Translate.vc / португальский → турецкий / Penso
Penso перевод на турецкий
31,403 параллельный перевод
Penso que não posso fazer isso.
Söyleyebileceğimi sanmıyorum.
Penso que não é assim tão mau.
O kadar da fena sayılmaz.
Penso que estamos bem, mas coisas assim, fazem-me duvidar se a Emily é a pessoa certa para mim.
Aramız iyi ama böyle olaylar Emily gerçekten doğru kişi mi diye sorgulamama neden oluyor.
E penso que és ainda mais bonita que esta rosa.
Hatta bence bu gülden daha güzelsin.
Penso o que o Sheldon quer dizer... é que nós os dois crescemos juntos.
Sheldon'ın demek istediği ikimizin de birlikte büyüdüğü.
Penso que sim.
- Sanırım.
Penso em ti como se fosses a minha própria filha.
Seni öz kızım gibi görüyorum.
Dwayne, penso que deves querer saber deste.
Dwayne, bunu duyman gerektiğini düşündüm.
O que ele vê em ti, penso que se vê a si mesmo.
Sende gördüğü bence kendisi.
Quanto mais penso nisso, mais penso que o que aconteceu contigo, que tudo o que aconteceu com todos nós aconteceu por uma razão.
Bunun hakkında düşününce, başına gelen her şey başımıza gelen her şey bir nedenden ötürü oldu.
Sim, eu penso.
Evet, düşünüyorum.
O cruzador está a chegar, mas penso que sei como pará-lo.
Kruvazör peşimizden geliyor fakat sanırım onu nasıl durduracağımızı biliyorum.
Sim, mas penso que prefiro congelar a ser comido.
Evet fakat yenilmektense donmayı tercih ederim.
Penso que ela só quis dizer que ainda estão melhores.
Bence şimdi çok daha iyi olduğunuzu söylüyor.
Penso que à Deiser também.
Sanırım onlar Deiser'de kaçırdı.
Na verdade, penso que está na hora de partirmos.
- Aslında bence gitsek iyi olur.
Penso que sei porque é que não atacaram a base...
Sanırım üsse neden saldırmadıklarını biliyorum... Bak!
- Penso que tenho uma ideia.
- Sanırım benim bir fikrim var.
Não há sinais do Império. Mas há uma pequena lua que é habitável. Uma que penso vai fornecer tudo o que vocês precisam.
İmparatorluk'tan hiç iz yok ve yaşanabilir bir ay bulunuyor size ihtiyacınız olan şeylerin hepsini karşılayabileceğini düşünüyorum.
Penso que não.
Hayır, öyle olduğunu sanmıyorum.
Fiz alguns ajustes na clássica técnica Forma IV, que penso lhe será muito útil frente aos dróides... e vários outros atacantes.
Klasik 4. Form tekniklerinde droidler ve diğer değişik saldırganlar üzerinde daha çok işe yarayacağını düşündüğüm bazı değişiklikler yaptım.
Penso que ninguém sabia.
Kimsenin bildiğinden emin değilim.
Penso que não.
Öyle olduğunu sanmıyorum.
Só penso... Ainda penso se Emily e eu estamos bem um para o outro.
Sanırım hâlâ Emily'yle birbirimiz için mi yaratılmışız aklımı kurcalıyor.
Sim, penso que sim.
Evet, sanırım öyle.
Penso que alguém deixou cair isto?
Galiba bunu düşürmüşsün.
Ele não está a mexer, mas penso que ainda está vivo.
Hareket etmiyor ama galiba hayatta.
Penso que desligaram.
Galiba yayından düştüm.
Penso que vou às Urgências em todo o caso.
Ne olur ne olmaz acil servise gideyim ben.
Pois, não penso da mesma forma.
Evet, bu açıdan bakmamıştım.
- Quando lhe mudaste o penso?
Bunları en son ne zaman değiştirdin?
Não penso que seja uma boa ideia.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Penso muito em ti, Elliot.
Seni çok düşünüyorum Elliot.
Penso naquela noite em que nos tornámos deuses.
O geceyi düşünüyorum. - Tanrı olduğumuz o geceyi.
Tenho algo no meu escritório que penso poder agradar-lhe.
Ofisimde, beğeneceğinizi düşündüğüm bir şey var.
Penso em nós.
Ben bizi düşünüyorum.
E eu penso nas pessoas naquelas fotografias.
Ben de o fotoğraflardaki insanları düşünüyorum.
Não, penso que não.
Hayır, sanmıyorum.
E penso que isto lhe pertence.
Sanırım bu da sana ait.
Isso é o que eu penso, minha jovem?
Bu küçük hanım düşündüğüm kişi mi yoksa?
Penso reconhecer essa arma.
Sanırım o silahı biliyorum.
Eu não sou nenhum veterinário, mas penso que essa percepção a poderá ter matado antes de os parasitas terem uma hipótese.
Ben veteriner değilim ama bence bunun farkına varması onu parazitlerden önce öldürmüştü.
Depois penso num bom título.
Bunun için daha sonra güzel bir başlık düşünücem.
É aqui, penso eu. Outro não.
Hemen burası, sanırım.
Não penso nisso?
Düşünmeyeyim mi?
Até nas coisas feias, penso que vê beleza.
Hatta çirkin şeylerde bile bence güzelliği görebiliyorsun.
Eu não penso nada.
Hiçbir şey düşünmüyorum.
- Penso que devia ir embora.
- Ben gidiyorum.
É, exactamente, isso que eu penso.
Evet, kesinlikle böyle düşünüyorum.
Penso que uma salsicha humana não foi o suficiente para ti.
Wow.
Penso que ele não está bem.
Sanırım iyi bir ruh halinde değil.