Translate.vc / португальский → турецкий / Mademoiselle
Mademoiselle перевод на турецкий
1,367 параллельный перевод
Bravo, Mademoiselle, você é realmente corajosa.
Bravo, Matmazel. Çok cesur davrandınız.
O que posso fazer por si, Mademoiselle?
Nasıl yardımcı olabilirim, Matmazel?
Dou-lhe a minha palavra, Mademoiselle.
Size garanti veriyorum, Matmazel.
Bonjour, Mademoiselle.
Günaydın, Matmazel.
- Mademoiselle, o meu amigo Hastings tem muita pena, mas não pode ir nadar consigo.
- Matmazel ne yazık ki arkadaşım Hastings, bugün sizinle yüzmeye gelemeyecek.
E a Mademoiselle Brooks está a viajar sozinha.
Ancak yalnız seyahat ediyorsunuz, Matmazel Brooks.
Pardon, Mademoiselle... Tem horas que me diga?
Matmazel saat kaç acaba?
- A Mademoiselle Brooks.
- Matmazel Brooks. - Evet.
Tem de entender que estou apenas a tentar ajudá-la, Mademoiselle.
Size sadece yardım etmeye çalıştığımı anlamalısınız, Matmazel.
Non, Mademoiselle.
Hayır, Matmazel.
- Quis protegê-lo, Mademoiselle, e foi por essa razão que tirou a chave ao seu chefe.
Onu korumak istiyordunuz, Matmazel. Ve bu nedenle kendi işvereninizin anahtarını çaldınız.
Por favor, Mademoiselle, não tente enganar-me.
Beni kandırmaya çalışmayın, Matmazel!
Mas receio que isso não tenha resultado, Mademoiselle.
Ama korkarım ki bu, işe yaramayacak, Matmazel.
Mademoiselle Brooks.
Matmazel Brooks.
Ou Mademoiselle Long que viajou com a cópia de uma das chaves, que roubou os títulos falsos e que se livrou deles.
Veya Matmazel Long kendisi anahtar kopyalarından birini yanına aldı. Sahte tahvilleri çaldı ve onlardan kurtuldu.
Não, foi Mademoiselle Brooks que tentou atropelar o Monsieur Shaw.
Mösyö Shaw'u arabayla ezmeye çalışan Matmazel Brooks'tu.
Foi a Mademoiselle Brooks que tratou do envenenamento.
Zehirlemeyi ayarlayan da Matmazel Brooks'tu.
A Mademoiselle Brooks está a fazer a honrosa tentativa de proteger o seu cúmplice.
Matmazel Brooks, şimdi de suç ortağını koruma çabasında.
A Mademoiselle Brooks tinha a verdadeira.
Gerçek anahtar, Matmazel Brooks'taydı.
Diga-me, mademoiselle Joan, na noite do crime, quando foi a última vez que viu a madame Middleton?
Söyleyin Matmazel Joan, cinayet akşamı Madam Middleton'ı en son ne zaman gördünüz?
Mademoiselle Joan... Este avental...
Matmazel Joan, bu önlük...
Não foi a Mademoiselle Florence quem foi vista no comboio para Weston.
Tren, Weston'a yol alırken görülen Matmazel Florence değildi.
Não foi a Mademoiselle Florence quem fez aquele alarido na estação.
Weston istasyonunda gürültü kopartan da Matmazel Florence değildi.
Diga-me, Mademoiselle foi mesmo necessário que uma mulher que nunca lhe fez mal, morresse?
Söyleyin, Matmazel size hiç kötülüğü dokunmamış bu masum kadının ölmesi şart mıydı?
- Enchanté, Mademoiselle.
- Ben de, Matmazel.
Apenas a Mademoiselle bebeu desta chávena?
Matmazel, bu fincan sizin mi?
Mademoiselle, vejo um futuro muito perigoso para ambos...
Matmazel, ikiniz için de çok tehlikeli zamanlar yaklaşıyor.
Hastings, lembra-se de que cor era o baton que Mademoiselle Dean usava esta tarde?
Hastings, bu öğlen Matmazel Dean'in hangi renk ruj sürdüğünü hatırlıyor musun?
A Mademoiselle Dean não está consigo?
Matmazel Dean, sizinle değil mi?
- A Mademoiselle Dean está bem? - Sim, graças a Deus.
Matmazel Dean iyi mi?
Porque falharam os travões de Mademoiselle Dean poucas horas depois de terem sido inspeccionados por Monsieur John Harrison?
Matmazel Dean'in arabasının frenleri,... neden Mösyö John Harrison onları kontrol ettikten birkaç saat sonra bozuldu?
Porque acha que Monsieur Langton impõe a sua presença a Mademoiselle Dean com tanta paixão na festa do jardim?
Sence Mösyö Langton, bahçe partisinde Matmazel Dean'in dikkatini çekmeyi neden o kadar çok istiyordu?
Mademoiselle Molly Dean.
Matmazel Molly Dean.
S'il vous plait, procuramos a Mademoiselle Molly Dean.
Affedersiniz. Matmazel Molly Dean'i arıyoruz.
- Mademoiselle, esse vestido...
- Matmazel, bu elbise...
Mademoiselle Dean não está consigo esta tarde?
Bu öğlen Matmazel Dean sizinle birlikte değil mi? Molly mi?
Monsieur Langton e Mademoiselle Dean, foram-se ambos embora, sim?
Matmazel Dean ve Mösyö Langton gittiler, öyle değil mi?
Eu sei, tal como você sabia, que o caso entre Monsieur Langton e Mademoiselle Dean não acabou como dizem.
Aynı sizin, dediklerinin aksine Matmazel Dean ile Mösyö Langton arasındaki aşkın bitmediğini bildiğiniz gibi.
Não, muito deliberadamente, Mademoiselle Dean choca com uma árvore.
Matmazel Dean, tamamen kasıtlı olarak arabayı ağaca doğru sürdü.
Claro que ele quebrou a confidencialidade do seu cliente, mas viu que era do seu interesse encontrar-se com Mademoiselle Dean no desfile de moda e dar-lhe a notícia trágica.
Hasta gizliliğine uymadı tabi. Defilede Matmazel Dean'i bulup ona trajik haberi vermenin sizin yararınıza olduğunu düşündü.
- Mademoiselle Barton?
Matmazel Barton?
Diga-me, mademoiselle, que pacientes iria o Dr. Morley receber de manhã?
Bu sabah Bay Morley'in hangi hastaları kabul ettiğini söyler misiniz, Matmazel?
Mademoiselle.
Matmazel.
Gostaria muito de conhecer este seu amigo, mademoiselle.
Bu arkadaşınızla tanışmak isterim, Matmazel.
Mademoiselle.
- Evet, kesinlikle.
- Bom dia, mademoiselle.
- Günaydın, Matmazel.
Não, não, não mademoiselle.
Hayır, Matmazel.
Eh bien, mademoiselle.
Peki, Matmazel.
Permita-me, Mademoiselle.
- Oh, ben alayım, mademoiselle.
- A Mademoiselle Barton, por favor.
Mademoiselle Barton, s'iI vous plait.
- É para a Mademoiselle Barton.
C'est pour Mademoiselle Barton.