Translate.vc / португальский → турецкий / Intime
Intime перевод на турецкий
18 параллельный перевод
Intime o Webster para o Conselho e eu terei todas as provas para o pôr atrás das grades.
Siz Webster'i komisyonda sorgulayın. Ben de size, onu hapse götürecek yeterli delilleri getireyim.
Quero que vá até lá e intime aquele legista. Depois volte directamente para aqui.
Gidip o adli doktora mahkeme celbini tebliğ etmeni... sonra da doğru buraya dönmeni istiyorum.
Intime-o e faça-o confessar.
Onu mahkemeye çıkarırsın ve ondan alırsın.
Ela que te intime.
Bırak seni mahkemeye çağırsın.
Intime a CIA, srta. Parsons.
O dosyayı mahkemeye sunun Bayan Parsons.
Sugiro que o intime como testemunha hostil, antes que ele volte a desaparecer.
Tekrar ortadan kaybolmadan önce onu tanık olarak mahkemeye çağırmanı tavsiye ederim.
Bem, posso pedir-lhe que te intime com a adaga.
Ona, hançerle seni çağırmasını söyleyebilirim.
- Então, intime-o e faça-o dizer isso.
- O halde ona celp yolla... -... ve bunu söylet.
O jovem de 20 anos, brutalmente espancado ontem à noite perto do Café Intime faleceu.
Gece saatlerinde Café Intime'in önünde dövülen 20 yaşındaki kişi hayatını kaybetti.
Anteriormente no mesmo local uma cliente foi assaltada por três homens, que a agrediram violentamente.
Daha öncesindeyse Café Intime'in müşterisi olan bir kadın üç erkek tarafından hakaret uğrayarak darp edildi.
Lembras-te da propaganda do clube gay Café Intime que encontramos no quarto do Carlsson?
Carlsson'un odasında bulduğumuz gey kulübü Café Intime'in broşürünü hatırlıyor musun?
Ela foi para o Café Intime.
Café Intime'le iletişime geçmiş.
O vídeo de vigilância do Café Intime que pediste.
Café Intime'den istediğiniz kamera kayıtları geldi.
Pareces muito interessado no Café Intime.
Görünüşe göre Café Intime'le çok ilgilisin.
Estes três homens foram presos ontem por darem uma tareia brutal e anormal... fora do Café Intime.
Gördüğünüz üç adam Café Intime'ın önünde kadına aşırı şiddet uygulamaktan dün tutuklandı.
Café Intime, várias vezes.
Pek çok kez Café Intime'de bulunmuş.
Prendemos os suspeitos da agressão em frente à porta do Café Intime.
Saldırının zanlısını Café Intime'ın dışında yakaladık.
Não sei de nada sobre isso, por isso vá em frente. Intime-me.
Konu hakkında bir şey bilmiyorum o yüzden buyur.