Translate.vc / португальский → турецкий / Lise
Lise перевод на турецкий
3,080 параллельный перевод
Conhece? O filho dele, o Dennis, estudou no secundário consigo.
Oğlu Dennis, seninle beraber lise son sınıftaydı.
Lembras-te daquela prisão chamada "Secundário", não lembras?
"Lise" denen o hapisaneyi hatırlıyorsun, değil mi?
Paixões de liceu.
Lise sevgilileri.
- Porreiro. Já te disse que eramos namorados desde o liceu?
Onunla lise zamanından sevgili olduğumuzu söylemiş miydim?
Se compararmos as duas coisas, a reunião não é nada esquisito.
Lise mezunlar toplantısına kıyasla kesinlikle garip değil.
Existe coisa mais quente que lésbicas na escola?
Lise lezbiyenlerinden daha seksi bir şey var mı dünyada?
Mas isso é porque estamos na escola secundária, e a escola secundária é difícil.
Çünkü lisedeyiz. Ve lise hayatı zor.
Adoro festas de liceu. Não era suposto a Andie vir?
- Lise partilerine bayılıyorum.
Em 1975, a minha mãe nem estava no colégio.
1975'de annem lise de bile değilmiş.
Não é isso, o convite para a reunião de antigos alunos.
O değil, lise mezunları toplantısı davetiyesinden bahsediyorum.
Tu sempre disseste que escola foi o melhor tempo da tua vida.
Hayatının en güzel dönemimin, hep lise yıllarının olduğundan bahsederdin.
O secundário foi extraordinário.
Lise yıllarım efsaneydi.
A verdade é que eu atingi o meu auge no secundário!
Tepe noktasında olduğum zamanlar, lise yıllarımdı.
Eu sabia que não tinha chegado ao auge no secundário!
Zirve yaptığım noktanın lise olmadığını biliyordum.
O secundário foi uma época horrível, para mim.
Lise, benim açımdan çok kötü bir zaman dilimiydi.
Segundo o que ouvi dizer, o secundário foi muito difícil para ti.
Duyduğuma göre çok rezil bir lise hayatı geçirmişsin.
O secundário fo... foi o melhor tem... tempo da mi... minha vida.
Lise yıllarım, hayatımın en harika zamanlarıdır.
Eu posso não ter andado no secundário, mas fui a um belo encontro de ex-alunos do secundário.
Lise öğrenimini kaçırdım. Ama kahrolası bir lise mezunları toplantısına gitmek zorundaydım.
Na escola, no liceu, para sempre.
Lise, üniversite, sonsuza dek.
A Lisa Collier está assustada.
Lise Collier korkmuştu.
Não estamos no liceu.
Burası lise değil.
O Bobby Fischer deixou a escola e foi campeão mundial de xadrez.
Bobby Fischer, lise terkti fakat satrançta dünya şampiyonu olmuştu.
Os meus amigos devem pensar que sou totalmente desequilibrado.
# Yani tüm eski lise arkadaslarimin gözünde tam bir basarisizlik abidesiyim.
Todos os meus amigos do secundário estão com a mulher e os filhos.
Tüm lise arkadaslarim karisi ve çocuklariyla gelmis.
Em nome da Sociedade Histórica do Liceu de Mystic Falls... faça-se luz!
Mystic Falls lise tarihi topluluğu adına hadi yakalım şunları.
E, se analisar as tuas idas a bailes de liceu, é bastante trágico.
Ayrıca lise dansları geçmişine bakarsak sonuç epey hüsran.
É o meu primeiro baile de liceu.
Bu benim ilk lise dansım.
Nunca tive tempo para andar no liceu.
Daha önce lise için hiç zamanım olmadı.
- Tom, não seja um colono.
Tom, lise 1'deymiş gibi davranma.
Aplausos para a banda marcial da nossa escola!
Lise bando takımımız için bir alkış!
Mas graças a Deus, a faculdade não é como o secundário.
Ama Tanrıya sükür ki üniversite lise gibi değil.
Não me lembro de alguém ficar vermelha desde o colégio.
lise yıllarımdan beri böyle kızarmamıştım.
Sou a directora da escola, nesta cidade.
Bu kasabada lise müdürüyüm ben.
Parecia que estava de volta ao colégio.
Tekrar lise günlerine döndüğümü sandım.
Mas repara, mesmo antes de fazer 18 anos, foge e cria outra mentira, para entrar numa nova família, e desfruta de mais alguns anos como uma aluna do liceu.
18 olmadan önce ailenin yanından kaçıp yalanlarla yeni bir aile bulmuş ve tasasız lise yıllarına geri dönmüş.
- Pois, tens razão. Estes bailes do secundário são tão pirosos!
Evet, haklısın... şu lise dansları, çok ezik.
Eu sei... que não gostas dos eventos do liceu, mas vai ser uma noite fantástica e seria óptimo se tivesse o meu o meu único e verdadeiro amigo lá.
Senin lise etkinliklerine ilgin olmadığını biliyorum ama gerçekten çılgınca bir gece olacak ve erkek arkada - Tek gerçek arkadaşımın da orada olması harika olurdu.
Por favor! Nem morto ias a um baile do liceu.
Sen hayatta lise dansına gitmezsin.
- A Escola Secundária de Arroyo vai anunciar o Rei e Rainha do baile de 2011.
Kader anı! Şimdi de sıra Arroyo Lise'si 2011 kral ve kraliçesini açıklamaya geldi.
Ela fez o complementar lá também.
Şurada da lise diploması asılı.
A bomba no liceu de Boise, não foi?
Boise'deki lise bombalaması değil mi?
Emocionalmente, este fim de semana é mais uma reunião escolar para ele do que um memorial.
Duygusal açıdan bu hafta sonu onun için anmadan çok lise toplantısı gibi.
Vamos a reuniões para mostrar no que nos tornamos.
Lise toplantılarına büyüyünce ne olduğumuzu göstermeye gideriz.
As regras do liceu não mudam mesmo depois de uma tragédia.
Lise kuralları hiç değişmedi, trajedi sonrasında bile.
No perfil dissemos que isto era como uma reunião para ele.
Profilde bunun onun için lise toplantısı olduğunu söyledik.
Escolhi o Arizona porque era longe o suficiente e Arroyo porque tem um dos melhores programas de golfe académicos do país.
Arizona'yı seçtim çünkü yeterince uzaktı. Arroyo'yu seçtim çünkü en iyi lise golf programına sahip okul burada.
Não há campos de futebol americano aqui em lado nenhum.
Burada hiç lise futbol sahası yok.
Disputaram-se todo o tipo de jogos de Secundário, ontem à noite.
Dün gece her çeşit lise spor müsabakası vardı.
A Dra. Isles veio porque ela perdeu a experiência de estar numa escola mista. 171 00 : 07 : 27,451 - - 00 : 07 : 29,795 Temos quer ir para a mesa de boas-vindas.
Dr. Isles, benimle gelmek istedi çünkü kendisinin karma lise deneyimi yok.
Estás no último ano do secundário?
Lise sona falan mı gidiyorsun?
Dei cabo do teu liceu.
Lise hayatının içine sıçtım zaten.