Translate.vc / португальский → турецкий / Palácio
Palácio перевод на турецкий
3,408 параллельный перевод
Disse ao palácio que talvez estivesse interessada.
Saraya isim vermeyi isteyebileceğinizi belirttim.
Podia dizer ao palácio que gostava de ver os meus filhos mais do que uma vez de 5 em 5 semanas.
Belki saraya çocuklarımla beş haftada birden fazla görüşmek istediğimi de belirtebilirsin.
Às quinze, reunião aqui no palácio com médicos de Broadmoor sobre tratamentos terapêuticos.
Saat 15.00'de burada KP'de Broadmoor'lu doktorlarla tedavi yöntemleri üzerine bir toplantı.
O palácio fica aberto até muito tarde.
Saray çok geç saate kadar açıktır.
Estamos num palácio.
Burası bir saray.
Sugeri-lhe que mostrasse a cassete a um advogado, ofereci-me para abrir negociações com o Palácio de Buckingham, implorei-lhe que me desse uma ideia da entrevista, para elaborarmos uma defesa antes do ataque.
Kaseti bir avukata göstermenizi tavsiye ederim. Buck House'la resmi bir diyalog başlatmanızı önerdim. Saldırılar başlamadan önce bir koruma duvarı oluşturabilmemiz için konuşmayı gözden geçirmemiz için yalvardım.
O Palácio Presidencial.
Başkanlık Sarayı. Yılın partisi.
Ainda não conseguimos recuperar os escudos do palácio.
Sarayın kalkanlarını hâlâ onarabilmiş değiliz.
Estaríamos todos mortos assim que puséssemos o pé fora do palácio.
Sarayın dışına adımımızı attığımızda hepimiz ölmüş olacağız.
A mulher... que eu amava... que carregava um filho meu... foi ao palácio da princesa... implorar!
Çocuklarımın annesi, sevdiğim kadın prensesin sarayına uğradığım haksızlığın giderilmesi ve hakkım olanın bana verilmesi için, prensese yalvarmaya gitmişti.
Foi no meu palácio que a tua mãe foi ferida.
Annen, beni sarayımda yaralanmıştı.
Eu instruí o Banco Central, Para enviar o tesouro para o palácio.
Merkez Bankası'na emir verdim ganimetlerimizi saraya gönderecekler.
Mas tem um grande palácio onde trata pacientes e ficar lá até que esteja curado.
- Bilmiyorum ama hastalarını iyileştirdiği devasa bir sarayı varmış.
Y tem um outro palácio chamado "madrassa", onde ele ensina.
Ne kadar alıyormuş? Öğrencilerini eğittiği "Medrese" denilen bir sarayı daha varmış.
Espero que o meu palácio não desmoronar a tal audácia.
Sarayım böyle bir küstahsızlık karşısında bereket çökmeyecek.
Leve-o para o seu palácio.
Sarayınıza çalıştırmak için geri getirmelisiniz.
Só estrada em excesso leva ao palácio da sabedoria.
Sadece aşırılık yolu, bilgelik sarayına götürür.
No Palácio de Buckingham?
Şu anda nerde yaşıyorsunuz, Buckingham Palace'damı?
Um palácio!
Bir saray.
Aquilo é um palácio?
Saray mı orası?
Porque não nos encontramos no palácio?
Sarayda neden buluşmadık?
Este sítio deveria tornar-se um grande palácio do Senhor, celebrando a Sua glória em mármore... e em pinceladas majestosas das mãos mais iluminadas da Terra.
Burası Tanrı'nın, dünyanın en yetenekli ellerinden çıkmış harelerle ve muhteşem fırça darbeleriyle zaferini kutladığı büyük sarayı olmalı.
- Leonardo... precisam de ti no palácio.
Leonardo, konaktan çağrılıyorsun.
Mas essa amostra de gente ganha um convite para o palácio do Lorenzo e eu não.
Ama bir şekilde o sik kafalı Lorenzo'nun ziyafetine davet ediliyor, ben edilmiyorum.
Se for considerado culpado, será levado até ao Palácio da Justiça, onde será queimado até morrer e o seu corpo se separar da alma.
Suçlu bulunması durumunda... Adalet Sarayı'nın açık meydanına götürülecek ve ölmesi ve ruhuyla bedeninin birbirinden ayrılması için yakılacaktır.
Já não conseguia esperar mais por ti no palácio.
Seni konakta daha fazla bekleyemedim.
- Perdoai-me a indelicadeza, mas... o Lorenzo pede-me que controle os passos de toda a gente com acesso ao palácio.
- Nezaketsizliğimi mazur görün ama Lorenzo saraya girip çıkma yetkisi olan herkesi sorgulamamı istedi.
É verdade, ordenei uma revista total do palácio, que revirassem tudo.
Evet. Saraydaki her taşın altına bakılmasını emretmiştim.
Segundo : uma plena confissão do vosso crime de bestialismo no Palácio da Justiça para ser guardada, caso eu morra.
İki, öldürülme ihtimalime karşı güvence olarak, adaletin sağlandığı yerde hayvanlarla ilişkiye girdiğini tamamen itiraf eden bir belge.
O vosso palácio é uma prisão com lençóis de melhor qualidade.
Sarayın, nevresimleri iyi olan bir hapishane.
Este palácio foi desenhado por Nivolo Speziali, certo?
Bu saray Nivolo Speziali tarafından tasarlanmıştı değil mi?
Será suficiente para termos um palácio em Gotemburgo?
Göteborg'da bir saray almamıza yeter mi?
Unalaq já infiltrou os seus caciques fora do palácio...
Unalaq şeflerimizi çoktan saraydan çıkarttı.
Se o velho Chou te apanhar no palácio... Vais acabar morto.
Eğer Yaşlı Chou seni sarayına sızmaya çalışırken yakalarsa sonun ölüm olur.
Não nascemos num palácio O pai não nos deu um cartão
Bir yerde doğmadık. Papa'ya sadık olmadık.
... quando à cerca de nove horas atrás, forças rebeldes tomaram Bab Al-Azizia, a mansão de Muammar Gaddafi, mais palácio presidencial que uma fortaleza militar e um símbolo do seu reinado.
Yaklaşık dokuz saat önce isyancılar Muammer Kaddafi'nin saltanatının sembolü olan başkanlık sarayından daha çok bir askeri üs sayılabilecek Bab al-Azizia'ya akın ettiler.
É um palácio feito de gelo.
Buzdan bir saray bu.
O presidente mora no palácio nacional.
Başkan ulusal saray da yaşıyor.
PALÁCIO DA JUSTIÇA, PRETÓRIA 1963
Adalet Sarayı, Pretoria, 1963
Mas o interior mais parece o de um palácio.
Hiç olmazsa içerisi saray gibi.
Sabias que dantes a Casa Branca era designada por Palácio Presidencial?
Beyaz Saray'a eskiden Başkanlık Sarayı dendiğini biliyor muydun?
Pouco depois, as dificuldades financeiras do príncipe Erminio, obrigaram-no a vender o palácio.
Ama kısa bir süre sonra, Prens Erminie'nin geçirdiği mali sıkıntı onu mülkü satmaya zorladı.
Seja bem-vindo ao palácio, Sua Excelência.
Saraya hoşgeldiniz, Efendim.
Do hotel perto do Palácio dos Doges, das gôndolas.
Dük Sarayı yakınındaki oteli, gondolları.
O Palácio dos Inválidos.
Les Invalides anıtı.
Algo que os meus pais trouxeram do Palácio.
Bizimkiler Palace'dan bir şeyler getirmişler.
Oh... O Palácio...
Palace demek.
Construiu o palácio sobre uma torre antiga.
Bu sarayı eski bir kulenin üzerine inşa etti.
Sobras do palácio dos Borgia, pelo que soubemos.
Borgia sarayından alınmış diye duyduk.
Isso é mais do que há no Palácio de Buckingham.
Yirmi iki. Buckingham Sarayı'ndan bile fazla.
Bem-vindo ao palácio, Sua Excelência.
Saraya hoş geldiniz.Ekselansları