Translate.vc / португальский → турецкий / Harris
Harris перевод на турецкий
2,534 параллельный перевод
Precisam de um substituto para combater contra o Monte Harris.
Orta sıklet şampiyonluk maçında Monte Harris'le başkası dövüşmeli.
Ele precisa de 2 combates difíceis antes de combater com o Harris.
Omar Harris'in karşısına çıkmadan önce en az iki sağlam dövüşe çıkmalı.
- O Harris é uma fera. - Ele quer a sua oportunidade.
O adam bir canavar.
Vocês estão a treinar, o Harris arranca-te a cabeça.
Bu daha idman. Harris kafanı eline verecektir.
Toda essa merda... Não vai dar certo contra o Monte Harris.
Bütün o havalı hareketler Monte Harris'in karşısında sökmez.
Este rapaz é perfeito para o Harris e o seu estilo.
Bu çocuk da tarzı da Harris'e göre çok iyi.
E o vingador arménio, o Rei das Montanhas Caucus. Omar Assarian.
İşte yanımda Monte "Kasırga" Harris ve İntikam sever Ermeni Kafkas Dağları'nın kralı Omar Assarian.
Ouve, quero-te no balneário do Harris quando enfaixarem as suas mãos.
Dinle... Oğlanın elini sararken seni soyunma odasında istiyorum.
Nós conhecemos o Monte Harris, mas ele não nos conhece.
Biz Monte Harris'i tanıyoruz, ama o bizi tanımıyor.
Harris está magoado!
Harris sarsılıyor!
Harris acertou-lhe com uma grande esquerda!
Harris kaya gibi bir sol yapıştırıyor!
Harris acerta-lhe com uma esquerda incrível.
Harris kocaman bir sol yapıştırıyor.
Deve ter sido o Harrys.
Harris yüzündendir.
Se começasse a pressionar o Harris antes, ele nunca me tinha apanhado com aquele "bolo".
Harris'i erkenden yaralasaydım o boloyu suratıma yemeyecektim.
Este é o assistente do procurador, Desmond Harris.
Bu, savcı yardımcısı Desmond Harris.
- O Harris indica-lhe a saída.
- Harris size yolu gösterir.
Joseph Bellefleur era filho de Arthur Bellefleur, que era filho de James Bellefleur e Elizabeth Harris.
Joseph Bellefleur, Arthur Bellefleur'un oğluymuş. Arthur Bellefleur da James Bellefleur ile Elizabeth Harris'in oğluymuş.
A Elizabeth Harris era filha de Lionel Harris e Sarah Compton.
Elizabeth Harris, Lionel Harris'le Sarah Compton'ın kızıydı.
Arthur Bellefleur, que era filho do James Bellefleur e da Elizabeth Harris.
Arthur Bellefleur da James Bellefleur ile Elizabeth Harris'in oğluymuş.
Harris?
Harris mi?
A Elizabeth Harris era filha do Lionel Harris e da Sarah Compton.
Elizabeth Harris, Lionel Harris'le Sarah Compton'ın kızıydı.
Chefe, posso ter uma palavra? O que é, Harris?
Nasıl gidiyor?
Dr. Michael Harris.
Dr. Michael Harris.
Isso será o Dr. Harris a dizer.
- Buna Dr. Harris karar verecek.
O Harris sabe o que está a fazer?
Harris ne yaptığını biliyor, değil mi?
- Eu compreendo. E também compreendo que o filho do Mike é um trabalho em progresso e que o Harris está a usar os nossos últimos medicamentos mais pesados na desintoxicação.
- Anlıyorum ve Mike'ın oğlunun tedavisinin devam etmekte olduğunu da anlıyorum ve Harris detoks için son kuvvetli ilaçlarımızı kullanıyor.
Então aquela atitude hoje de manhã foi por causa do Harris.
Yani bu sabah ki tavrın Harris içindi?
O Harris contou-me que viu a minha mulher morrer e é difícil olhar para ele e não me lembrar disso.
Harris, karımı ölürken gördüğünü söyledi ve ona bakınca hatırlamamak mümkün değil.
Conta ao Dr. Harris como ouviste aquelas rajadas de estática altas no teu rádio.
Dr. Harris'a radyoda duyduğun yüksek seviyedeki parazitten bahset.
Tu ouviste o que o Harris disse.
Harris'ın dediklerini duydun.
Devias falar com o Harris.
Harris'le görüşmelisin.
O Harris era um óptimo cirurgião.
Harris harika bir cerrahtı.
Assassinos deste tipo : Starkweather e Fugate, Bonnie e Clyde, Klebold e Harris.
Bunlar çılgın katiller ikililerinden, Starkweather ve Fugate Bonnie ve Clyde, Klebold ve Harris gibi.
Prescritos pelo seu velho amigo Dr. Harris.
Eski dostun Doktor Harris'in yazdığı.
- Cleo Harris?
- Cleo Harris mi?
Isso, isso.
Burası Bay Harris'in eviydi.
Esta era a casa do Sr. Harris. Dizem que morreu de cancro no pulmão, mas temos quase a certeza que foi SIDA.
Akciğer kanserinden öldü dediler ama AIDS'ten öldüğünden eminiz.
Alguém comprou a casa do Sr. Harris?
Bay Harris'in evini mi satın almışlar?
O Harris esteve morto muito tempo na casa de banho antes de o encontrarmos.
Onu bulmadan önce Harris uzun süre tuvalette ölü kalmış.
Credo, este sítio continua a cheirar ao velho Harris.
Burası hâlâ yaşlı Harris gibi kokuyor yahu.
- Compraram a casa do Sr. Harris?
- Bay Harris'in evini mi satın almışlar?
Sr. Harris, não é suposto estar a pé.
Bay Harris, ayakta olmamanız gerekiyor.
Sr. Harris, volte já para o seu quarto.
Bay Harris, hemen odanıza gidin.
Nós temos Monte "The Hurricane" Harris.
Duyduk, duymadık demeyin!
- Harris?
Harris?
Harris.
Harris.
Do Dr. Harris?
Dr. Harris mi?
O Dr. Harris disse hoje ao fim do dia.
Dr. Harris bugün geç saatlerde dedi.
Lamento pelo que aconteceu ao Harris.
Harris için üzgünüm.
Na manhã em que a mãe saiu para ir buscar comida com o Dr. Harris.
Annemin, Dr. Harris'le yemek aramaya çıktığı sabah.
- cleo Harris?
- Cleo Harris misin?