Jà перевод на турецкий
472 параллельный перевод
- Jà agora, o que é?
- Bu arada, nedir bu?
Jà lhe digo o nome dela.
Size hemen bir isim söyleyeceğim.
Jà agora, dança que é uma maravilha.
Bu arada, çok güzel dans ediyorsun.
Estava a guardà-la como surpresa, mas, agora, que jà sabe espero que goste.
Bunu sürpriz olarak saklıyordum, ama artık bildiğine göre umarım seversin.
Mr. Curtis, é a melhor coisa que jà me aconteceu.
Bay Curtis, bu bana olan en güzel şey.
Jà descobrimos.
Öğreneceğiz.
- Jà pode ficar quieto?
- Rahat durabilecek misin?
- Sim, senhor. Jà estou bem, doutor.
- Evet efendim, artık iyiyim doktor.
O oficial do armazém quer vê-lo jà.
Erzak subayı derhal sizi istiyor.
- Jà disse que näo bebi.
- Ama içki içmiyordum ki.
Jà agora, por que näo pedes um cavalo e o perdäo?
Neden bir af ve bir at istemiyorsun?
Jà tem onde ficar?
Kalacak yer ayarladınız mı?
Eu jà sabia!
Başlıyoruz işte.
- Jà o fiz, näo atende.
- Ettim. Cevap vermiyor.
Quando te trocares, jà teremos tudo sob controlo.
Üstünü değiştirdiğinde, her şey kontrolümüzde olacak.
Jà agora, que vieste fazer ao apartamento?
Bu arada, dairene neden geldin?
Seràs a noiva mais bonita que jà se viu.
Herkesin gördüğü en güzel gelin olacaksın.
Ao que ouvi, os Curtis jà näo vivem aqui.
Son duyduğumda Curtis'ler burada yaşamıyordu.
Por mais que jà tenha respondido a essa pergunta ainda me choca um pouco perceber que Sebastian Venable, o poeta, era desconhecido fora de um pequeno círculo de amigos, incluindo a mäe dele.
Bu soruyu bir çok kere cevaplamak zorunda kalsam da Sebastian Venable'nin, annesini içeren küçük bir arkadaş grubu dışında neredeyse hiç bilinmeyen bir şair olduğunun farkına varmak hâlâ biraz şaşırtıyor beni.
Jà ouvi falar.
Orayı duymuştum.
Jà percebi a sua urgência.
Neden acil durum dediğimi anlıyorsunuzdur.
Quando desceu, disse : "Agora jà o vi".
Aşağıya indiğinde, "Artık O'nu gördüm." dedi.
Eu jà vou.
Birazdan geliyorum.
Sei que estou a correr um risco mas para jà näo quero que se sinta como uma paciente.
Risk aldığımı biliyorum ama bir süreliğine kendini hasta olarak görmemesini istiyorum.
Eu jà vi que sim.
Yetenekli olduğunu ben de söyleyebilirim.
Jà voltei ao normal, mäe.
Artık kendimdeyim anne.
Que desperdício, jà que o arranjei hoje de manhä quando vou ter de o rapar já a seguir.
İsraf olmuşa benziyor. Saçlarımı daha bu sabah yaptırmıştım. Sonra da hepsini kestirmem gerekiyor.
Jà tinha marcado uma viagem a Estocolmo e Copenhaga.
Stockholm ile Copenhagen'de yerimizi çoktan ayırtmıştı sanırım.
Jà lhe disse, de ataque cardíaco.
Söyledim ya, kalp krizi.
Jà estou habituada.
Alışkın olmadığımdan değil.
Jà estou a sentir.
Hissetmeye başladım bile.
Jà consegui.
Şimdi yapabiliyorum.
Jà lhe disse.
Sana söylemiştim.
Em breve, quando o tempo aqueceu e a praia estava cheia jà näo precisava de mim para esse efeito.
Çok geçmeden hava daha ısınıp plaj kalabalıklaştığında bu amaç için daha fazla ihtiyacı kalmadı bana.
Nessa altura, jà me deixava usar um fato de banho escuro.
Bu yüzden, düzgün koyu renk bir mayo giymeme izin verdi.
" Jà chega de Cabeza de Lobo.
" Bence Cabeza de Lobo'da işimiz bitti.
Jà fizemos tudo, näo achas? "
Burada işimiz bitti bence, değil mi? "
Jà violou a condicional largando seu emprego.
İşini bırakarak şartlı tahliye kurallarını çiğnedin.
Jà sou há sete anos.
Yedi yıldır bağımlıyım zaten.
Jà viu um milionário ir pra cadeira elétrica?
Hiç bir milyonerin elektrikli sandalyede kızardığını gördün mü?
- Foi o melhor amigo que eu jà tive.
- O benim en iyi dostumdu.
Jà esteve lá em cima?
Yukarıya baktın mı?
- Jà foram levados pra funerària.
Cenazeevine götürüldüler.
Jà tem um?
Nedenini biliyor musunuz?
- Quantos jà ligaram pelo dinheiro?
Kaç kişi bu ödüle konmaya kalktı?
- Jà passou cheques sem fundo?
Hiç karşılıksız çek yazdın mı?
Luke, jà se hospedou no Eden Roc?
Luke, sen hiç Eden Roc'a gittin mi?
Jà conseguiu uma confissão?
- hala konuşmadı mı?
E o mais importante : Disseram à polícia ou ao psiquiatra... que jà sentiam o impulso de matar antes de cometerem os assassinatos.
En önemlisi de şu, cinayeti işlemeden önce... polise ya da bir psikiyatra şiddetli bir öldürme itkisi duyduklarını söylemişler.
Antes que possamos julgà-los, vocês jà dão seu veredicto.
Mahkeme önüne çıkarılmadan adamları gazetede yargılıyorsunuz.
Eu jà.
Ben duydum.