Oc перевод на турецкий
717 параллельный перевод
Infelizmente para o Sr. Adams, a vingança não foi doce, em última instância, pagou pelo seu crime.
Adams için ne yazık ki, öç alma tatlı sonlanmadı, çünkü sonunda suçunun bedelini ödedi.
A água do banho a 31 oc.
Banyo suyu 31 derece olacak.
Em 1879, OC Marsh da Universidade de Yale, descreveu a primeira espécie conhecida dos campos jurássicos do Wyoming.
1879 yılında, Yale Üniversitesinden OC Marsh, Wyoming'in Jurasik yatağından çıkan, bilinen ilk türleri tanımlamıştır.
83 of ( 28 oc )
- 28,3. - Sıcak.
Nunca foi a nossa intenção tentar dizer que os políticos são fracos, que servem os tempos actuais e que se preocupam mais com as suas vinganças pessoais e as suas lutas privadas por poder do que com os problemas do Governo, nem sugerindo, de todo, que sacrificam a sua credibilidade, negando o debate livre em matérias essenciais na impressão errada que a unidade partidária vem primeiro que o bem-estar das pessoas que supostamente representam, não querendo dizer que estão a confundir os pequenos sapos sem um grama de preocupação para os problemas vitais de hoje.
Niyetimiz, politikacıların kararsız siyasi mahkumlar olduklarını kişisel öç ve güç mücadelelerini devlet sorunlarından önemli gördüklerini kastetmek ya da önemli konularda tartışmayı reddederek itibarlarını zedelediklerini parti birliğinin temsil ettikleri halkın refahından önce geldiği yanılgısında olduklarını ya da önemli sosyal sorunları hiç umursamayan gürültücü kurbağalar olduklarını ima etmedik.
Esses painéis devem produzir calor de pelo menos 1.930 oc.
Buradan yansıyor, bu paneller en az 2000 % C ısı üretiyor olmalılar.
Discutiste com o teu marido e decidiste dar-lhe uma liçäo?
Kocanla kavga ettin de beni öç almak için mi kullanıyorsun?
"Tu és pó e em pó te hás-de tornar."
"Öç almayacaksın. Halkından birine kin beslemeyeceksin."
Estás a vingar-te.
Sen benden öç alıyorsun.
Muito terá de pagar dadas as circunstâncias, e hei-de matá-lo quando a sua alma se purifica, quando prepara o seu caminho?
Bu herifin günahları korkunç olmasına korkunç ama öç almış olur muyum, ruhunu arındırırken, büyük yolculuğa hazırken vursam?
Laertes, se desejas saber a verdade sobre a morte de teu pai, será que deverás arrastar na tua vingança amigos e inimigos?
Dinle Laertes, eğer sevgili babanın ölümündeki gerçeği arıyorsan, dost, düşman dinlemeden, bu işte kazanan kim, kaybeden kim demeden gözü kapalı saldırmak mı senin öç alma yolun?
Pode denunciar-nos... por despeito... ou poderá denunciar o Ziggy.
Yani, ötebilir. Öç almak için. Ziggy'yi, yani.
Foi uma represália?
Öç almak için mi? Kızdığın için mi?
Eu ensino-te o que os Wakefield pagam pelas pérolas.
Sana Wakefield'ların nasıl öç aldıklarını göstereceğim.
Talvez por pensares que assim te podes vingar do teu pai.
Belki de bu şekilde babandan öç alıyordun.
Neste dia a Grécia será vingada... a Ásia será nossa, e sua riqueza virá para as nossas mãos... e nossa marcha terminará.
Bugün, Yunanistan öç alacaktır tüm Asya bizim olacaktır, onun zenginliği bizim avuçlarımızda tüm uğraşlarımız sona ermiştir.
Isto é a minha vingança!
Öç alacağım.
Temos de deitar luto pela sua morte.
Ragnar'ın istediği öç, yas değil.
todo mundo pisa os pés de alguém num momento ou noutro.
Bazen kimin nasıl öç alacağını asla bilemezsin.
Queridos bem amados, não vos vingais, pois está escrito
- Sevgili kardeşler... - Sevgili kardeşler..... kimseden öç almayın, çünkü şöyle yazılmıştır çünkü şöyle yazılmıştır...
Transformará uma multidão desmoralizada em soldados enfurecidos.
Morali bozulmuş bir güruhu, öç almak isteyen askerlere çevirecek.
Essa ânsia de vingança impede-a de pensar no futuro... e fá-la deixar que o passado a domine.
Öç alma uğraşınız yüzünden geleceğinize sırt çeviriyor geçmişinizin içinizi kemirmesine izin veriyorsunuz.
! Deixe que a vingança se cumpra!
Böylece kanlı öç almanın son rotasını çizmiş olursun.
Mas acho que me lembro de uma certa citação... a vingança é Minha.
Ama şöyle bir söz hatırlıyorum : Öç benimdir.
" A vingança é Minha.
Öç benimdir ;
O Billy quer vingança.
Billy öç almak istiyor.
Só queria vingar-me do pai por nunca estar presente.
Hiç yanımızda olmadığı için babamdan öç almak istiyordum.
Extremistas, sobretudo do exército, juraram matá-lo por vingança.
Çoğu ordudan olan aşırı görüştekiler... öç almak için onu öldürmeye yemin etti.
O Exército Vermelho via-se como libertador, não como vingador.
Kızıl Ordu kendisini öç alan olarak değil, özgürleştiren olarak gördü.
- Por vingança?
- Öç almak için mi?
- Vingança.
- Öç.
Querias vingança.
Öç almak istiyordun.
Verdade ou vingança?
Gerçek mi? Öç mü?
Vingança.
Öç.
Apesar de ferido, para se vingar do cavaleiro, o capitão apostou com os restantes oficiais que iria trazer para a sua cama os restos mortais de D. Elvira.
Yaralı olmasına ragmen Yüzbaşı, şövalye'ye karşı öç almakta kararlıydı ve Dona Elvira'nın cesedini yatağına getirebileceğine dair subay arkadaşlarıyla bahse girdi.
- Quem mais poderia ser?
- Öç almanın yardımı olmaz.
Mas quando a vida perde o seu valor e é ceifada malignamente... então o pacto é... vingança.
Ama, yaşamlar hiç değeri yokmuşçasına yiterken _ Anlaşma, öç almak.
Quando alguém me causa um dano, eu não me vingo!
" Bana yapılan yanlışlık için öç almaya çalışmayacağım!
Agora os hindus, que querem a vingança.
Şimdi Hindular öç alıyor.
Para o vingar?
Öç almak için mi?
Os ladrões vingam-se das denúncias, mas é estranho atacarem-no aqui.
Punklar bazen öç almak isterler ama buraya kadar gelmeleri çok tuhaf.
- Sim, talvez fosse uma rixa.
ONBAŞI LARRY ZITO : Evet, Öc alma meselesi olabilir.
A vida está contra mim.
Hayat benden öç alıyor.
Achas que anda atrás de mim para chegar a ti?
Sence bana asılıyor muydu? Senden öç almak için.
É uma vingança.
Bunu öç almak için yaptım.
Usaste-me para te vingares de todos os que... têm mais dinheiro e poder que tú.
Beni senden daha güçlü ve paralı olan herkesten öç almak için kullanıyorsun.
Vou passar o resto da vida a vingar-me de ti.
Biliyor musun, hayatımın geri kalanını senden öç almaya adayacağım.
Como é que ela se ia vingar do Larry.
Anla. Larry'den öç almakla ilgili şakalar.
Vai usar-te para chegar a mim.
Öç almak için seni kullanacak.
Oliver, o meu pai dizia que um homem não vencia uma mulher em questões de amor e vingança.
Oliver, babam derdi ki bir adam bir kadını severken ya da ondan öç alırken, asla onun üstesinden gelemez.
Não da maneira com fazes, como se estivesse a tentar vingar alguma coisa
Senin yaptığın gibi, öç alıyormuş gibi sevişmem.