Lee перевод на турецкий

O Lee magoou a Lisa, o meu pai disse...

Babam dedi ki Lee, Lisa'nın canını yakmış.

Não digas isso! O Lee disse que conhece um lugar.

Lee, sakin bir yer bildiğini söyledi.

Só fui para casa naquela noite para lhe dizer que estava grávida.

O gece, Lee'ye hamile olduğumu söylemek için eve gelmiştim.

O que disse ali ao Lee foi errado.

Karakoldayken Lee'ye söylediklerinde hatalısın.

Lee... és uma boa senhora.

Lee hoş bir hanımsın.

Lee?

Lee.

Dai, Kadar, Lyle, Crazy Lee, Jimmy, Sara!

Dai, Kadar, Lyle, Manyak Lee, Jimmy, Sara!

Bruce Lee.

Bruce Lee.

Salão de Beleza e Cabeleireiro Tammy Lee.

Tammy Lee Güzellik ve Saç.

É "Loja de Cosmética Tammy Lee".

"Tammy Lee'nin Güzellik Salonu."

O homem com quem negoceio chama-se Lee.

Anlaşma yaptığım adam Lee adında biri.

- Conte-nos sobre Lee Da-Ho.

- Lee Da-Ho hakkındaki her şeyi anlat. - Ben...

- Você trabalha para Lee.

- Lee için çalışıyorsun. - Hayır.

Bem, ela mal pestanejou ao falar de Lee.

Lee'yi duyduğu andan beri gözünü bile kırpmadı.

Com barba. Não se calava sobre Lee Harvey Oswald?

Sakallı, Lee Harvey Oswald hakkında susmayan?

Isso é intimidação, Sr. Lee.

Bu, gözdağı vermektir Bay Lee.

Foi o David Lee que originalmente contratou o Evan?

- David Lee, Evan'ı mı işe aldı?

Acho que o David Lee lhe ofereceu um emprego, mas, o Evan tem demasiado medo de morder a mão que irá alimentá-lo.

Sanırım David Lee ona iş teklif etti,... ama Evan yemek yediği kaba pislemekten korkuyor.

Ele está a trabalhar com o David Lee?

David Lee ile mi çalışıyormuş?

- Trabalho "freelance" para o David Lee?

- David Lee için serbest çalıştın mı?

Justiça poética. Utilizar o trabalho do David Lee contra ele.

David Lee'nin işini onun aleyhine kullanmak.

O David Lee tirou partido de vós.

David Lee sizden faydalandı.

O David Lee esteve no meu gabinete, a dizer que vai voltar.

David Lee az önce ofisimdeydi ve bana geri döndüğünü söyledi.

Trabalhas para o Lee?

Lee için çalışmak hoşuna gidiyor mu?

O Lee salta-lhe a tampa a cada dez minutos.

Lee her gün bir kan damarını çatlatıyor.

- O Lee vai resolver tudo.

- Lee halleder.

Ontem estava a ver o Robert E. Lee render-se.

Dün Robert E. Lee'nin teslim oluşunu izliyordum.

O homem que morreu chama-se Lee Kong Vinh.

Ölen adam Kong Vinh.

Pode até ser o esperma do Lee Harvey Oswald.

Lee Harvey Oswald'in spermi olabilir.

O filho mais velho do Herrmann, Lee Henry, recebe a jogada e escapa.

Hermann'ın büyük oğlu Lee Henry, bir faule maruz kalmış.

Fica em pausa como fiz à Jamie Lee Curtis em "Os Ricos e os Pobres".

Jamie Lee Curtis'in Takas'da durduğu gibi durduralım.

Aquele era Robert Lee, o Representante do Comércio do Extremo Oriente.

Doğu Asya Birliği Temsilcisi, Robert Lee.

Está a falar de Robert Lee, o representante do comércio do Extremo Oriente.

Yani, Uzakdoğu Ticaret Temsilcisi Robert Lee'den bahsediyorsun.

Depois do incidente, o Representante Lee apoderou-se de uma mina de terras raras que estava sob jurisdição do Wong.

Olayın ardından Temsilci Lee Wong'un yetki alanında bulunan nadir bir madeni parçayı devraldı.

- Miss Angela Lee.

Angela Lee Hanım.

A Miss Lee pode usar as fotos como quiser.

Yani, Lee hanım bunu istediği gibi döndürebilirdi.

- Sou polícia, Lee.

Polisim ben Lee.

O que pensa a Lee?

- Emekli maaşı çok iyi. - Bu konuda Lee ne diyor?

Eu nunca disse à Lee que matei os meus pais.

Lee'ye ailemi öldürdüğümü söylemedim ki ben.

- Lee, o que quer que vás dizer, eu sei que é bem-intencionado, mas não consigo ouvi-lo agora.

Lee, söyleyeceklerinin iyi niyetli olduğunu biliyorum ama şu an dinleyemem.

- Com licença... Chamo-me Lee Thompkins.

Affedersiniz.

Trabalho com o James Gordon.

Ben Lee Thompkins.

Sou a Dra. Lee Thompkins.

Ben Doktor Lee Thompkins.

O Lee trabalhava numa igreja.

Lee bir kilisede çalışıyordu.

Lee Da-Ho.

Lee Da-Ho.

- David Lee.

- David Lee.

Da 12ª Mountain em Fort Lee.

12. Dağ, rüzgâraltı.

Lee?

- Lee?

- Lee!

Lee.

- Lee, ia agora... - Jim, é a Barbara.

- Lee, ben de tam...

- Lee?

Lee.