Lace перевод на турецкий

Mas isso não significa que quero que saia e o lace para mim.

Ama bu demek değildir ki, kemend atıp... ... onu buraya getirmenizi istiyorum.

Que bonito, a Praça lace de lada Concordiae!

Zafer Meydani, ne kadar güzel!

Lace-o.

Onu bağlayın.

Escolhe quem quiseres.

İstediğini seç. Lace!

Obrigado.

Sağol Lace.

"Renda Chantilly", era essa a canção.

"Chantilly Lace." Şarkının adı buydu.

Como estás, Lace?

Nasıl gidiyor, Lace?

Lace, há uma festa esta noite no "Corno de Alce".

Bu gece, Elkhorn barında bir parti var.

Lace, espera.

Sağol. - Lace, bekle.

Que houve contigo, Lace?

Başına ne geldi, Lace?

Isto é bom, Lace.

Çok güzel, Lace.

Adoro essas cadeiras, Lace.

O sandalyeleri seviyorum.

Obrigado, Lace.

Sağol, Lace.

Lace, sou eu.

Lace. Benim.

Lace...

Lace.

Descobri umas coisas, Lace.

- Bazı şeyleri anladım.

Lamento muito, Lace.

Çok üzgünüm, Lace.

Sempre soubeste, Lace.

- Biliyorsun. Her zaman biliyordun.

Lace...

- Lace.

Midnight Lace.

Gece yarısı Kaçışı.

Ela disse Chantilly Lace.

O beyaz istedi.

Eu também quero Chantilly Lace.

Baba, sadece Debra için değil, ben de beyaz istiyorum.

Tu disseste Chantilly Lace.

Ama beyaza yakın bir ton istemiştin.

Ouvi-te dizer Chantilly Lace!

Öyle dediğini duydum.

Lutei pela Chantilly Lace, e agora dizes que é amarelo?

İstediğin ton için mücadele ettim, şimdi de sarı diyorsun! Kimsin sen?

É... Lace.

- Lace.

A Sra. Lace... Estava incumbida de fazer... Serviço de manutenção.

Bayan Lace bir mantık evliliği yaptı.

Lace, que estás a fazer?

Lace, ne yapıyorsun sen?

Olha, Lace, és linda e gosto muito de ti, mas gosto de muitas pessoas.

Bak Lace, sen güzel bir kızsın. Ve senden hoşlanıyorum. Ama...

Sim, também gostei muito do sexo contigo, Lace.

Evet, ben de seninle sevişmekten hoşlandım, Lace.

Preciso de dois exemplares da Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty and Juggle.

İkişer tane Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty ve Juggle istiyorum.

Lace, está tudo bem?

Lace orada herşey yolunda mı?

Então, quando acordou e não a viu, telefonou para o Lace?

Uyanıp onun burada olmadığını gördüğünüzde Lace'i mi aradınız?

Era "stripper" no Lace com a sua mulher.

Lace'te karınızla birlikte dansçıymış.

Diz-me o que aconteceu lá fora Lacey.

Neler olduğunu anlat bana, Lace. Orada ne oldu?

Quando foi a última vez que te drogaste, Lacey?

İlaçlarını en son ne zaman aldın, Lace?

- Não, não querido, por favor...

- Hayır, canım. Lütfen. Lanet olsun, Lace.

Despacha-te, Lace.

Acele et, Lace.

Ajuda-me, Lace.

Yardım et bana, Lace.

- Tu rezas, Lace... mas os teus deuses não respondem.

Lace, dua ediyorsun ama Tanrıların karşılık vermiyorlar.

Há verdade no mundo, Lace.

Bu dünyada gerçeklik var, Lace.

Lace!

Lace?

- Lace!

- Lace.

Ele não presta, Lace.

O herif serserinin teki Lace.

Agora é que é, Lace.

Vakti geldi, Lace.

É verdade, Lace, sabes disso.

Doğru, Lace. Sen de biliyorsun.

Caraças, Lace.

Lanet olsun, Lace.

- Isso não é para qualquer um, Lace.

Bu önemli bir karar, Lace.

Sou mesmo idiota!

Tap bir aptalım! Anlamıyor musun, Lace?

Não percebes, Lace? Era exactamente isso que ele queria que eu fizesse.

Benim tam olarak öyle yapmamı istiyor.

Lace, ele mentiu-me quando me aprisionou no robô.

Lace, adam beni robotun içine koyarken bana yalan söyledi.