Translate.vc / португальский → турецкий / Império
Império перевод на турецкий
3,189 параллельный перевод
Não quisemos que voltasse a cair nas mãos do Império.
- Teşekkür ederim, nazik efendi. - Takım çalışması.
Achas que percorri todo este caminho apenas para ver o meu império desmoronar-se?
Sence onca seye imparatorlugumun cokusunu izlemek icin mi katlandim?
O maior império da história da humanidade foi fundado por lobos.
İnsan tarihindeki en büyük imparatorluk kurtlar tarafından kurulmuş.
- Nos tempos do Império Ottoman...
- Osmanlı İmparatorluğu zamanında -
Um exemplo é o império da borracha de Samatra da Good Year.
Good Year lastik şirketi de bu zenginlikten faydalanlardan.
Talvez Franklin soubesse que esses dois traidores estavam ligados por uma moeda amaldiçoada do Império Romano.
Franklin bu iki hainin Roma İmparatorluğu'nun lanetli parasıyla bağlı olduğunu biliyor olabilir.
Com as almas impuras, o Henry quer construir o próprio império.
Demek insanların ruhlarını karartarak Henry kendi imparatorluğunu yaratmak istiyor olabilir.
Lamento ter tornado mais difícil para ti e para o teu filho obterem de volta o vosso império.
Oğlunla planladığınız imparatorluğunuzu kurmanızı zorlaştırdığım için özür dilerim.
O seu negócio é, apenas, o ponto de partida para o tipo de império da vida nocturna que estou a tentar construir.
Senin yaptığın şey, tam da benim kurmak istediğim gece hayatı imparatorluğunun bel kemiğini oluşturuyor.
Entrei na mainframe principal de LeMarchal, mas consultar todos os ficheiros do maior império dos média na Europa para procurar "TWM" vai... levar uma eternidade.
LeMarchal'ın ana bilgisayarını "hack" ledim ama "TWM" harflerini bulmak için Avrupa'nın en büyük medya holding'lerinden birinin binlerce dosyasında gezinmek asırlar sürebilir.
Tens de admitir que... juntos construíram um Império.
Kabul et, birlikte bir imparatorluk kurdunuz. Senin yaşındayken bu önemli görünüyordu...
Em vez de criar-te, criei um império e a nossa relação sofreu.
Seni büyüteceğime bir imparatorluk kurdum. İlişkimiz bundan zarar gördü.
O meu pai decidiu entregar-me o império LeMarchal.
Babam LeMarchal imparatorluğunu devralmam için beni yetiştiriyor.
O meu pai vai entregar-me o império LeMarchal.
Babam LeMarchal imparatorluğunu devralmam için beni yetiştiriyor.
Filho mais velho do Sultão Mehmed, o Conquistador e herdeiro do trono do grande Império Otomano.
Fatih Sultan Mehmed'in en büyük oğlu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun veliahtıyım.
O império do seu pai aflige as nossas fronteiras.
Babanın imparatorluğu kıyılarımıza musallat oluyor.
Antes de servir o Império Otomano, visitei Florença muitas vezes para aproveitar a sua... sociedade desinibida.
- Osmanlı'nın hizmetine girmeden önce Floransa'yı sık sık ziyaret edip kısıtlama görmemiş insanlarıyla alem yapardım.
Agora ele tem um império. Sim.
- Kendine ait bir imparatorluğu var.
Na abertura da Exposição do Império Britânico.
Britanya İmparatorluğu Sergisi açılışı adına.
E a falar do Império e tudo.
- Öyle lordum. İmparatorlukla ilgili de konuşur.
"Tenho o maior prazer e satisfação em vir aqui hoje com a Rainha com o objectivo de dar início à Exposição do Império Britânico."
"Bugün Britanta İmparatorluğu Sergisi'nin açılışı için buraya gelmek büyük bir zevk ve tatmin."
Meu soberano, é o Império Otomano.
Lordum, gelenler Osmanlı İmparatorluğu'ndan.
Como é possível que a sua amante seja emissária do Império Otomano?
Metresinin Osmanlı İmparatorluğu'na elçilik yapması nasıl mümkün olabiliyor?
1º : devem ceder o controlo da cidade de Otranto para o grande Império Otomano sem resistência.
İlk şartı : Otranto'yu direniş göstermeden yüce Osmanlı İmparatorluğu'na teslim edeceksiniz.
Ao amanhecer, sentirá toda a força do Império Otomano.
Şafak sökünce Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm gücünü hissedeceksiniz.
Ordem de Excelência do Império Britânico, decano de física em Oxford, e foi pré-aprovado para um cartão de crédito qualquer.
Oxford Fizik Dekanı ve önceden onaylanmış Capital One No-Hassle kartı var.
Pediu ao Gabinete Colonial que lhe conceda uma licença de exportação do Império.
Sömürge yönetiminden kendisine.. Kraliyet ihracat ruhsatı verilmesini istiyor.
E nós, Shelbys, temos uma licença garantida pelo próprio Ministro do Império, o que significa que as nossas cargas não serão revistadas.
Ve biz, Shelby'lerin, Kralın,... bizzat kendi vekilinden onaylı lisansımız var,... bu da demek oluyor ki bizim kasalarımız geçiş esnasında aranmayacak.
Assinado pelo próprio Ministro do Império.
~ Bizzat Bakanın imzasını getirdim.
Quer dizer, informação privilegiada sobre o império criminoso de Tommy Shelby?
Yani, Tommy Shelby'nin suç krallığının içinde bilgi sızdırmaktan mı bahsediyorsun?
Matar a rainha bastarda e governar um novo império.
00 : 40 : 50,152 - - 00 : 40 : 52,853 Niyetim de buydu zaten!
Vós, Maria, sois a promessa de um império.
Sen, Mary, imparatorluk vaadini taşıyorsun.
A teoria é que quando o império romano caiu, a legião romana estacionada na Bretanha ficou para trás.
Roma İmparatorluğu düştüğünde, Britanya'da kalan Roma lejyonu orada kaldı.
Se Artur era romano, iria estar na maior colónia britânica do império, Londinium, a actual Londres.
Eğer Arthur Romalıysa, Britanyadaki en büyük yerleşim biriminde olmalı, Londinium... modern Londra.
Mas era necessária, naquele momento, para preservar o vosso Império.
Ama şu noktada İmparatorluğunuzu korumak için gerekliydi.
Uma mentira sobre como a Casa de Ögödei trata o filho do Kublai põe em perigo todo este Império!
Ögeday Hanesi'nin, Kubilay'ın oğluna davranışları ile ilgili söylediğin bir yalan, tüm İmparatorluğu tehlikeye sokabilir.
Um império dividido é uma oportunidade.
Bölünmüş bir imparatorluk büyük bir fırsattır.
Soubemos que Fang Zhen, o Lótus Vermelho, havia tomado lugar no vosso império.
Fang Zhen olarak bilinen Kırmızı Lotus'un imparatorluğunuzda yer alacağını duyduk.
E no que toca a proteger o seu Khan e império, ela fará o que tiver de ser feito.
Konu Han'ını ve İmparatorluğu korumaya gelirse yapılması gereken her şeyi yapar.
Outra derrota destruirá o império.
Bir başka yenilgi, İmparatorluk'u yıkar.
Da sua suíte palaciana no Lexington Hotel, Capone governa o seu império com punhos de ferros...
Lexington Oteli'ndeki saray yavrusu süitinden Capone imparatorluğunu demir yumrukla yönetiyor...
A base do Império Romano.
Roma İmparatorluğu'nun temeli.
Ele e o Lord do fogo Zuko, aproveitaram-se da fraqueza do meu pai e roubaram-nos as nossas terras para construir o seu próprio pequeno império.
O ve Ateş Lordu Zuko, babamın zafiyetini kullanarak topraklarımızı çalarak kendi ufak İmparatorluklarına çevirdiler.
Vou levar a minha filha para se despedir do pai e do Império.
Kızımı, babasına ve İmparatorluğa veda etmesi için ikna edeceğim.
Eu conduzi esta cidade, este império, numa época tumultuosa e essa época ainda não passou.
Bu şehrin çobanlığını ben yaptım, imparatorluk bir hengameden geçiyor ve bu hengame daha bitmedi.
Todo o comércio deve ser registado pelo Império.
Tüm ticaret malları İmparatorluğa kayıt ettirilmesi gerekiyor.
Lembro-me de como era antes das vossas naves surgirem. Antes de vocês do Império arruinarem Lothal, assim como o resto da Galáxia.
Gemilerinizin daha ortaya çıkmadığı zamanları hatırlıyorum İmparatorluğun Lothal'ı da galaksinin kalan kısmı gibi harap etmeden öncesini.
A Agência de Segurança do Império... presta atenção em padrões.
İmparatorluk Güvenlik Bürosu örneklerle ilgileniyor.
Quando as operações do Império são atacadas com regularidade, pode significar mais do que um simples roubo.
İmparatorluğun operasyonları belli bir prensibe göre hedef alınıyorsa birkaç sandığın çalınmasından daha fazlasını ifade edebilir.
Ele expulsou este pessoal das suas quintas... quando o Império quis a terra deles.
İmparatorluk onların arazilerini istediğinde bu insanları çiftliklerinden kovmuş.
Temos a mercadoria e tramamos o Império.
Malları ele geçirdik ve İmparatorluğun elindekileri azalttık.