Jã перевод на турецкий
51 параллельный перевод
Es um graduado que empurra! Se não eu jã não empurro!
O zaman çeken bir rütbeli ol, yoksa ben de çekmem.
A traseira jà ¡ està ¡ rompida.
Omurgası zaten gitmiş.
Quantas patrulhas jà ¡ fizeste?
Şimdiye kadar kaç kez göreve çıktın?
JÃ ¡ descodificaste?
Deşifre edemedin mi daha?
La Rochelle jà ¡ era.
"La Rochelle iptal edildi"
JÃ ¡ se passaram 15 horas.
15 saat oldu.
Por favor, precisamos de privacidade. JÃ ¡ conversamos sobre isso
Lütfen biraz mahremiyet lazım bize.
Jã não são latas e filmes e vídeos, Tommy.
Artık kayıt yapmak, film ve video kasetler yok Tommy.
JÃ ¡ vos passa essa vontade de rir!
Yüzünüzdeki gülümsemeyi söküp alayım da görün siz.
Fiquem quietos, jà ¡ volto.
Hiçbir yere gitmeyin, hemen dönerim.
- Jã não me vou casar.
- Evleniyor değilim artık.
irá ¡ ser a melhor refeià § à £ o de familia que jà ¡ tivemos em anos.
Senelerdir yediğimiz en iyi aile yemeği olacak.
Eu jà ¡ estou morta.
Zaten ölüyüm.
Acho que ela jà ¡ o entendeu.
Sanırım en sonunda anladı.
- Rebecca, olha.. Eu jà ¡ te disse que nà £ o.
- Rebecca, bak sana hayır demiştim.
Um pouco tapada e oferecida, mas ainda assim... a melhor noite de sà ¡ bada que jà ¡ tive em muito tempo.
Biraz meşe tadında ve ucuz, ama yine de uzun zamandır geçirdiğim en iyi cumartesi gecesi.
Nà ³ s jà ¡ estamos tá £ o espalhados.
Her yere yayılmış durumdayız.
Acho que ele jà ¡ o fez.
Bence, kurtardı.
Eu estou nisto hà ¡ jà ¡ algum tempo, sabes?
Uzun zamandır bu durumdayım.
Eu jà ¡ tinha informado o Dr. Prindaar de que nà £ o tinha nenhum espaà § o para o sr. Shaw.
Dr. Prindaar'a, Bay Shaw için yerimiz olmadığını bildirmiştim.
- JÃ ¡ entendi.
Anladım.
O "mais vale tarde que nunca" jà ¡ nà £ o conta para nada?
"Geç olsun güç olmasın." lafı bir şey ifade etmiyor mu artık?
Normalmente ficar afastado dos vampiros... mas tu jà ¡ foste para a cama com um.
Normalde, vampirlerden olabildiğince uzak duracaksın, ama sen bu kuralı çoktan ihlal ettin.
Tu jà ¡... Hà ¡ outros?
Başkaları da var mı?
O teu estÃmago jà ¡ se ajustou?
Miden alıştı mı?
Isso jà ¡ te aconteceu?
Senin başına geldi mi hiç?
Mas... JÃ ¡ passei por isso antes.
Ama ben bu yollardan geçtim.
JÃ ¡ falaste com a Sally?
Sally ile de konuştun mu?
JÃ ¡ fizeste sexo nesta altura?
Bu zamanlarda hiç seks yaptın mı?
Jà ¡ estivesse nessa situaà § à £ o antes.
Ben bu yollardan geçtim.
JÃ ¡ te disse, ele caiu!
Söyledim ya, düştü!
Jà ¡ te disse que nà £ o quero recrutamentos no hospital.
Sana hastaları dönüştürmeyeceksin demiştim.
Eu desejava poder fechar os meus olhos, acordar... e jà ¡ ser manhã £.
Keşke gözlerimi kapasam, uyusam ve sabah olsa.
Jà ¡ faà § o isto hà ¡ 200 anos.
200 yıldan beri böyleyim.
Mas quando nà £ o podemos quando sà £ o demasiados... quando jà ¡ passou tanto tempo... à ‰ entà £ o que isto se torna assustador.
Ama hatırlayamayınca, çok kişi olunca, uzun zaman geçince işte o zaman korkutucu olmaya başlıyor.
Jã não estão.
Artık değil.
Dois dos meus chefes jà ¡ sairam
- Günaydın. - Günaydın.
JÃ ¡ puseste puke no teu ombro.
- Viggo Norlander'in?
Ele estava a investigar o Gang Jà ¼ ri X e julgou mal a situaà § à £ o.
- Öyle sayılır.
Nà ³ s jà ¡ temos policias no lugar.
İş adamı cinayetleri, biliyorsun.
JÃ ¡ vais?
Haberi Mörner vermiş.
Ele està ¡ no Gang X Jà ¼ ri, entà £ o nà £ o era uma visita de cortesia.
- Missa Papae Marcelli.
Ele jà ¡ esteve em Gotemburgo...
Muhtemelen anahtarları teslim etmeye.
 Você jà ¡ contactou Winge Ruben? Nà £ o, mas estamos a vigiar a sua casa.
Seni aramamam gerektiğini biliyorum ancak...
Jã não fazem música assim, pois não? Bem, isto está bom.
Güzel, bir de bunu deneyelim.
Jörgen, tem um cigarro?
JÃ ¶ rgen, sigaran var mı?
Penny, jã não estou numa relação.
Penny, artık ilişkim yok.
Três cà © lulas jà ¡ foram, senhor.
Üç hücre kaldı.
Ele ligou-me ontem e descobriu que o par chamado Igor e Igor sà £ o membros do Gang X Jà ¼ ri.
Söyledim ya. Ben iş arkadaşıyım. İsveç'ten.
Sabemos que eles està £ o ligados à Rússia e ao Gang Jà ¼ ri X.
Belki de hayatını mahveden insanları öldürüyordur?
JÃ ¡ tenho o operador.
Norberg'deki soygun ile ilgiliydi. Bankadaki.