Translate.vc / португальский → турецкий / Haven
Haven перевод на турецкий
842 параллельный перевод
A New Haven.
New Haven'a.
A sociedade de Filadélfia anseia pelo casamento de Mrs. Tracy Lord Haven, ex-mulher de C.K. Dexter Haven, com Mr.
... Bn Tracy Lord Haven ile Bay George Kittredge'in düğününü bekliyor.
- Se não voltar a ver Dexter Haven...
- Dexter Haven'ı bir daha görmesem...
Mas é o Mr. Haven!
Bay Haven, efendim.
Está por aí a Mrs. Haven...
Bayan Haven...
- Claro, Mr. Haven.
- Tabii, Bay Haven.
Ouve, que anda este Haven a tramar?
Şu Haven denen adam neyin peşinde?
- C.K. Dexter Haven.
- C.K. Dexter Haven.
C.K. Dexter Haven.
C.K. Dexter Haven.
Ouça, Haven... O departamento de pesquisa não nos deu muita informação.
Bak, Haven araştırma departmanımız elimize pek fazla bilgi vermedi.
- Como está, Haven?
- Nasılsın, Haven?
- Damos-lhe um toque, Haven.
- Seni ararız.
Talvez, então, o teu amigo Mr. Haven seja menos condescendente.
Ve belki arkadaşın Bay Haven bazı şeylere daha az tenezzül eder.
Todos excepto o C.K. Dexter Haven.
Dexter Haven hariç herkes, değil mi?
- Leve-me à mansão do Dexter Haven.
- Beni Dexter Haven'ın evine götür.
- Mr. Haven?
- Bay Haven mı?
C.K. Dexter Haven!
C.K. Dexter Haven!
Oh, C.K. Dexter Haven!
C.K. Dexter Haven!
C.K. Dexter Haven?
C.K. Dexter Haven.
C.K. Dexter Haven, gostaria de falar consigo.
C.K. Dexter Haven, seninle konuşmak istiyorum.
C.K. Dexter Haven, tem uma cultura inesperada.
C.K. Dexter Haven, derin kişiliğin hiç belli olmuyor.
E quanto vale você, C.K. Dexter Haven...
Peki bu seni kaç paralık yapar, C.K. Dexter Haven?
Caramba, C.K. Dexter Haven! Ou lhe dou um soco, ou você mo dá a mim!
Lanet olsun, C.K. Dexter Haven, ya ben seni yumruklayacağım ya da sen beni.
Mandou um recado estranho : " Avise o Haven que ganhou.
Tuhaf bir mesaj gönderdi. Dedi ki : " Haven'a söyle, kazandı.
Lamento aborrecê-lo, mas no estado em que a Eve se encontra, estou preocupada em deixá-la ir para New Haven, amanhã.
Sizi bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama Eve'in durumu.. .. beni çok endişelendirdi, yarın da New Haven'a gidiyor.
Para o mundo do teatro, New Haven, Connecticut, é um percurso curto entre o Teatro Shubert e o Taft Hotel, rodeado pelo que parece ser uma pequena cidade,
Tiyatro dünyası için New Haven, Connecticut.. .. Shubert Tiyatrosu ile Taft Oteli arasında, küçük bir şehir tarafından.. .. çevrelenmiş gibi görünen kısa bir kaldırım parçasıdır.
Lloyd deve esperar uma permanência recorde em New Haven.
Lloyd New Haven'da rekor bir katılım bekliyor herhalde.
Não vim a New Haven para ver a peça, discutir os seus sonhos, ou arrancar as heras das paredes de Yale.
New Haven'a oyunu izlemeye, hayallerini tartışmaya, ya da.. .. Yale'in duvarlarından sarmaşıkları sökmeye gelmedim.
Eu não dormi como devia, com aquela lua por cima e ainda acordo sentindo bem, acho que estou apaixonada apenas um beijo doce e eu vi estrelas eu beijei-o desse modo?
I haven't slept the way I should Darn that moon above And yet I wake up feelin'good Reckon I'm in love Just one sweet kiss and I saw stars
Eu teria que pegar o metro até a rua 125, depois o autocarro até a estação e o comboio Nova York / New Haven / Hartford até Port Chester.
125'e gitmek için metroya, ordan da New York'tan Port Chester'e giden treni yakalamak için otobüse binmek gerekecek.
Ninguém da familia convidará o Dexter para esta casa até que me tenha casado e saído.
Ailemin hiçbir ferdi, ben evlenip,.. ... buradan gidene kadar Dexter Haven'ı eve davet etmeyecek.
Você não escreveu a canção "Samantha"?
Siz Samantha'yı yazan Dexter Haven mısınız?
- O Sr. Haven é muito famoso.
Biz boşandıktan sonra Bay Haven epey meşhur oldu.
Também temos entre nós o patrocinador do festival, o Sr. Dexter Haven.
Evet efendim. Evet. Ayrıca festivalin sponsorlarından Bay Dexter Haven da burada.
Agradecimentos, Sr. C.K. Dexter Haven!
Teşekkürler Bay C.K. Dexter-Haven.
É o senhor, Sr. Haven.
- Siz miydiniz Bay Haven? - Merhaba Mac.
Não podemos estrear a peça em New Haven sem eles.
Bay Campbell onlar olmadan New Haven'da hiç açılış yapamaz.
Dave, lembras-te do Robert Haven French e da filha, Gwen, não te lembras?
Dave, Robert Haven French ile kızı Gwen'i hatırlıyor musun?
Há quatro meses, o Professor Burtus Haven Smith concorreu contra o homem escolhido por Finley.
Bir dahakine daha şanslı olacağım. Sonra seni o taş duvardan birinci sınıfa geçireceğim.
Diácono, conto com o seu apoio no comicio. - De pé, rebeldes! - Vamos ver.
Dört ay önce, Profesör Burtus Haven Smith Finley'in seçtiği adama karşı aday oldu.
- Não tenho nenhuma.
- l haven't got any.
- Não tens doutoramento em línguas orientais?
- Haven't you a degree in Eastern?
And I haven't got a lot of time... E eu não tenho muito tempo...
# Ve benim çok zamanım yok... # #
Em New Haven gastávamos mais do que isso em cerveja.
New Haven'da içtiğimiz biraların hesabı ondan fazlaydı.
Quero que soe um pouco mais Haven.
Bu seferkinde Haven'ı daha çok duymak istiyorum.
Além disso, Haven Hamilton fará uma aparição aqui no Metro Airport.
Ayrıca Haven Hamilton da Metro Havaalanına gelecek.
Haven Hamilton acaba de chegar, com seu típico traje branco.
Haven Hamilton şimdi geldi, her zamanki gibi beyazlar giyinmiş.
Os membros da Câmara de comércio aproximam-se para receber a Haven Hamilton.
Ticaret Odası üyeleri Haven Hamilton'ı karşılamaya gidiyor.
Olá, Haven querido.
Merhaba Haven, hayatım.
C. K. Dexter Haven.
C.K. Dexter-Haven.
- És tu, Haven?
Sen misin Haven?