Translate.vc / португальский → турецкий / Medicina
Medicina перевод на турецкий
4,328 параллельный перевод
Vou ensinar-lhe uma coisa, um pequeno truque que aprendi na faculdade de medicina.
Sana bir şey öğreteceğim. Tıp fakültesinde öğrendiğim ufak bir hile.
Isso foi o que lhe ensinaram na faculdade de medicina?
Tıp fakültesinde sana bunu mu öğrettiler?
Mas ele tinha um livro de medicina na casa dele.
Ayrıca evinde tıp kitabı da vardı.
Mas a doença tomou conta deles, uma para a qual a medicina tradicional não tinha cura.
Ama normal tıbbın üstesinden gelemeyeceği bir hastalığa yakalandılar.
Deve haver alguma coisa na medicina que possamos tentar.
Bunun bir medikal yolu olmalı.
Acho que deveríamos procurar, médicos ou estudantes de medicina.
Doktorlar ve tıp öğrencilerine mi bakmalıyız acaba?
Não acho que seja médico ou estudante de medicina.
Doktor veya tıp öğrencisi olduğunu da düşünmüyorum.
Osteopatia também é medicina.
Sonra senin söylediğine gittik ama gerçek doktor bile değildi. Osteopatik tıp da gerçektir.
Estudante de Medicina, interessada em Pediatria.
Keisha. Tıp öğrencisi. Çocuklara ilgisi varmış.
Um pouco de acesso a medicina preventiva, - e remédios, é...
- Çok az tıbbi bakım imkanı vardı...
Uma das minhas matérias favoritas na faculdade de medicina era pesquisa celular.
Tıp fakültesinde en sevdiğim derslerden biri hücre incelemesiydi.
Foi na Faculdade de Medicina que fiz a primeira descoberta.
İlk gelişmemi, tıp fakültesindeyken göstermiştim.
As minhas experiências... produziram resultados nunca vistos na história da medicina.
Frengi ve veremi karıştırarak yaptığım deneyler tıp bilimi tarihinde görülmemiş sonuçlar ortaya çıkardı.
Sabia que de acordo com a Associação de Medicina, 98 mil pessoas morrem todos os anos por erros médicos?
Amerikan Tabipler Birliği'nin istatistiklerine göre her yıl 98.000 kişinin, tıbbi hatalar yüzünden öldüğünü biliyor muydun?
É bem mais agradável do que estar a ler uma revista de medicina e ir para a cama com... um copo de uísque.
Tıbbi dergiler okuyup, yatağa bir... bardak viski ile girmekten daha güzel bir değişiklik oldu.
É a medicina de urgência? Sim.
- Acil serviste işler böyle mi yürüyor?
Podia ser um tipo obcecado por medicina cibernética.
İnternetteki sağlık konularına takıntılı olan bir adam da olabilirim.
Pensei que tinha aprendido isto na faculdade de Medicina.
- Tıp okulunda öğrendiğini sanıyordum.
Fez um juramento quando andou na faculdade de medicina.
Tıp fakültesinde içtiğiniz andı unuttunuz mu?
Eu fiz muitas coisas quando andei na faculdade de medicina.
Fakültedeyken içtiğim şeylerin haddi hesabı yok zaten.
A medicina ocidental é tão concentrada na doença que não vêem o todo, o universal.
Batı tıbbı hastalıklara fazla odaklanıyor. Olayın bütününü göremiyorsunuz.
Também estou a fazer o preparatório de Medicina onde vou rever cada procedimento...
Aynı zamanda tıbbi hazırlık dersleri alıyorum. - Burada bu müdahaleleri... - Af edersiniz.
Sabes... medicina tradicional e todos aqueles disparates.
Geleneksel tıp ve tüm o zırvalıklar işte.
Sei que estudaram isso na faculdade de medicina, mas os internos têm de fazer acessos centrais todos os dias.
Tamam, bakın, bunu tıp fakültesinde gördüğünüzü biliyorum ama stajyer olarak, sizden her gün santral damar yolu açmanız istenecek.
Como achas que entrei na faculdade de medicina?
- Niye tıp okudum sanıyorsun?
Ela não precisa de empréstimos para a faculdade de medicina.
Tıp fakültesi için kredi alması gerekmez.
- Prefiro falar de medicina.
Ben tıptan söz etmeyi tercih ederim.
Se tiveres sorte, um dia, quando estiveres velha e enrugada como eu, vais encontrar um jovem médico que só se importa com a medicina. E vais treiná-lo, como eu te treinei.
Şanslıysanız eğer bir gün benim gibi yaşlanıp pörsüdüğünüzde sanatı dışındaki şeylere pek az saygısı olan genç bir doktorla tanışacaksınız ve onu benim sizi eğittiğim gibi eğiteceksiniz.
Permitiu-me presumir que já não podia praticar Medicina. - E não posso.
Doktorluk yapmanın yasaklandığını sanmaya devam edecektim.
E diz que terminou com a medicina.
Bir de tıpı bıraktım diyor.
Indiscutivelmente, a melhor escola de medicina em toda a Ucrânia.
Belki de Ukrayna'daki en iyi tıp fakültesi.
Era um centro de estudos para tudo, de engenharia à medicina, de matemática à história.
Mühendislikten sağlığa, matematikten tarihe tüm bilimlerin merkeziydi.
- Medicina na Stanford.
- Tıp okulunu Stanford'da bitirdim.
Medicina...
Tıp...
Sabe como é, sempre a pôr a medicina em primeiro lugar.
Önceliklerinde en üstte hep tıp vardır.
Voltei para medicina a pensar que talvez salvasse vidas para compensar as que tirei. Engraçado. E percebi que queria ser médico para cortar as pessoas.
Tuhaftır, tıp fakültesine aldığım canlara karşılık birkaç hayat kurtarırım belki diye dönmüştüm ama sonradan fark ettim ki doktor olmayı istememin asıl nedeni insanları kesip biçmek istemem.
Não, para ir para a faculdade de Medicina!
- Onu demiyorum, tıp fakültesini diyorum.
Como é que a medicina socializada está a funcionar para vocês? - Mouch.
Sizde nasıl sağlık hizmetleri var beyler?
Carter, descobriste o santo Graal da medicina moderna.
Carter, modern tıbbın kutsal kâsesini bulmuşsun.
Não foi um teste científico, mas na escola de medicina aprendes que se um paciente diz que se sente melhor, então normalmente tem razão.
Bilimsel bir test değildi. Ama tıp okulunda, eğer bir hasta kendisini iyi hissettiğini söylüyorsa genellikle doğru söylediklerini öğrenirsin.
Também não sei nada sobre a medicina do SU.
Fazla dışarı çıkmıyorsun. Acil servis doktorluğu ile ilgili de hiçbir şey bilmiyorum.
Pelo lado positivo, aprendi muito a como lidar com pessoas como ele, portanto, quando abandonei a medicina, o acompanhamento pareceu-me o mais natural.
Her neyse, iyi tarafı onun gibi insanlarla nasıl başa çıkacağımı öğrendim. Haliyle doktorluğu bırakınca bağımlılık rehberliği çok uygun bir fikirdi.
Posso ter feito alguma pesquisa sobre eficiência da medicina chinesa, depois das ervas que me deu ter ajudado à minha recuperação, mas o facto é que... muito dificilmente será uma coincidência.
Bana verdiğin şifalı bitkiler iyileşmemde olumlu rol oynadığı için Çin alternatif tıp ilaçlarının yararı hakkında biraz araştırma yapmış olabilirim. Her neyse, demek istediğim, iki gözünden vurulması ve göz ağrısı için ilaç alması tesadüf olamaz.
Depois de teres abandonado a medicina, depois do que aconteceu ao Liam... Sempre pensei que tivesses escolhido este trabalho para sei lá, sem consciência.
Doktorluğu bıraktıktan ve Liam'a olanlardan sonra her zaman senin bu işi bir çeşit...
Se vamos vender este episódio piloto ao canal, tem que ser a medicina que quer, com a vida pessoal que eles querem.
Eğer yapım şirketi ilk bölümü severse göstermek istediğin tıbbi olaylarla birlikte, kişisel hayatını da isteyecekler.
Desde que a medicina seja o ponto principal.
Odak noktamız tıp olduğu sürece sorun yok.
Nós enfatizamos a medicina colaborativa aqui.
Burada işbirlikçi bir yaklaşımla çalışıyoruz.
Temos o ambiente de medicina familiar, sem comprometer o uso de tecnologia de ponta.
Biz bir aile muayenehanesinde çalışıyoruz ama ileri teknolojik imkanlara sahibiz.
Medicina é uma ciência, mas também é pessoal.
Tıp bir bilimdir ancak kişisel yönü de vardır.
No fim, Deus não o salvou, mas sim a medicina ocidental.
Nihayetinde onu tanrı değil batının tıp ilimi kurtarmıştı.
Falou muito sobre medicina.
Tıp konusunda bilgiliydi.