baird'in kaybolduğu yer.
Temos de descobrir mais sobre estes candeeiros a gás.
O gaz lambaları hakkında daha fazla şey öğrenmeliyiz.
Então o que me diz dos candeeiros a gás?
Şu gaz lambalarının olayı ne?
Quer contar-me o que anda a fazer com estas lâmpadas a gás?
O gaz lambalarıyla gerçekte ne yaptığını söylemek ister misin?
Os candeeiros a gás, são transmissores de energia sem fios.
Gaz lambaları kablosuz güç ileticileri.
Depois dele ter percebido o que aconteceu, Tesla modificou os transmissores, os candeeiros a gás.
Ne olduğunu fark edince, Tesla ileticileri modifiye etti yani gaz lambalarını.
É um pesticida organofosforado, semelhante ao gás VX.
Organofosfat zehri. VX gazının bir benzeri.
Vistam os fatos e ponham as máscaras de gás.
Şimdi başlıyor! Koruyucu kıyafetleri ve gaz maskelerini takın!
E o gás também.
- Gaz da buldu!
A sede disse que não há máscaras de gás suficientes para todos.
Karargâhın söylediğine göre bütün alaya yetecek kadar gaz maskesi yokmuş.
Nunca foste buscar as máscaras de gás.
Gaz maskelerini alamadın.
Gás!
Gaz attılar!
Gás.
Gaz.
Uma fuga da gás.
Evet.
Não há máscaras de gás ou comida, mas temos muito cacau.
Ne yiyecek ne de gaz maskesi var ama bol bol kakaomuz var.