Translate.vc / португальский → турецкий / Orm
Orm перевод на турецкий
53 параллельный перевод
Orm, rapaz, vê por que tardam com a cerveja.
Orm, oğlum, neden bira getirmiyorlar, bak bakalım.
- Não, obrigado, Orm.
- Hayır, teşekkürler, Orm.
- Orm, não vás.
- Orm, daha uzağa gitme.
Orm, volta!
Orm, geri dön.
Não lhe toques, Orm.
Dokunma ona, Orm.
Orm, vê se aquelas ratazanas sedentas deixaram uma pinga de cerveja.
Orm, oğlum, git de şu aç fareler hiç bira bırakmış mı bir bak.
Lembras-te de quando eu e o Orm éramos pequenos?
Orm ve ben çocukken, hatırlıyor musun?
- Orm?
- Orm?
- Estou assustada, Orm.
- Korkuyorum, Orm.
Não faz mal, Orm, pelo menos, continuamos vivos.
Önemli değil Orm, en azından hala hayattayız.
Não, Orm!
Hayır, Orm!
Orm!
Orm!
Orm, vê se os cabos estão seguros.
Orm, bak bakalım, her tarafı bağlı mı?
Esta é a Orm.
Bu Orm.
Orm, acabámos de ser premiados.
Orm, az önce bir ödül kazandık.
A Orm vai abrir um café.
Orm bir kafe açacak.
Estás com a Orm, neste momento?
Tamam. Şu an Orm ile misin?
Não mintas, Orm, já conhecias o Dan?
Gerçekten, Orm, Dan'i daha önce tanıyor muydun?
O que é que a Orm tem a ver com a velhinha?
Orm'un yaşlı bayanla ne alakası var?
Ele desligou o telemóvel desde que eu disse que queria falar com a Orm.
Orm ile konuşmak istediğimi söyleyince....... telefonu suratıma kapattı.
A Orm vai abrir o café amanhã.
Orm yarın kafeyi açacak.
E se realmente é a Orm.
Resimdeki gerçekten Orm ise şayet.
A Orm deve saber as respostas.
Orm'da bir cevabı olmalı.
Desejo que a rapariga na fotografia apenas seja parecida com a Orm. Por favor.
İnşallah, resimdeki kız sadece Orm'a benziyor olsun.
Não quero que a Orm espere.
Orm'u bekletmek istemiyorum.
Temos de ir ao café dela juntos.
Orm'un lokantasına birlikte gitmek zorundayız.
Podem visitar o café da Orm noutra altura.
Orm'un işyerine başka bir zaman gidersin.
O que tens tu para lhe dizer?
Orm'a söylemek zorunda olduğun şey ne?
E se algo acontece à Orm, tal como a velhinha contou?
Peki ya, yaşlı bayanın dediği gibi Orm'un başına bir şey gelirse?
Beam, estás no café da Orm?
Beam, Orm'un yerinde misin?
Onde está a Orm?
Orm nerede?
Não é preciso dizer, Príncipe Orm... que o estudo deste achado... tornou-se a maior prioridade do Centro de Ciência.
Doğal olarak, Prens Orm, bu keşif üzerindeki çalışmalar bilim merkezinin bir numaralı önceliği oldu.
As minhas desculpas, Príncipe Orm, não quis...
Özür dilerim, Prens Orm. Öyle demek isteme... Endişelenme Kaldur.
Temos mais do que sorte, Orm.
Şanstan fazlasına sahibiz Orm.
Que é onde ocorre a verdadeira tempestade de merda.
Gerçek-Bok-st ORM meydana geldiği Bu yerdir.
Tem ainda de perceber o perigo da superfície como o Príncipe Orm.
Kendisi yeryüzünün tehlikesini henüz sizin kadar kavrayamadı Prens Orm.
O ataque claro à superfície expôs a Atlântida, nega-lo?
Yeryüzü dünyasına karşı olan bariz saldırganlığın Atlantis'i açığa çıkardı Orm. - Bunu reddediyor musun?
Queres que inicie uma guerra para honrar a memória do teu pai?
Ne yapmamı isterdin Orm? Sırf babanın hatırasını onurlandırmak adına savaş çanları çalmamı mı?
- Nada nego, Orm.
Hiçbir şey inkâr ettiğim yok Orm.
Tenho olhos em todo o lado, Orm.
Her yerde gözüm var Orm.
Pelo Orm, só realeza controla a magia do tridente, devo servir.
Orm ancak kraliyet bireylerinin zıpkının büyüsüne hükmedebileceğini söyledi. Sanırım bende o vasıf var.
- Sim. Mas farei o Orm engolir aquele garfo mágico.
İyiyim ama şu büyülü çatalı Orm'un gırtlağına sokacağım.
Sou o Rei Orm da Atlântida.
Ben Atlantis Kralı Orm, General.
É tudo obra minha, foi fácil levar o Orm para a guerra, com os problemas com a mãe e noção de legitimidade.
Bunların hepsi benim işim. Orm'un anne sorunları ve yetki anlayışı sayesinde onu savaş çıkarmaya ikna etmek çocuk oyuncağıydı.
- Para esta loucura, Orm.
- Bu deliliğe son ver Orm!
- Rei Orm, traidora.
- Kral Orm diyeceksin hain!
Enfrenta-me, Orm!
Yüzleş benimle Orm!
O Lanterna diz que o Orm confessou ter morto a mãe.
Fener Orm'un öz annesini öldürdüğünü itiraf ettiğini söyledi.
O que se passa entre ti e a Orm?
Orm ile aranızda ne var?
Orm.
Sen Beam'e bak.
Intrometidos, Orrn.
İşimize karışıyorlar Orm.