Peer перевод на турецкий

# # Este doce sem igual

# # That sweet without peer

Você canta em "The peer", não?

"The Peer" da şarkı söylüyorsun, değil mi?

Ao "The peer".

"The Peer" a.

O "The peer" é um sítio antiquado para um sábado de noite.

"The Peer" Cumartesi geceleri için eskimiş bir yerdir.

when the face they peer upon

Baktıkları yüzler.

Aqui esta. "Pressão Social" por Janice Ellinghouse e Trudy Monk.

İşte... "Peer Pressure" Janice Ellinghouse and Trudy Monk.

Merecemos o prémio Peer Pleasure ou não?

Vay canına, ( adam ) işletmede tahsis yapıyoruz!

No ano passado, no túmulo de Peer Sai, rezei pelo bem-estar de Daljeet.

Daljeet'in mutluluğu için geçen sene Peer Sai'nin kabrinde dua etmiştim.

As possiblidades sugeridas pelas tecnologias Peer-to-Peer prepararam as indústrias do entretenimento para reagir de uma maneira sem precedentes.

Peer-to-Peer teknolojisinin sağladığı olanaklar eğlence endüstrisinin daha önce benzeri görülmedik bir biçimde tepki göstermesine neden oldu.

Então se você está usando um antigo sistema peer-to-peer, como o original Napster, ou usando o Gnutella, ou o bittorrent O princípio aqui é que você está se engajando na comunicação da Internet como foi originalmente planejada, você está servindo conteúdo tanto quanto consome.

Hal böyleyken, ister Napster gibi eskide kalmış bir p2p sistemini kullanmış olun, isterse Gnutella ya da bittorent sistemini kullanın, buradaki temel ilke şudur : fiilen, ilk haliyle tasarlandığı biçimiyle internet iletişimine katılırsınız ve içerik sağlayacağınız gibi içeriği tüketebilirsiniz de.

A música não começou com o fonógrafo e não acabará com a rede peer-to-peer.

Müzik gramofonla başlamadı ve p2p ağlarıyla da son bulmayacak.

Par Sommer, de verão e de inverno.

Peer Sommer, kış gibi yaz.

- Mas chamam-me apenas Par.

Bana Peer de.

Sommer, Peer Sommer.

Sommer, Peer Sommer.

- Sr. Par Sommer?

- Bay Peer Sommer mi?

Um dia é conectividade peer-to-peer, e no próximo é integração total, com a infra-estrutura anterior.

Bir gün bilgisayarlar arası birebir iletişim istiyorlar ertesi gün var olan yapılarını tamamen kapsayacak bir yazılıma yöneltiyorlar.

Está documentada em ensaios e diários, está lá para todos verem, mas as organizações ambientais recusam-se a agir.

Bu-peer gözden belgelenen var gazeteleri ve dergileri. her beden görmek için orada bulunuyor. Ama çevre örgütleri hareket reddediyor.

O informador aparece com o nome de Adam Peer...

Adamımızın bir adı var.

A. Peer.

Adam-peer. A-peer.

Alguém enviou um email para um jornal de medicina a acusa-lo de fraude.

Birisi dergiye onu sahtekarlıkla suçlayan bir mail göndermiş. - Adam Peer.

Adam Peer. Isso era um pseudónimo.

- Takma isim.

Então o Dr. Granger passou os seus últimos dias à procura do Adam Peer, e acha que o Adam Peer o matou por causa do incomodo.

Ve Dr. Granger son günlerini Adam Peer'i arayarak geçirdi. Siz de Adam Peer'in onu öldürdüğünü düşünüyorsunuz.

Seja lá quem for o Peer, ele pode valorizar o seu sigilo o suficiente para matar por isso.

Eh, Peer her kimse gizliliğine öldürecek kadar değer veriyor olabilir.

Não consegui identificar o Peer, mas invadi os servidores de alguns dos jornais para quem ele escreveu.

Peer'in kim olduğunu bulamadım ama yazdığı bazı dergilerin serverını hackledim.

Eu não confio na palavra de ninguém.

Kimsenin söylediklerine öylece inanmıyorum. Ama Adam Peer gizliliğini korumak için ciddi önlemler almış.

Mas o Adam Peer deu-se a muito trabalho para esconder a sua verdadeira identidade. Um pequeno assassinato dificilmente está fora de hipótese.

Küçük bir cinayet çok olasılık dışı gözükmüyor.

Ok, então se o Adam Peer é assim tão prolífico, porque é que eles ainda não foram capazes de encontrar a sua localização?

Pekala, madem Adam Peer bu kadar üretken neden hala yazdığı yere bulamadılar?

Foi o Adam Peer.

Adam Peer'in işiydi.

por pagar uma multa enorme. Havia um cientista que, que tentou avisar as instâncias superiores sobre a má conduta, mas... disse que esta foi a primeira vez do Adam Peer?

Şey, üstlerini bu hatadan dolayı uyarmaya çalışan bir araştırmacı vardı ama.

Será que a senhora ou as outras pessoas na Merrill-Grand pensaram que ele pode ser o Adam Peer?

Siz ya da Merrill-Grand'dan başka biri onun Adam Peer olabileceğini düşündünüz mü?

O que coloca o meu grau de certeza de que ele não é o Adam Peer em cerca de 100 %.

Böylece beni Adam Peer olmadığına 100 % inandırmış bulunuyor.

Outro potencial Adam Peers?

Diğer potansiyel Adam Peer'lar mı?

Então acha que o Adam Peer foi alguém dentro da empresa.

- Adam Peer'ın şirketten biri olduğunu düşünüyorsun.

Ou então podemos ir falar com os seus superiores e partilhar com eles as nossas suspeitas de que é o Adam Peer.

Ya da biz gidip üstlerinize sizin Adam Peer olduğunuza dair şüphelerimizi anlatabiliriz.

Criou O Adam Peer para fazer a denuncia de forma anónima.

- Siz de Adam Peer'i anonim olarak bunu duyurmak için yarattınız.

Tenho a certeza de que uma pesquisa no seu computador vai revelar alguns rastos do Adam Peer.

Bilgisayarınız iyice incelendiğinde, Adam Peer'in izini bulacağımıza eminim.

Porque sou apenas metade do "Adam Peer"

Çünkü ben "Adam Peer" ın bir yarısıyım.

Nós os dois éramos o Adam Peer juntos.

İkimiz birlikte Adam Peer'dik.

Desculpem, mas... se pensavam que o Adam Peer o matou... estavam enganados.

Üzgünüm ama, eğer Adam Peer onu öldürdü zannediyorsanız, yanılıyorsunuz.

Partilhávamos varias preocupações semelhantes... incluindo a influência do dinheiro na boa ciência.

Paranın iyi niyetli bilim üzerinde etkisi de dahil. Siz de Adam Peer fikriyle çıkageldiniz.

Então tiveram a ideia do Adam Peer juntos. No início, era apenas uma maneira de expor o Toproxefin.

Başta sadece toproxefin'i ifşa etmek içindi.

O Adam Peer já existia, Então usamos-o novamente.

Adam Peer zaten vardı, biz de onu tekrar kullandık.

Quando demos conta, o Adam Peer tinha-se tornado uma coisa maior do que qualquer um de nós.

Farkına bile varmadan, Adam Peer bizden çok daha fazlası olmuştu.

Obviamente, o "Adam Peer" não matou o Barry, então quem foi?

Belli ki "Adam Peer" Barry'i öldürmedi, o zaman kim yaptı?

Pensou num plano engenhoso. Passar-se pelo Adam Peer para sugerir que o Dr. Granger tinha falsificado os seus resultados.

Adam Peer gibi davranıp, Dr. Granger'ın verilerle oynadığını öne sürdünüz.

- Peer-to-peer Troca de cripto-moeda.

- Birebir kriptodöviz değişimi.

Sim, "peer-to-peer".

Eşler arası dağıtım.

porque isso significava desfazer todo o bem que o Adam Peer tinha feito.

Çünkü bunu yapmak, Adam Peer'ın yaptığı herşeyi çöpe atmak demek olurdu.

Vai contar a toda a gente a verdade sobre o Adam Peer.

Herkese söyleyeceksiniz. Adam Peer hakkındaki gerçekleri.

Nem consigo acreditar.

İnanamıyorum. Barry aslında Adam Peer'miş.

O Barry era o Adam Peer. Mas não aquele que colocou a sua invenção em duvida.

İcadınızı sorgulayan kişi o değil ama.