Translate.vc / португальский → турецкий / Martínez
Martínez перевод на турецкий
79 параллельный перевод
É o senhor Martínez.
Senyor Martinez.
- Não vá, Sr. Martínez.
- Gitmeyin, Bay Martinez.
Assim que se indigna, senhor Martinez.
Kızmış olduğunuz nedir Bay Martínez?
- A minha namorada, Carmen Martínez.
— Kız arkadaşım...
E sai Ramón Martínez.
Martinez geliyor...
, Martínez contra Johnson
Martinez, Johnson'a karşı...
Refere-se ao Martínez?
- "Kimse," yani Martinez?
Ok. O Martínez comia a mulher do Buck.
Tamam.
O Martínez era suspeito.
Martinez şüpheliydi.
O Buck e o Martínez tinham muitos inimigos.
- Buck ve Martinez'in sokaklarda bir çok düşmanı vardı.
Que faz aqui, Martínez?
- Martinez burada ne arıyorsun?
Carlos Martínez está na cama do lado.
Carlos Martinez, Alvarez'in yanındaki yatakta yatıyor.
Carlos Martínez.
Carlos Martinez,
Baixa a, Martínez.
Bırak şunu Martinez!
Ajuda se puser o protector, Srta. Martínez.
Bayan Martinez, gözlükleri taksanız iyi olur.
E como estão as análise de sangue do Martínez?
Ya Martinez, onun sonuçları nasıl?
Tem um Jorge Martínez a trabalhar para você?
sizinle çalışan jorge martinez diye biri var mı?
Sim, diz que a morte do Carlos Martínez é prova de que a prisão pôs sua própria vida em perigo desnecessário.
Evet, Carlos Martinez'in ölümünün hapishanenin, hayatını gereksiz tehlikeye atmasına örnek olduğunu söylüyor.
Penders trata de conseguir que a família Martínez e a do Omar White
Penders, Martinez'in ailesini ve Omar White'ı da davaya - katmaya çalışıyor.
Segue furiosa comigo por não enviar ao Martínez ao Benchley Memorial?
Martinez'i Benchley Memorial'a göndermediğim için hala bana kızgın mısın?
Do que me acusam, de matar ao Martínez?
Beni neyle suçluyorsun, Martinez'i öldürmekle mi?
Disse a Of. Murphy que visitou ao Martínez justo antes de morrer.
Memur Murphy'ye ölmeden önce Martinez'i gördüğünü söylemişsin.
Martínez avisou que queria lombriga porque estava desesperado por confessar que foi Morais quem lhe ordenou que me cortasse o tendão.
Martinez beni görmek istediğini söylemiş çünkü tendomu kesme emrini verenin Morales olduğunu çaresizce itiraf etmek istiyormuş.
Para evitar que Martínez delatasse a Morais?
Martinez'in Morales'i gammazlamasını engellemek için mi?
Menti sobre que Martínez culpasse a Morais.
Martinez'in Morales.'i suçladığı yalandı.
Nem sequer vi o Martínez a noite que morreu.
Martinez'i öldüğü gece görmedim bile.
Simplesmente tomei a morte do Martínez como uma oportunidade para cagar a esse filho da puta.
Sadece o orospu çocuğunu indirmek için Martinez'in ölümünü fırsat olarak gördüm.
Quero me desculpar por me alterar tanto a noite que Martínez morreu e por te despedir.
Martinez'in öldüğü akşamki öfkem ve seni kovduğum için senden özür dilerim.
Que pena o de seu amigo Martínez.
Arkadaşın Martinez'e yazık oldu.
Que caralho olha, Martínez?
Sen ne sikime bakıyorsun Martinez?
Martínez se está agarrando ao Howell.
Martinez Howell'ı sikiyor.
Carlos Martínez lhe arrojou um coquetel à cara ao Dave Brass.
Carlos Martinez, Dave Brass'ın yüzüne karışım fırlattı.
- Sim, e como resultado os custódios cagaram a pauladas ao Martínez.
- Ve sonucunda da gardiyanlar Martinez'in canına okudular.
Martínez é um lixo.
Martinez bokun teki.
Morra, Martínez.
Amına koyayım Martinez.
Melhor se calma, Sr. Martínez ou o porei com correias.
Sakinleşsen iyi olur Bay Martinez, yoksa sizi yatağa bağlarım.
Penders, White e Martínez têm envenenamento por cloreto de metileno.
Penders, White ve Martinez'de metilen klorür zehirlenmesi var.
O fígado do Martínez está destruído.
Martinez'in karaciğeri tahrip olmuş.
Mas Martínez necessita tratamento que não posso lhe brindar.
Ama Martinez'in tedavisini ben karşılayamam.
Devi devolver ao Martínez a solitário.
Martinez'i tecride götürmeye geldim.
-... Martínez se vai.
- Martinez gidiyor.
Então... o que tem, Martínez?
Evet... Hastalığın nedir Martinez?
Seu amigo Martínez está no guarda recuperando-se de algo que se pescou em solitário.
Arkadaşın Martinez revirde, tecritten kaptığı bir şey yüzünden iyileşmeye çalışıyor.
Fiz minha prioridade mantê-los a ti e ao Martínez tão afastados como fora possível até que Martínez admita que você ordenou o ataque ao Dave Brass.
Seninle Martinez'i mümkün mertebe birbirinizden uzak tutmayı bir görev olarak alıyorum, ta ki Martinez Dave Brass'a saldırma emrini senin verdiğini itiraf edene kadar.
E se Martínez me delatasse?
Ya Martinez beni gammazlarsa?
Eu li o de Martínez.
Martinez'i okudum.
Gostaria de ficar, mas não posso. - Não vá, Sr. Martínez.
Kalmak isterdim, ancak kalamam.
O senhor Santore era chefe de polícia em seu país.
Philip Michael Santore'yle Bay Martínez'in dediğine göre Bay Santore, ülkesinde şef güvenlik memuruydu.
- Aqui diz Carmen Martínez. - Sou actriz e cantora.
— Carmen Martinez yazıyor burada...
Diabos levem o Martínez.
Lanet Martinez.
- Matou ao Martínez?
- Martinez'i öldürdün mü?