Translate.vc / португальский → турецкий / Menos
Menos перевод на турецкий
86,223 параллельный перевод
Só não estejas a menos de 6 metros da Besta quando atacarmos. Hajam antes de eu apanhar o Reynard.
Harekete geçtiğimizde Canavar'a altı metreden fazla yaklaşma, tamam mı?
Pelo menos, não nos alvejaram.
En azından vurulmadık.
Pelo menos, não num futuro próximo.
En azından yakın gelecekte.
Pelo menos, estamos juntas.
Ama en azından hep beraber olacağız.
Nem mais nem menos.
Ne daha az ne daha çok.
Pelo menos, pode dar-me um lenço?
- Bari bir mendil verseniz? - Yürü!
Acho... acho que fantasiei... que se morresse, eu pelo menos teria feito a diferença.
Galiba, Galiba eğer ölürsem, En azından bir fark,
Não queria aborrece-lo com isso a menos que fosse verdadeira.
Gerçek olduğundan emin olmadan seni rahatsız etmek istemedim.
Não querem pelo menos saber o que ela fez?
En azından ne yaptığını bilmek istemez misiniz?
Porque se importariam... a menos, claro, que estejam a planear alguma coisa?
Neden umurlarında olsun ki? Tabii ki bir şeyler planlamıyorlarsa.
Pelos menos estes idiotas não nos impediram de entregar o carregamento fora de tempo.
En azından bu aptallar kargoyu geciktirmemize neden olmadı.
Já nos culparam por menos.
Bizi daha azı için suçlamışlardı.
A menos, claro, que isto nunca tenha acontecido.
Ya böyle bir şey hiç olmadıysa.
Não vou pô-lo lá fora, a menos que saiba que temos alguma vantagem.
Onu dışarıda bırakmayacağım Tabii ki kaldıraçımız olduğunu bilmediğim sürece.
Pelo menos, sê justo.
En azından adil olurdu.
Sim, faço tudo menos masturbar-me.
Mastürbasyon hariç her şeyi yapıyorum.
DOE Simpson, pareces ser bem popular, pelo menos pelas palmas que recebeste na noite do karaoke.
Simpson, hayli popüler birine benziyorsun çalışanlar arası karaoke gecesinde aldığın alkışlar böyle söylüyor.
Os meus assuntos com o Jay G Têm sido tudo menos... ideais.
Jay G ile ilişkilerim idealin altında kaldı.
Bem, se temos que acabar assim, ao menos será de causas naturais.
Eh, böyle bitecekse de en azından doğal nedenlerle olacak.
Para um homem menos seguro, ser confundido com um porco seria um grande alerta.
İhtiyatsız bir adam için, domuzla karıştırılmak bir uyanış anı olurdu.
Podes fazer menos barulho?
Sessiz olur musunuz?
Ei, sabichão, é a tua vez. Sabes ao menos os nomes das peças?
Tam da kahvaltı zamanı.
Ninguém nos vai reiniciar? Ao menos estou seguro.
Sosisliler, eğer yaşamak istiyorsanız benimle gelin!
Se vamos lembrar-nos, ao menos bebemos um copo, não?
Eski günleri yad edeceksek en azından birer içki içelim.
A protomolécula ocorreu mais ou menos ao mesmo tempo que Terra e Marte começaram a disparar um contra o outro na Estação Ganímedes.
Protomolekülden gelen çığlık Dünya ve Mars, Ganymede İstasyonu'nda birbirlerine ateş etmeye başlayınca duyuldu.
Boa, ao menos nisso acertámos.
Güzel, hiç değilse bunu doğru yapmışız.
Este está mais ou menos na média.
- Bu sıradan bir durum değil.
Do ponto de vista médico, pelo menos.
En azından tıbbi açıdan.
O gangue não tentaria realmente matá-lo, pois não? - Pelo menos no hospital.
Çete onu hastanede öldürmeye çalışmaz değil mi?
Mais ou menos.
- Az çok.
De qualquer forma, ele não devia estar a menos cinco metros de um bisturi.
Her durumda bir bistüriye 6 metreden fazla yaklaşmamalı
Com um erro de mais ou menos cem anos.
Fazlası ya da eksiği.
Pelo menos, controla os teus impulsos.
En azından dürtülerini biraz kontrol et.
A menos que queira ser preso, sugiro que saia do meu escritório.
bu yüzden, cinayetten tutuklanmak istemiyorsan, Ofisimden çıkmanı öneririm.
Pelo menos um de mim é de confiança.
En azından benden biri sözüm için uygun.
Temos menos espaço aqui.
Burada biraz daha az yerimiz var.
Pelo menos sabemos que é Wesen.
Tamam, en azından Wesen olduğunu biiyoruz.
Nunca são mais do que dois dias, nunca menos do que um.
Asla iki günden fazla, bir günden az değil.
Depois de sete, devia haver muito menos pele do que há neste.
7 yıl sonra, cildin, burda olduğundan daha az olması beklenir.
Temos menos de 24 horas, se não o encontrarmos esta noite ele vai desaparecer por outros sete anos.
Bunu çözmek için 24 saatimiz var, eğer bu gece onu bulamazsak, 7 yıl için tekrar yok olacak.
Na primeira vez quando traduzimos o pano, pelo menos havia palavras reconhecíveis do Latim.
İlk tercüme ettiğimizde en azından kumaş üstünde Latin kökenli tanıdık harfler vardı.
A menos que estejam ligados de um modo que não sabemos.
Eğer bilmediğimiz bir şekilde bağlantılı değiller ise.
Um Alpe a menos no mundo?
Dünyadan bir Alpe eksilir.
A menos que vás convidá-lo, pode apagar a luz?
Onu davet etmene izin vermezsen, o ışığı kapatır mısın?
Mas a conversa durou menos de 30 segundos.
Fakat konuşmaları 30 saniyeden daha kısa sürdü.
Então, como é que dois cientistas têm uma conversa sobre tudo isso em menos de 30 segundos?
Peki iki bilim insanı nasıl bir konuşma yapıyor 30 saniyeden daha az süren her şey hakkındaymış
Mais ou menos.
Al yada ver.
Estou a brincar, a menos que queiram.
Şaka yapıyordum.
- Não, o que quer que vás recusar... tudo menos isso!
- Hayır, her ne esirgeyeceksen onun dışındaki her şey olur!
Ela tinha esse direito, pelo menos.
En azında rahatladı.
Não, a menos que seja Wesen.
Muhtemelen hayır, o Wesen değilse.