Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Paulsen

Paulsen перевод на турецкий

82 параллельный перевод
Senhoras e senhores, o Sr. Paulsen disse-vos que o testemunho de Sarah Tobias é nada.
Bayanlar ve baylar, Bay Paulsen, size Sarah Tobias'ın ifadesinin önemsiz olduğunu söyledi.
Pode ser nada para o Sr. Paulsen, mas para Sarah Tobias não.
Bunlar Bay Paulsen için önemsiz olabilir ama Sarah Tobias için değil.
O Sr. Paulsen tentou convencer-vos de que o Kenneth Joyce era a única pessoa na sala que sabia que a Sarah Tobias estava a ser violada.
Bay Paulsen, Kenneth Joyce'un orada Tecavüz olduğunu anlayan tek kişi olduğuna Ikna etmeye çalıştı.
O Joey Paulsen.
Joey Paulsen.
O Sr. Paulsen é muito engraçado assim.
Bay Paulsen'ın böyle gariplikleri vardır.
Porque convida o Paulsen para jantar?
Paulsen'ı sürekli yemeğe götürdüğü için mi?
Tens demasiado medo do Sr. Paulsen.
Sen Bay Paulsen'dan korkmuşsun.
- Sr. Paulsen.
- Bay Paulsen!
Paulsen?
Paulsen!
Sr. Paulsen, não era a minha intenção! Você...
Bay Paulsen, beni yanlış anladınız.
Já agora, Kleinman, cruzei-me com o Sr. Paulsen.
Bu arada, Kleinman, Bay Paulsen'la o işi hallettim.
Não foi o Paulsen que te entregou para o relatório que te fez ser suspenso?
Paulsen'İn hazırladığı rapor yüzünden mi açığa alındın?
Não, o Paulsen ligou.
Hayır, Paulsen aradı.
Este é um homem e tem nome, chama-se Robert Paulsen, sim?
Bu bir insan ve onun bir adı var. Ve adı Robert Paulson, tamam mı?
- Robert Paulsen.
Robert Paulson?
Ele chama-se Robert Paulsen.
Onun adı Robert Paulson.
Ele chama-se... Robert Paulsen.
Onun adı Robert Paulson.
Ele chama-se Robert Paulsen...
Onun adı Robert Paulson. Onun adı Robert Paulson.
Nas traseiras, enterrado no jardim, encontra o corpo de Robert Paulsen.
Arka tarafta bahçeye gömülmüş olan Robert Paulson'un cesedini bulacaksınız.
O Sargento Paulsen do Departamento do Xerife.
Bayan Driscoll? Şerif Bölümü'nden Çavuş Paulson 1. hatta.
Sargento Paulsen. Fala Erin Driscoll da UAT.
Çavuş Paulson, ben CTU'dan Erin Driscoll.
Por favor, informe o Sargento Paulsen da nova cadeia de comando.
- Lütfen Çavuş Paulson'a yeni komuta zinciri hakkında bilgi ver. - Tamam. Evet?
Menina Paulsen, eu percebo que o seu tempo seja valioso. Está bem? Mas estou aqui para a preparar.
Bayan Paulsen, zamanınızın değerli olduğunu biliyorum ama buraya sizi hazırlamak için geldim.
A acusação chama a Donna Paulsen a depor.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i çağırıyor.
Menina Paulsen. O Harvey Specter ordenou que destruísse este documento?
Bayan Paulsen, Harvey Specter sizden belgeyi yok etmenizi istedi mi?
- Menina Paulsen, considera-se boa no seu trabalho? - A Jessica protesta.
- Jessica edecektir.
- Menina Paulsen, havia um carimbo pessoal datado de há cinco anos no documento que é acusada de ter destruído.
Bayan Paulsen, yok etmekle suçlandığınız belgenin üzerinde size ait olan kaşeyle atılmış beş yıl öncesine ait bir tarih var. - Bu sizin miydi?
A acusação gostaria de chamar a Menina Donna Paulsen a depor.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i kürsüye davet ediyor.
Menina Paulsen. O Harvey Specter ordenou-lhe que destruísse o documento?
Bayan Paulsen Harvey Specter size o belgeyi yok etme emri verdi mi?
Menina Paulsen, porque é que ele terminou?
Bayan Paulsen, sizden neden ayrıldı?
O Travis Tanner está-se a cagar para a Donna Paulsen. - Não és o Tanner.
Donna Paulsen, Travis Tanner'ın umurunda bile değil.
- Sim? Fred Paulsen, produtor executivo.
Fred Paulsen, idari yapımcı.
O Paulsen disse que não iria precisar de mim até ao próximo bloco então fiquei aqui, a monitorar o Doppler.
Paulsen gelecek bölüme kadar bana ihtiyaçları olmadığını söyledi ben de burada kalarak çizelgeyi kontrol ediyordum.
O Paulsen criava a Ella para o cargo de âncora.
Paulsen, haber sunuculuğunu alması için Ella'yı eğitiyordu.
Parecia que o Paulsen estava a preparar-me para assumir.
Paulsen yerini devralmam için beni hazırlıyor gibi görünüyordu.
Nem mesmo o Paulsen.
Paulsen bile.
Estamos bem? Vou ser o Sr. Paulsen.
Ben, Bay Paulsen'ı oynayacağım.
- Não, não vi. E para todos aqui o Paulsen também não saiu da sala.
Burada herkesin de bildiği gibi Paulsen buradan hiç ayrılmadı.
O Garrett disse que o Paulsen devia-lhe a vida.
Garrett, Paulsen'ın hayatını ona borçlu olduğunu söyledi.
A abrir esta noite com notícias próximas a nós, o produtor de notícias, Fred Paulsen, foi acusado de assassinato em 1º grau na morte de Theresa Shea.
Bu akşamın bizi can evimizden vuran haberiyle karşınızdayız. Uzun süreli haber yapımcısı Fred Paulsen 1. derece cinayetten, Theresa Shea'yı öldürmekten suçlanıyor.
Mas, verdade seja dita, o meu lugar favorito, foi a parte de dentro do cubículo da Mna. Paulsen.
Açıkçası doğruyu söylemek gerekirse en beğendiğim yer Bayan Paulsen'in bölmesinin içiydi.
Pearson Paulsen fica bastante bem.
Pearson Paulsen gayet iyi oluyor.
Nunca foste mais bonita, e talentosa, e perfeita do que neste momento. Esta é a tua hora.
Donna Victoria Paulsen daha önce hiç bu kadar güzel bu kadar yetenekli ve mükemmel olmamıştın.
Está aqui para falar sobre a Miss Paulsen.
Bayan Paulsen'le ilgili buradasınız.
Sra. Paulsen, Sr. Specter.
Bayan Paulsen, Bay Specter.
Estado contra Donna Paulsen.
Davacı : Federe Devlet, Davalı :
Glen Paulsen.
Glen Paulsen.
- Sim.
Bayan Paulsen işinizde iyi olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Evet.
- Donna Paulsen, Maria Monroe.
Donna Paulsen, Maria Monroe, ilk yılımda sekreterimdi.
- Bom dia, Sra. Paulsen.
- Günaydın, Bayan Paulsen. - Dökül.
- Olha para mim, Donna Victoria Paulsen.
- Bana bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]