Translate.vc / португальский → турецкий / Leonard
Leonard перевод на турецкий
3,649 параллельный перевод
Porque é que o Leonard não compreende?
Leonard neden anlamıyor ki?
Viu o que fizeram ao Leonard.
Leonard'a ne yaptıklarını gördün.
O Leonard Gilroy.
Leonard Gilroy.
O Leonard Gilroy é professor de História, não um traficante.
Leonard Gilroy bir tarih öğretmeniydi, uyuşturucu satıcısı değil.
Olhe, temos algumas testemunhas que viram um camião a passar e a largar o Leonard pela parte de trás. Um deles viu os três primeiros números da matrícula.
Leonard'ı kamyonetin arkasından attıklarını gören tanıklarımız var ve bunlardan biri plakanın ilk üç numarasını görmüş.
Olhe, nós temos testemunhas que viram uma carrinha a passar e o Leonard a ser atirado da parte de trás.
Leonard'ı kamyonetin arkasından attıklarını gören tanıklarımız var.
Leonard Gilroy.
Leonard Gilroy.
Por exemplo, tenha se tenha esquecido que já estivesse dentro do carro quando a carrinha passou por si, mas estava um segundo antes antes de virar para a Slocum, e ficar perto o bastante para ver que os três primeiros números da matricula eram 2-8-9 mesmo antes de ver Leonard Gilroy ser atirado da carrinha.
Mesela, kamyonet sizi geçtiğinde arabanızda olduğunuzu anımsayabilirsiniz fakat bir an için Slocum'a doğru döndüğünüzde Leonard Gilroy'un kamyonetten atıldığını görmeden önce plakanın ilk üç numarasının 2-8-9 olduğunu görecek kadar yakınlaşmışsınızdır.
Só a tentar aprender mais sobre os teus negócios, Leonard.
isin hakkinda daha fazla bilgi edinmeye çalisiyorum Leonard.
Bem, lembras-te do Leonard dos Gliders?
Gliders'taki Leonard'i hatirladin mi? Sag ol.
Para sempre, Leonard.
Hayat diyorum Leonard.
Preciso que ligues ao Stan Lee, ao Leonard Nimoy e ao Bill Nye, o Homem da Ciência.
Senden Stan Lee, Leonard Nimoy ve Bilim Adamı Bill Nye'ı aramanı istiyorum.
Nem acredito que o Leonard esteja a gastar centenas de dólares em bilhetes.
Leonard'ın karaborsa bilete yüzlerce dolar harcadığına inanamıyorum.
Mas esse bilhetes só o levam à Comic-Con.
Evet ama Leonard o biletlerle sadece Comic-Con'a giriyor.
Meu amigo Leonard disse que se o chateasse enquanto come, ia parecer um perseguidor.
Arkadaşım Leonard, yemek yerken sizi rahatsız edersem acayip sapıklardan olduğumu düşüneceğinizi söyledi.
Bem o teu amigo Leonard parece ser um verdadeiro palerma.
Arkadaşın Leonard tam bir salak gibi konuşmuş.
É uma história inventada, Leonard... Nem sei porque estás a falar nisso.
Uydurma bir hikaye zaten Leonard, niye bu kadar taktın anlamadım.
Eu não tentei mudar o Leonard.
Bak, ben Leonard'ı değiştirmeye çalışmadım.
O Leonard comprou uma mesa de sala de jantar.
Leonard eve yemek masası aldı.
Isto é apenas o Leonard a tentar tirar as atenções de cima daquela mesa horrorosa, ao semear discórdia na nossa relação.
Leonard bu sefer de ilgiyi o iğrenç masadan almak için ilişkimizi bozmaya çalışıyor.
Esquece, Leonard.
Unut gitsin Leonard.
Ele até disse, o que a minha lápide ia dizer. " Jeremy Leonard :
"Jeremy Leonard - - Gereksiz."
Muito bem, suspeitos de assassinato, O Leonard encontrou uma maquina do tempo que o assassino deve ter usado.
Tamam cinayet şüphelileri Leonard katilin kullandığı zaman makinesini buldu.
Penny e Leonard, vocês os dois pombinhos são... super bem-sucedidos e estão a viver em Nova Iorque.
Penny ve Leonard, ikiniz de inanılmaz başarılı oldunuz ve New York'ta yaşıyorsunuz.
Eu acho que tu e o Leonard estarão juntos.
Bence Leonard ile siz birlikte olacaksınız.
A Penny tirou o Leonard da casca... E parece que o Leonard deixa a Penny a pensar sobre o mundo.
Penny, Leonard'ı daha açık biri yaptı ve Leonard da Penny'i daha dünyasını düşünen biri yaptı.
Leonard, podem terminar isso?
Leonard, toparlar mısın artık?
Até agora, tinha que usar o Leonard.
Şimdiye kadar, Leonard'ı kullanıyordum.
Não consigo fazer isso ao Leonard.
Leonard'a bunu yapamam.
- Leonard.
- Leonard.
Este era eu, quando era um jovem patife. Comigo, os três melhores borracholas : o Leonard, o Carlton e o Dum.
Bu bendim.Genç bir işkenceci iken benimle birlikte en iyi öğrenci vardı :
O Leonard e o Carlton informaram que a minha liderança já não era necessária.
Leonard ve Carlton liderliğim için bilgilendirdi. -
É o Leonard e o Carlton!
Bu ne kuyruklu yalandır? Onlar Leonard ve Carlton!
Da tua relação com o Leonard? Não.
- Leonard ile ilişkiniz?
Eu falei no Leonard, tu disseste que não.
Leonard dedim yok dedin.
O Leonard esteve a falar-me sobre matéria negra, mas não percebi muito bem.
Leonard bana karanlık maddeyi anlattı ama pek anlamadım.
Leonard, deste uma festa para crianças enquanto estive no Texas?
Leonard, ben Texas'tayken çocuk partisi mi veriyorsun?
Leonard, dava-me jeito a tua ajuda.
- Leonard, yardımına ihtiyacım var.
- Leonard, o que combinámos acerca de seres um mariquinhas?
Leonard, hemen inanan bir salak olma konusunda ne demiştik?
Para desperdiçar tempo com disparates, sigo o Leonard no Instagram!
Vaktimi saçmalıklara harcamak istesem Instagram'da Leonard'ı takip ederdim.
O Leonard e eu apenas vamos ao funeral.
Yok, kalsın. Leonard ile cenazeye gideceğiz.
Leonard, queres casar-te comigo?
Tamam, Leonard, benimle evlenir misin?
Leonard, não estás a animar-me.
Leonard, cidden hiç olmuyor yani.
Olá, Leonard. Olá, mãe.
- Merhaba Leonard.
Leonard, sentir-te-ias melhor de saber que a tua mãe aprovava as tuas escolhas?
Leonard, annenin hayat tercihlerini onayladığını duymak daha iyi hissettirir miydi?
Sim, e além disso, o Leonard tem a audácia de sugerir que agora que ele e a Penny vão casar, talvez já não queira viver comigo.
Evet, onu da geçtim Leonard da kalkmış küstahça artık Penny ile evlenecekleri için benimle yaşamak istemeyeceğini söylüyor.
Estás sempre a queixar-te do quão mau colega de casa é o Leonard.
Yani sürekli Leonard'ın ne kadar kötü bir ev arkadaşı olduğunu söyleyip duruyorsun.
Sim, e já agora, eu vi que fizeste o batido de morango com xarope, e é suposto usares o pó!
Sen yanıma gelmiyorsun Leonard yanımdan gitmiyor her şey olduğu gibi devam ediyor ve bunu da şuruplu olanla yapmışsın ama toz olanı kullanmalıydın.
Bem, o Leonard cozinhou para mim e agora estamos a ter um belo jantar, sabes, como um casal recentemente noivo.
Leonard bana yemek yapmış ve yeni nişanlı bir çift olarak güzel bir akşam yemeği yiyorduk.
Acho que a mãe do Leonard não tem problemas comigo.
Bence Leonard'ın annesinin benimle sorunu yok.
Tu não vais sair de casa, o Leonard não vai sair de casa, tudo permanece exactamente da forma como está.
Benim de düşüncem var.