Translate.vc / португальский → турецкий / Peggy
Peggy перевод на турецкий
1,797 параллельный перевод
Lamento tudo isto, Peggy.
Üzgünüm, Peggy.
Bebé Peggy...
- Peggy bebek... - Evet...
Guadalupe Aguero, conhecida como Bebé Peggy... Nasceu com um defeito de nascença muito raro, uma terceira perna.
Guadalupe Aguero ya da bildiğimiz ismiyle Peggy bebek nadir görülen bir kusurla, 3 bacaklı, doğdu.
Estava a pensar dizer, na próxima intervenção : "A Bebé Peggy está numa corrida a três pernas contra o tempo".
Bir dahaki kısımda "Bebek Peggy'nin zamana karşı üç ayaklı mücadelesi." demeyi düşünüyorum.
Porque, aposto o meu ovário esquerdo, como aquele é o pai da Bebé Peggy a sair do hospital, para evitar a imprensa.
Sol yumurtalığım üzerine bahse girerim Bebek Peggy'nin babası. Çaktırmadan hastaneden çıkıyor.
Apoiamos a luta do pai da Bebé Peggy para salvar a terceira perna.
Üçüncü bacağı kurtarma mücadelesinde Peggy'nin babasını destekliyoruz.
Vocês são a favor de deixar a Bebé Peggy anormal.
- Sizler Peggy'nin anormal kalmasını isteyenlerdensiniz.
Pessoal! Os pais da Bebé Peggy chegaram a um acordo.
Çocuklar Bebek Peggy'nin ailesi hazır.
Concordaram em suspender a operação até a Bebé Peggy ter idade para decidir.
Peggy bebek kendi kararını verecek yaşa gelene kadar ameliyat iptal edildi.
Hoje, tal como a nobre rã das árvores, cuja terceira perna é perfeitamente natural, a Bebé Peggy segue em frente com a sua vida a três pernas.
Bugün tıpkı ağaç kurbağasının 3 bacaklı oluşu gibi Peggy bebek de 3 ayaklı yaşamına adım attı.
Graças à vaca da filha da Peggy Peabody, o financiamento está ameaçado e Franklin está a enlouquecer.
Peggy Peabody'ın s * kik karısına teşekkürler, Ödeneğimiz şu an tehlikede Ve Franklin tamamıyla çıldırdı.
Sim, mas a Peggy Peabody está a retirar-se.
Evet, ama Peggy Peabody emekliye ayrılıyor.
A Allyn e a Peggy são velhas amigas.
Mm-hmm. Allyn ve Peggy uzun zamandır arkadaşlar.
Mas a Peggy Peabody vai retirar-se e Helena, a filha, é a nova directora.
Peggy Peabody emekli oluyor. Kızı Helena işi ele alıyor.
Não estou a questionar as habilidades dela, Peggy.
Onu yeteneğini sorgulamıyorum, Peggy.
Peggy, antes de ir para as Grenadines, fala com a Helena em nosso nome?
Peggy, sen gitmeden önce... Grenadines'e, şahsımız adına Helena'yla konuşmaya gönüllü olur muydun?
Sou a Peggy.
Ben Peggy.
- Peggy.
- Peggy.
Peggy...
Peggy.
Peggy!
Peggy.
- Tu não gostas que a Peggy o faça.
- Peggy'nin yapmasına izin vermedin.
- Querida, é o aniversário da Peggy.
- Canım, Peggy'nin doğumgünü bu.
Peggy?
Peggy?
Peggy?
Peggy!
A filha da Peggy Popper levou-nos ao Hundeds Deer.
Peggy Peppers'ın kızı bizi Yaralı Geyik'e götürdü.
- E a sua mãe? - Chama-se Peggy.
Ya annen?
Ela tem dois hobbies : jogar ténis e fazer com que me sinta mal.
Peggy. İki hobisi var : Tenis, ve bana kendimi değersiz hisettirmek.
Até depois, Peggy, Bobby.
Sonra görüşürüz Peggy. Bobby.
Adiante, eu gostaria de agradecer a todos por terem vindo... e acho que falo em nome do Bobby e da Peggy...
Neyse, Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Sanırım Bobby ve Peggy'nin yerine konuşuyorum.
Se ouvirmos a polícia, a Peggy morre.
Bir polis sireni duyarsak, Peggy ölür.
- Anda aqui, Peggy.
Buraya gel Peggy.
Ainda não acabei.
- Peggy'de bir şey görmedi.
Peggy pertence ao gerente da loja,
Peggy mağaza müdürünündü.
O nome dela não era Peggy.
Adı Peggy değildi.
Não te via há tantos anos, Peggy Sue.
Seni yıllardır görmedim Peggy Sue.
É o cheiro de bosta de cavalo, com os cumprimentos da minha linda filha, Peggy Sue.
Palavra gibi kokuyor. Güzel kızımdan gelen, Peggy Sue.
- Foi acampar com a amiga Peggy.
- Peggy ile kampta.
Ei, tia Peggy, és tu?
Peggy teyze, sen misin?
Daqui para a frente, é Peggy.
Bundan böyle bana Peggy de.
Homens à altura da Peggy não se encontram nas páginas amarelas
Peggy'nin adamları kadar kabiliyetlisini ilan sayfalarında bulamazsın.
Agora, além de tudo mais, a Peggy Braden deu-te o poder mundial das compras?
Hepsini anlıyorum da Peggy Braden sana dünya çapında alış veriş yetkisi mi verdi?
E temos um passeio pela baixa com a Peggy daqui a 10 minutos.
Ve 10 dakika içinde Peggy ile çarşıda buluşmamız gerekiyor.
Peggy.
Peggy.
Peggy, está tudo tratado.
Peggy, herşey kontrolüm altında.
- Peggy, eu...
- Peggy, ben -
- Peggy, desculpa.
- Peggy, özür dilerim.
- A Peggy recontratou-me.
- Peggy beni yeniden işe aldı.
Não acredito que tenhas-te baldado à Peggy Braden.
Peggy Braden'a aldırmadığına inanamıyorum.
A Peggy disse-me que arranjaste um novo massagista.
Peggy yeni bir masör bulduğunu söyledi.
- Onde está a Peggy?
- Peggy nerede?
Grande par de mamas, Peggy.
Harika göğüslerin var, Peggy.