Inspector перевод на турецкий

Inspector, aconteceu alguma coisa?

- Müfettiş, bir şey mi oldu?

Pediu ao inspector Nelson para investigar.

Ben de Müfettiş Nelson'dan bir araştırma yapmasını rica ettim.

Graças à investigação do inspector, vamos encontrar uma velha amiga dela.

Müfettiş Nelson'ın yaptığı bir araştırma sayesinde, onun çok eski bir dostuyla tanışacağız.

- Segundo o inspector, bebia bastante.

- Müfettiş Nelson'a göre, çok fazla cin içiyormuş. - Bence ondan da fazla içiyordu.

Merci, inspector Nelson.

Teşekkürler, Müfettiş Nelson.

A investigação do inspector Nelson confirmou as minhas suspeitas ontem e hoje... recebi um telegrama da África do Sul, confirmando a morte de monsieur Andrew Restarick há um ano.

Müfettiş Nelson'ın araştırmaları, kuşkularımı daha dün doğruladı. Bugün de Güney Afrika'dan aldığım bir telgraf, Bay Andrew Restarick'in bir yıl önce öldüğünü teyit ediyor.

- Só um instante, inspector.

- Bir dakika, Müfettiş.

Então hoje devia ter agredido o inspector da câmara?

Bundan dolayı ben müfettişe saldırmış olmalıyım.

Por isso, chama lá o Dr. Inspector e vamos conversar uns segundos!

İstersen şu doktorunu uzak tut ve beş saniye konuşalım.

O meu pai, Inspector Chiang Kohung.

Babam. Müfettis Chiang Kohung.

Não és um inspector.

Sen müfettisi degilsin.

O Inspector Chiang reuniu-se finalmente com as suas filhas.

Müfettis Chiang sonunda kizlarina kavustu.

Inspector Saunier.

Komiser Saunier.

Este é o Inspector George Aiken.

Bu da müfettiş George Aiken.

Para si... inspector.

Bu sizin Dedektif.

"Inspector"...

Dedektifmiş.

És tu, inspector.

Siz misiniz dedektif?

Pense bem, inspector.

Tekrar düşün dedektif.

Bom dia senhora. Posso ver o inspector Bellamy?

İyi günler hanımefendi, müfettiş Bellamy ile görüşebilir miyim lütfen.

O inspector Bellamy sabe tudo.

Müfettiş bütün olanları görür.

Inspector Bellamy, sou eu.

- Alo, evet. - Müfettiş Bellamy, benim.

Queria... que todos fossem felizes. Garanto-lhe, inspector.

Herkesin mutlu olmasını istedim.

Sou Paul Bellamy, inspector de polícia.

İyi günler hanımefendi. Ben Paul Bellamy, polis müfettişi.

Mas... já disse tudo ao inspector Leblanc.

- Müfettiş Leblanc'a her şeyi anlattım.

Que lhe disse o inspector Leblanc?

Müfettiş Leblanc'a ne dediniz?

Tem calos, inspector?

- Umarım gıdıklanmazsınız müfettiş?

Então inspector, o relatório?

- Peki, raporunuz müfettiş?

Ao inspector Leblanc. É o seu carro, não?

Müfettiş Leblanc Picasso'nun arabası değil mi?

O inspector Leblanc.

Müfettiş Leblanc.

O inspector Leblanc está interrogando-o.

Şu anda Müfettiş Leblanc tarafından sorguya çekiliyor.

- Este é o Inspector Belic.

- Bu Müfettiş Belic.

- Inspector Belic.

- Müfettiş Belic.

Ah Jing, de hoje em diante, estás promovido a inspector sénior.

Ah Jing, Bugünden itibaren, sen kıdemli gözlemciye yükseltildin.

Inspector Sénior Jing.

baş müfettiş Jing.

Inspector sénior Jing, a partir deste dia está suspenso do seu dever,... este caso vai ser transferido para o departamento legal para a continuidade.

Baş Müfettiş Jing, bu günden itibaren, siz görevden alındınız. Bu durum, takip için yasal departmana gönderilecek..

Chefe da segurança, inspector-chefe do caso.

Alışveriş merkezi güvenlik şefi, bu davada başmüfettiş.

Inspector Mathelin.

Dedektif Mathelin.

Inspector Pujol, 11º distrito.

Komiser Pujol, 11. bölge.

Rapazes, conheçam o Inspector Pujol.

Çocuklar komiser Pujol ile tanışın.

Inspector René Pujol.

Komiser René Pujol.

Vá devagar, Inspector-Chefe Pujol.

Sessizce takip edin baş komiser.

Inspector-Chefe?

Baş komiser mi?

Obrigada, Sr. Inspector.

Sağ olun komiser.

- Inspector Stanton, o que me conta?

- Müfettiş Stainton. - Durum nedir?

Inspector, estamos quase a acabar com o pacote.

Müfettiş, pakede atış yapmaya hazırlanıyoruz.

Inspector Stanton, as testemunhas podem ir.

Müfettiş Stainton, görgü tanıkları gidebilir.

- Não, senhor. Tenho o inspector em linha.

Hatta Müfettiş Stainton var.

- Inspector?

Müfettiş?

Como está a vítima, inspector?

Kurban nasıl müfettiş?

- Inspector? - Sim.

Evet?

Inspector, tudo bem?

Müfettiş, her şey yolunda mı?