Translate.vc / португальский → турецкий / Perfume
Perfume перевод на турецкий
1,953 параллельный перевод
Ele vinha comprar perfume para a sua mãe.
Annesine hediye almak için gelmişti.
E... só um pequeno esguicho deste perfume, senhor.
Ayrıca biraz da bundan sıkın lütfen, beyefendi.
- Estás a usar o perfume que eu te dei.
- Sana aldığım parfümü sıkmışsın.
Sem mencionar o seu perfume e os seus cabelos.
Vücudunun diğer yanlarıyla saçlarından söz etmiyorum bile.
Ela pode emagrecer. Pode depilar-se, pôr perfume, mas ele sentirá os sinais.
Yani tüylerini alsa da deodorant sürse de, cildini gerdirse de bu adam bu sinyalleri mutlaka alacaktır.
Bem, roubei um borrifo do perfume da tua mulher.
Karının parfümünden bir fırt aşırdım.
Homens não gastam dinheiro com, flores para apreciar o seu perfume.
Erkekler çiçeklere, kokularını sevdiklerinden para harcamazlar.
O perfume... baseado em Bacon, Esquilo e Manteiga foi arrebatado repentinamente da fama por uma tempestade
Domuz pastırması, sincap ve kaka aromalı parfüm evcil hayvan endüstrisini sallamıştı.
Eu não gosto da escolha do seu perfume, ou da quantidade que foi aplicada.
Parfümünü de beğenmedim. Belki de çok sıktın.
Deve ter mergulhado nalguma piscina de perfume.
Parfüm havuzuna daldın galiba.
Eu não te disse para não empacotares o perfume com as minhas roupas?
Parfümlerini elbiselerimle birlikte paketleme demedim mi sana?
É um perfume novo...
Yeni kolonyam böyle kokuyor...
Cheiras a perfume.
Farklı bir parfüm kokuyorsun.
Para te livrares desse perfume.
Üzerindeki parfümden kurtul.
Sinto o seu perfume em todo lado.
Her tarafta parfüm kokusunu alabiliyorum.
Estou a sentir o teu perfume, merdoso.
- Lanet kolonya kokusu alıyorum, adamım. - Seni bok çuvalı.
Coloco você na escola de graduação para ganhar dineiro e você não compra nem mesmo um frasco de perfume pra mim?
Seni yüksek okula böyle paralar kazanabilesin diye yazdırdım ve sen bana lanet bir şişe parfüm dahi alamıyorsun.
¢ Ü The smell of wine and cheap perfume ¢ Ü
# Şarap ve ucuz parfüm kokusuyla #
Encontrei um perfume debaixo do lavatório.
Lavabonun altında parfüm şişesi buldum.
Ou que eu ponha perfume e ele colônia e que ao sairmos juntos nos sentimos.
Ya da ben parfüm, o kolonya sürer ve dışarı çıkarız, birbirimizi koklarız.
Não estou certo sobre o perfume e colônias, mas poderia tentar.
Parfüm ve kolonya olayından pek emin değilim. Ama deneyebilirim.
Havia perfume no apartamento.
Dairede parfüm kokusu vardı.
- Esse teu perfume é invulgar.
- Parfümün çok güzel.
Estás familiarizado com o perfume das strippers?
Striptizcilerin kokusuna aşina mısın?
Ai sim? O Ollie disse que ela usava um perfume tipo stripper.
Ollie, striptiz parfümü sıktığını söylemişti.
Eu usei creme frio, e, depois, mais tarde, perfume, mas...
Yağlı krem kullandım sonra da parfüm sıktım ama...
O cheiro a perfume seria um bom começo. Ou os preservativos usados que encontro diariamente no chão do nosso carro quando levo a nossa filha à creche.
Üzerindeki parfüm kokusu iyi bir başlangıç olabilir ya da hergün arabada bulduğum kullanılmış prezervatifler.
Ele está estranho. Sai de casa a horas estranhas, usa perfume, e já não tem cabelos brancos.
Tuhaf davranıyor Yani, durup duruken kolonya sürüp dışarı çıkıyor.
Se o perfume, o cabelo, os sorrisos e a alegria não te convenceram...
Peki.Eğer kolonya, saç boyası, gülümsemeler,'snippity loo'lar seni ikna etmediyse...
O frasco de perfume estava vazio.
Bütün parfüm şişeleri boşalmıştı.
Logo vi que cheirava o teu perfume sexy.
Sanırım kokusunu aldığım seks parfümün.
E hoje, vou deitar perfume e tu vais despir-te. Logo se verá quem é o homem.
Ve bu gece seks parfümü kullanacağım ve sen de soyunacaksın erkeğin kim olduğunu göreceğiz.
Por que estás a usar perfume?
Neden parfüm kullandın?
Eu escolhi o perfume que usei no nosso primeiro encontro.
Ben ilk buluşmamızda sürdüğüm kolonyamı koyuyorum.
Talvez o boneco do Krusty tenha acidentalmente ligado os faróis do carro, que estavam apontados para o perfume, fazendo-o entrar em erupção, e em breve explodir.
Belki Krusty bebeği kazayla arabanın farlarını yaktı farlar kolonya şişesine odaklandı, bu onun kaynamasına sebep oluyor ve yakında patlayacak.
Acabei agora um anúncio de um perfume.
Bir parfüm reklamı yaptım.
Eu gostava daquele perfume Belle Fille.
Ummm... Belle Fille denen parfümü beğeniyorum.
Tenho o perfume!
Evet. Kaptım parfümü!
- Sim, o que é? - É o perfume da minha mãe.
Evet, ne bu?
Vocês consideraram um belo perfume?
Güzel bir parfüme ne dersiniz? Hangi kokuyu kullandığını biliyor musunuz?
Seymor, estou muito agradecido por guardares a minha colecção de frascos de perfume antigos, no teu escritório enquanto metem carpete no meu apartamento.
Seymour evimin halıları değiştirilirken antika parfüm şişesi koleksiyonumu odana koymama izin verdiğin için çok minnettarım.
Estás a usar o perfume dela?
Onun parfümü mü bu? Hayır.
- Isso é perfume?
Parfüm mü sürdün?
Sensualmente vestida. Usando esse perfume que me faz sofrer e depois recusares?
Böylesine seksi giyiniyor... ve beni senin için yakıp tutuşturan o parfümü sürüyor, ve sonra da hayır mı diyorsun?
Seu perfume é tão gostoso...
Parfümün çok hoşuma gitti.
Pelo seu perfume.
Parfümünün kokusunu alabiliyorum.
Pensei ter reconhecido seu perfume.
- Parfümün tanıdık geldi.
Eu não uso perfume.
- Parfüm kullanmam.
Não é propaganda de perfume.
Losyon reklamı değil o.
Os lençois cheiram a perfume.
Çarşaflar parfüm kokuyor.
O perfume não se vê.
Kokuyu göremezsin.