Lí перевод на турецкий
27 параллельный перевод
"'I'näo'lí','O'näo'Ou'
"'İğ'değil'İ','Ov'değil'O'
Lí coisas assim em jornais comunistas.
Komünist dergilerinde bu tür şeyler okudum.
Quando, na escola secudária eu lí o livro. E entendi que...
Sonra liseye başladım ve okuduğum kitapta... fark ettim ki...
Eu lí alguns dos seus livros.
Onun birkaç kitabını okumuştum.
Lí imenso de si.
Hakkınızda çok şey okudum.
Quando lí das suas actividades, decidi ajudar.
Eyleminizi okuyunca yardım etmek istedim.
Eu próprio o lí!
Sık sık okuyorum!
Lí-vos os textos do sr. Gandhi, mas prefiro terroristas indianos do que ingleses.
Bay Gandi'nin yazılarını ben de okudum. Ama bir İngiliz teröristtense Hintlisini tercih ederim.
Ótimo, já lí isso.
Harika, zaten okumuştum.
Lí hoje o anúncio no jornal.
Bugünün gazetesinde ilanı gördüm.
A respeito daquilo que lí hoje no jornal. - Tu viste?
İlanlarda okuduğum birşey.
Um, dó, lí, tá, Forman
Onda, bunda, şunda... Forman.
eu lí alguma coisa. Eu...
Bir kart da ben açtım.
Não, mas lí o caítulo que dizia que um aborígine pode matar um homem branco com uma vara.
Hayır, ama bir Aborigin beyaz bir adamı çubukla nasıl öldürür isimli bölümü okudum.
Lí o livro que acaba de publicar.
Yeni yayınladığınız kitabı okudum.
Enganei-me com os livross do Henry quando os lí hà 7 anos.
7 yıl önce Henry'nin kitaplarını okuduğumda, yanlış değerlendirmişim. Meğer sandığım şey değilmiş.
Eu lí tudo no jornal.
Hepsini gazeteden okuduk.
Eu lí algumas histórias interessantes naquele livro dos delitos da escola.
Üniversitede yasa kitabında bazı hikâyeleri okudum.
Lí nuns diários científicos que se uma pessoa cheira certo odor isso é como uma maquilhagem química, como as laranjas ou a carne. São três vezes mais propensos a ter uma alucinação psicossomática.
Bir gazetenin bilim sayfasındaki makalede insanların kimyasal bir maddeyi makyaj, yemek ya da soluyarak aldıklarında bunun insanlarda halisünasyonlara neden olduğunu okumuştum.
Nit-rogli-cer-ina lí-quid-a?
Sıvı nitrojen.
Lí as transcrições das investigações criminais.
Tahkik heyeti nüshalarını okudum.
Po-lí-gra-fo hu-ma-no.
Yalan uzmanı.
Até lí alguns dos seus papéis.
Hatta yazdığın bazı makaleleri okudum.
Já o lí.
Ben zaten okudum.
Eu lí alguma coisa em...
Şey...
Se-ni-lí-dade? O quê?
Ne?