Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Old

Old перевод на турецкий

1,147 параллельный перевод
E então Wellington House e Westminster Old Hall?
Wellington House ve Westminster Old Hall'a ne diyeceksin?
Westminster Old Hall, em Sackville Square, valor estimado de 11 milhões.
Sackville Meydanındaki Westminster Old Hall tahmini değeri 11 milyon pound.
Então e Westminster Old Hall?
Ya Westminster Old Hall?
Somos os "Good Old Blues Brothers Boys Band" de Chicago.
Biz, Chicago'dan Bizim Blues Birader Çocuklar grubuyuz.
Desculpe não nos lembrarmos do "The Wreck of the Old 97".
Şey, "Eski 97'nin Enkazı" nı hatırlayamadığımız için kusura bakma.
Para quem estiver interessado... a estação de meteorologia, é no caminho de Old Russellville.
Meteoroloji istasyonu eski Russellville yolu üzerinde, ilgilenenlere duyurulur.
Repito, um banco de nevoeiro aproxima-se da costa por Sudeste. A estação de meteorologia fica em Old Russellville.
Tekrarlıyorum--Sis güneydoğudan, sahil boyunca, eski Russellville yolundaki meteoroloji istasyonuna doğru ilerliyor.
Então, Old North Road, e procurar um restaurante - Dairy Queen?
Tamam, Kuzey Şosesi, Sonra da bir lokanta var.
Mas a que saiu depois de Grand Old Flag, ou antes, foi I'm a Yankee Doodle Dandy.
Böyle devam ediyor ama "Yankee Doodle Dandy",.. ... "Grand Old Flag" den önce ortaya çıkıyor.
Old Spice.
Old Spice.
Quando se andava, eles tocavam My Old Kentucky Home.
Yürürken Kentucky şarkıları çalıyordu. Hatırlıyor musun? Ama o terlikleri hiç satmadım.
Um bocado velha, não era?
A little old, wasn't she?
Isto é o velho mestre estilo original assassino do "Manila Thrilla," aqui mesmo olhando para ti.
Bu orjinal old master killer "Manila Thrilla"'dan işte burada işte bakıyorsun.
Velho e fraco.
Old and weak.
A New Way to Pay Old Debts.
Eski Borçları Ödemenin Yeni Yolu.
Oh, there was an old hen She had a wooden leg
Yaşlı bir tavuk varmış, Tahtadan ayağı varmış...
"Dear Old Girl".
"Dear Old Girl."
Todos os nossos carros são'Birds, Olds, Chevies...
Buradaki arabalar, Bird'ler, Old'lar Chevy'ler hepsi aynı.
Apanei este na Old Bridge Road.
Bunu Old Bridge Yolu'nda buldum komutanım.
Só alguém mais velho ( old ), é que tem olhos assim.
Sadece yaşlı birinin böyle gözleri olabilir.
Foi aquela mula, papä, a old Joey.
O katır yaptı, Yaşlı Joey. Yaşlı Joey, katır.
Não vos lembrais dum misterioso contrabandista chamado Otto, com quem ceáveis, tramáveis e desenferrujáveis o galho, em Dover?
Otto isimli gizemli karaborsacı ve kaçakçıyı hatırlıyor musun? Hani, Dover'daki Old Pizzle'da onunla "yemek ye-plan yap-osbir çek" oynardın. - Evet!
Por outro lado, temos algo como o Old McDonnell.
Diğer yandan, sende Old Mcdonnell gibi bir şey var.
Enfia isto numa garrafa de Old Grand Dad, quase nem será mentira. Nem precisa de iodo.
Bu maldan birazını bir şişe Old Granddad içine sokarsan yalan söylemiş olmazsın.
Podia estar no Old Red Lion fumando.
Lion'da Boşboş takılıyor olabilirdik.
- Vou ver o combate! - Não vais ver o combate, Al.
Canım sadece, This Old House'un başlayacağını söylemeye geldim.
Querida, está a dar This Old House.
Görmen lazım, Steve. Peg, kataloğu geri ver.
Minha filha Lisa era tudo que me restava.
Kızım Lisa tüm hayatım oldı.
"São novos ou velhos demais"
They're either too young or too old
"São velhos ou muito jovens"
They're either too old or too young
Clarence Boddicker, patrão do crime de Old Detroit, procurado pela morte de 31 polícias.
Eski Detroit çetesinin elebasisi, Clarence Boddicker. 31 polis memurunun öldürülmesi ile ilgili araniyor.
Daqui a 6 meses começamos... a construir Delta City, onde agora fica Old Detroit.
Alti ay içerisinde simdi Eski Detroit'in bulundugu yerde Delta City'yi insa etmeye baslayacagiz.
Old Detroit sofre de um cancro.
Eski Detroit'i kanser sarmis.
Depois de uma boa experiência em Old Detroit, o 209 pode tornar-se no grande produto militar da próxima década.
Eski Detroit'te görevini tamamladiktan sonra 209'un gelecek on yilin en müthis askeri ürünü olacagi açik.
O porta-voz da OCP afirma que a máquina sem medo pôs o crime de Old Detroit em fuga.
OCP sözcüsüne göre bu korkusuz makine Eski Detroit çetesini ürkütüyor.
Os sindicatos aceitaram hoje apoiar a construção de Delta City da OCP, que vai criar cerca de um milhão de novos empregos, apesar de problemas de segurança na perigosa Old Detroit.
Bugün sendika liderleri, OCP'nin bir milyon is yaratacak Delta City insaatina Eski Detroit'deki asayis sorununa ragmen onay verdiler.
Em Old Detroit mando eu.
Ben Eski Detroit'in adamiyim.
Cabe ao tribunal a marcação dos julgamentos.
Buna Old Bailey'deki ofis karar verecektir.
- Claro. É para cotas e tias ricas.
It's for old jerks and really square.
A tentar chegar ao México. Que piada!
Old Meksikaya gitmek mi istiyorsunuz?
Não posso ir para o velho México.
Old meksikaya gidemem.
E que tal um pouco de Old Morehen's, que o Mummsy acabou de enviar?
Anneciğimin daha yeni gönderdiği içkiye ne dersin?
Quando esta loucura acabar, talvez possamos passear de bicicleta os dois, fazer uma viagem ao Old Swan em Henley e dar um passeio na floresta.
Bu çılgınlık sona erdiğinde, belki, birlikte bisiklete biner, Henley'deki Old Swan'a gider ormanda yürüyüşe çıkarız.
- Duas cervejas, em copo.
- Bardakta iki Old Styles bira.
O velho vaqueiro devia enganar muitos almofadinhas com a sua lábia à Will Rogers, mas eu sabia que ele não se referia à lua-de-mel de dois cavalos.
Old Cactus Earl, Will Rogers laflarıyla pek çok şehirlinin gözünü boyamıştır, ancak balayı geçiren iki attan söz etmediğini biliyorum.
FORTE SUMMER, NOVO MÉXICO 1879
Old Fort Sumner, New Mexico - 1879
Finest old hen that ever laid an egg
Yaşlı bir tavuk hiç kuluçkaya yatmamış.
Como está a sair o Old McDonnell?
Bu Old Mcdonnell nasıl bir etki gösteriyor?
mato-te...
Seni öld... Seni öldüreceğim!
Vocês, por favor, vão para o velho México.
Billy Iütfen Old Meksikaya git.
Quando comemos?
"Free to hang around or fly at any old time" - Ne zaman yiyoruz? - "No equivocation"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]