Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Koro

Koro перевод на турецкий

537 параллельный перевод
É um refinado grupo de dançarinas, Sr. Hamilton
Bu enfes bir koro çizgisi bay Hamilton.
Uma estrofe e dois coros.
Bir sen, iki koro.
o segundo estribilho, um pouco de jazz, um pouco de ânimo.
İkinci koro, Biraz caz, biraz hareket.
- O estribilho em associação de Futebol sustenido.
- Koro "Fa Diyez" le başlasın.
Escutem, cantarei uma estrofe e vocês o estribilho.
Önce ben giriş yapıyorum, sonra siz koro olarak gireceksiniz.
Logo fazemos outro estribilho, e dançamos um pouco.
Sonra tekrar koro ve ardından ufak bir dans.
me dê um repunte e dois estribilhos.
Önce müzik sonra koro.
Marca a chamada para o coro para as 10h00 de amanhä.
Yarın 10'da koro toplansın.
Numa estrela, é temperamento, mas numa corista, é só mau gosto.
Bir yıldız yaparsa buna kapris denir, ama bir koro kızında zevksizliktir.
Vou ter uma protagonista viva ou uma corista morta.
Ya yıldız olacak ya da ölü bir koro kızı.
- Corista
- Koro mu? - Hayır.
- Sou apenas um louvado membro do coro.
- Ben şımarık bir koro elemanıyım sadece.
- Corista?
- Koro kızı mı?
Parecia um trio.
Sanki bir koro söylüyordu.
Imagino como está agora, a receber ordens de uma ex-corista.
Şimdi nasıl hissediyor acaba eski bir koro kızından emir almak zorunda kalınca?
Porque está a dizer que ela é ex-corista?
Onun eski bir koro kızı olduğu da nereden çıkardın?
"Sr. Ivor Morgan é-lhe ordenado que venha à presença de Sua Majestade em Windsor, com os membros do seu coro que escolher, a 14 de Maio entre as três e as cinco horas."
Bay Ivor Morgan, koro üyelerinden seçilenlerle birlikte 14 Mayıs'ta saat 3 ile 5 arasında Majesteleri Kraliçe'nin huzuruna çıkacaktır.
A estrela, Genevieve Linden e um coro de trinta vozes.
Genevieve Linden ve 30 sesli bir koro.
E no Natal você e o coro farão...
Ve Noel'de sen ve koro...
Pareceu mesmo um órgão.
Koro gibi.
Conhece o trabalho de um certo Julian Craster... compositor e regente?
Besteci ve koro şefi Julian Craster'i, şahsen ya da çalışmaları bakımından tanıyor musun?
Os instrumentos de sopro precisam da sua atenção, Craster.
Koro senin ilginle devam edebilir Craster.
Vamos esquecer o ritmo sentimental... e usar um coro com firmeza... algo assim.
Duygusal ilahı kısmını çıkartıp sağlam bir koro yerleştirelim. Bunun gibi.
Tendo contado ao pormenor não só a história da Sociedade Sarah Siddons, mas também a história do teatro desde que Téspis pisou o palco, o nosso distinto presidente chegou à razão de estarmos aqui,
Sarah Siddons Cemiyeti'nin tarihini sıkıcı detaylarla anlatmakla kalmayıp.. .. oyunculuk tarihini de Thespis'in koro çizgisinden ilk öne çıkmasından itibaren anlatan.. .. şık sunucumuz, nihayet burada olmamızın nedenine gelebildi.
Cantores, cantem qualquer coisa.
Koro! Bize bir şey söyleyin!
Uma corista!
Adi bir koro şarkıcısı.
- Ela é uma talentosa bailarina clássica.
- O koro şarkıcısı değil. Yetenekli bir balerin olduğunu duydum.
Há também a estimulação do companheirismo intelectual sem o coro ensurdecedor que permeia na maioria dos clubes.
Burada aynı zamanda çoğu kulüplerde yaygın kulakları sağır eden bir koro olmadan aydın birlikteliğinin getirdiği heyecan da var.
Quando a irmã Sharon diz "Um aperto de mão em nome de Jesus", o coro canta.
Hemşire Falconer "İsa için tokalaşın" dediğinde, koro şarkı söylemeye başlıyor.
Treino de coro?
- Koro çalışması mı?
Coro, dispam as togas.
Koro, çıkarın pelerinlerinizi.
Coro!
Koro!
- Coro?
- Koro mu?
Quem é ela? Uma dançarina, faz striptease, ou quê?
Nedir o, koro kızı mı, striptizci mi ya da ne?
Íamos ensaiar hoje à tarde com o coro da Companhia.
Bu öğle sonrası koro provası var.
Todos os regimentos galeses, têm um coro.
Bütün Galli taburlarında koro olur.
Está no coro, Gabriel?
Sen koro da değil misin, Gabriel?
Quando o vi assim disse ao Sr. Edwards para sair... e mandar o grupo coral embora.
O sesleri duyduğum zaman koro şefi Bay Edwards'tan gidip koroyu dağıtmasını istedim.
Não és nenhuma corista-dançarina.
Sen koro kızı değilsin.
Por que te candidataste a corista?
Niye koro kızı olmak istedin?
Seguidos de um jantar na igreja... com um coral!
Ardından da koro eşliğinde kilise yemeği.
Ele interessava-se por associações para rapazes e lares de marinheiros, associações de coristas, reuniões de escuteiros e, claro, a Guarda Real Montada.
Erkek kulüpleri, denizci evleri, koro dernekleri izci kutlamaları ile yakından ilgilenirdi. Ve tabii muhafız süvari alayı ile.
O membro aceitou isto num espírito de crítica sã, mas negou que fora maroto com um rapaz do coro.
Üye, sağlıklı eleştiri ruhuyla bunu kabul etti ama bir koro çocuğuyla yaramazlık yaptığını reddetti.
O seu irmão Anton é o Mestre do coro.
- Kardeşi Anton koro şefi.
- Terão mais aulas de canto.
Ekstra koro çalışması için.
Mas como não sou muito bom em lavores, - Teremos aulas extra de canto.
Ancak iğne işlerinde becerikli olmadığım için koro çalışması yapacağız.
- Deixa que todas vejam. Aprende a tua lição, mestre do coro.
- Bırak herkes görsün görsün ki derslerini öğrensinler koro hocası.
Agora, dêem as boas-vindas ao último dos finalistas de Inglaterra. Esta noite, de Bingley, a Sociedade Coral de Bolton e o seu líder, o superintendente McGough.
Şimdi de bu akşamki İngiltere finalistlerimizin sonuncusu Bingley'den Bolton Koro Derneği ve liderleri Müfettiş McGough.
Rómolo. As coristas.
Koro kızları!
Salta a estrofe, faz o estribilho, tempo.
Sırayı atla, koro söylesin, tempo.
Cantores, cantem.
Koro!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]