Translate.vc / португальский → турецкий / Lacrosse
Lacrosse перевод на турецкий
398 параллельный перевод
Um certo cavalheiro, nosso conhecido, decidiu ficar em Lacrosse... e dedicar seu tempo e seus serviços a este teatro.
eski dostumuz, arkadaşımız... Lacrosse'da bizimle kalmaya karar verdi... ve zamanını Festus'un hizmetine adayacak.
Só precisava dizer... que Scaramouche ficará aqui em Lacrosse.
Soytarı'nın Lacrosse'de kalacağını... söylememe gerek yok tabiki.
"Scaramouche ficará aqui em Lacrosse!"
"Soytarı Lacrosse'da mı kalacak!"
- Não! Ficamos em Lacrosse.
Burada, Lacrosse'da kalıyoruz.
O meu... treinador de lacrosse costumava dizer,
Benim... Oyun antrenörüm şöyle derdi :
Que dizia o teu treinador de lacrosse?
Hayır. Oyun antrenörün ne demişti?
Eu não quero é que interfira na escola nem no Lacrosse.
Ama okulunu yada lacrosse idmanlarını engellemesin.
Bastante interessante, Tess Carlisle era presidente de turma... e Jim Carlisle era o preguiçoso, jogador de lacrosse com uma média de C.
İlginçtir ki, Tess Carlisle sınıf başkanı... Jim ise top oynayan, C ortalamalı, tembel bir öğrenciydi.
Até os gajos do lacrosse me enfiarem um parquímetro no cu.
Sonunda bir park konisiyle dersimi verdiler.
Lacrosse.
Lakros.
O Oliverjoga lacrosse. Não joga?
Oliver lakros oynuyor, değil mi?
Faz parte das equipas de lacrosse e de golfe.
Lakros ve golf takımında.
O Snake praticou lacrosse na Universidade de Ball State.
Snake, Ball Eyalet Üniversitesi'nde lakros oynamıştı.
Da imagem radar-satélite do Gabinete Lacrosse de Reconhecimento Nacional.
Ulusal arama ofisinin Lacrosse orta bölgesindeki radar uydusundan. - Neye bakıyorum?
Campeão de lacrosse dois anos seguidos.
Üst üste iki yil lacrosse sampiyonu.
Jogaram "lacrosse" juntos... e o Kevin apresentou o Bob à Debbie.
Onlar... izci kampına birlikte gitmişlerdi ve Bob ile Debbie'yi Kevin tanıştırmıştı.
Jogaram "lacrosse"?
İzci kampı mı?
Mandou-mas um primo de Lacrosse.
Kuzenim güneyden getirmişti.
Basquetebol, lacrosse, natação, atletismo, golfe.
Basketbol, lekros, yüzme, pist, golf.
Campeão de lacrosse dois anos seguidos.
Üst üste iki yıl lacrosse şampiyonu.
Metade da equipa do Lacrosse?
Okul takımının yarısı?
Pólo aquático ou lacrosse?
Su polosumu yoksa lakrose mi?
Pensei que estavas a entreter a equipa de Lacrosse.
Lakrose takımını eğlendirdiğini sanmıştım.
Eu estava a ser entretida pela equipa de Lacrosse.
Lakrose takımı beni eğlendiriyordu.
- Pensei que fosses a menina da lacrosse.
- "Lacrosse" oynadığını sanıyordum.
- Lacrosse, meu.
- Lakros. - Tamam işte.
Sarah, a tua suspensão do lacrosse por uso de força excessiva foi levantada.
Sarah, kaba kuvvet kullandığın için aldığın oyun oynama cezan bitti.
Lacrosse?
Hokey mi?
Eu sempre recordarei os campeões Lacrosse, todos aqueles dias gloriosos com os rapazes.
Daima hatırlayacağım. Lacrosse şampiyonları. Çocuklarla kazandığımız tüm zafer günlerini.
Gastei quatro anos a dar explicações a jogadores de lacrosse para pagá-la, por isso ninguém toca na minha máquina senão eu.
Bunun parasını ödemek için dört yıl ders verdim, Makineme benden başka kimse dokunamaz.
Muito bem, Eastbourne e Lacrosse, já que insistes.
- Peki, o zaman Eastbourn'dan olsunlar.
Mas tive um traumatismo, fui atingido na cabeça num jogo de Lacrosse.
Travma vardı. Lekros maçında başıma darbe aldım.
Olá. É a peça do clube de debate, a reunião do conselho directivo
Bu müzakere kulübü, bu okul yönetimi ve bu da lacrosse oyunun haberi.
- e a peça sobre o lacrosse.
- Tamamdır.
- Três, dois... A vitória de ontem à noite continuou a vaga de vitórias para a equipa de lacrosse Piratas.
Dün gece Korsan Lacrosse takımı galibiyet serisine devam etti.
Não sei, Lewis mau humor porque a Mercedes chupou a equipa toda de lacrosse?
Bilemiyorum, Lewis. Yoksa Mercedes lacrosse takımını çaktığı için kötü gününde misin?
Senhoras e senhores, apresento-lhes o fabuloso Buick Lacrosse.
Bayanlar ve baylar, Size göz kamaştırıcı Buick Lacrosse'u sunarım.
Olha, tenho um jogo de lacrosse, mas queria saber se querias ir ter comigo e com os meus amigos ao Lemon Hill.
Lakros maçım var. Maçtan sonra benimle ve arkadaşlarımla Lemon Hill'de buluşur musun diye soracaktım.
Sabes... uma vez desloquei-o a jogar Lacrosse.
Lacrosse oynarken sakatlanmıştım.
Ok, o que está a equipa de lacrosse a fazer no nosso campo?
Lacrosse takımının sahamızda ne işi var?
O nosso radar Lacrosse, de abertura sintética, detectou esse gás em Yongjiri a níveis que confirmam um dispositivo nuclear de médio alcance, de 3 a 5 megatoneladas.
Lakros sentetik açıklık radarımız, Yongjiri'de tutarlı seviyedeki bu gazla birlikte, orta menzilli 3-5 megatonluk bir nükleer aygıtın varlığını tespit etti.
É capitão da equipa de lacrosse.
Çim hokeyi takımının kaptanı.
Quando a imprensa começar a falar, como no caso do Duke, no escândalo da violação do lacrosse, quem pensas que vai ser o culpado no noticiário das seis?
Medya, Duke Üniversitesi'ndeki tecavüz skandalında olduğu gibi, buna da el attığında, akşam haberlerinde kimi kelepçeleyip götüreceklerini sanıyorsun?
Vou ter tanto dinheiro que os meus netos vão jogar lacrosse.
O kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak.
Lacrosse, Liz Lemon.
Lakros diyorum Liz Lemon.
O Nate é capitão da equipa de Lacrosse, e também é um óptimo corredor.
- Gidelim. Nate, çim hokeyi takımının kaptanıdır. Aynı zamanda iyi bir koşucudur.
Eu era capitã de críquete, mas sempre preferi lacrosse.
Ben kriket kaptanıydım ama ana dalım lakrostu.
Boa gente de Lacrosse.
Lacrosse'un güzel insanları.
O lacrosse!
Lakros!
Lacrosse.
Lakrose.
E o jogo de lacrosse de ontem à noite...
Ve dün geceki lacrosse maçında...