Translate.vc / португальский → турецкий / Ping
Ping перевод на турецкий
652 параллельный перевод
Crow, dê-me o tom de profundidade do ping deles. ... Percebeu?
- Onların orda bir derinlik sesi ver
Quem quer jogar pingue-pongue comigo?
- Benimle kim ping-pong oynamak ister?
- Ping Pong, pode fechar a água?
- Sağol. - Ping Pong, suyu kapat!
Depressa, cubra isso, Ping Pong.
Çabuk üstünü kapat Ping Pong.
Traga-me um Mai Tai, Ping Pong.
Bana bir mai tai hazırla Ping Pong.
Ping Pong, não deixe o copo do Sr. Karnibad esvaziar.
Ping Pong, Bay Karnibad'ın bardağı boşalmasın.
- Oh, sim! Oh, Ping Pong, estes ovos estão frios.
- Beni dinliyor musun Baba?
- Oui, oui. Bom dia, Sr. Chadwick.
Ping Pong, yumurtalarım soğudu.
- Merci beaucoup, Ping Pong. Alô?
- Bay Gate hatta sizi bekliyor.
Alô, Papai?
- Merci beaucoup, Ping Pong.
Destruíram-me os olhos, e mandaram-me morrer para o labirinto.
Beni orada kör ettiler. Profesör Ping beni buluncaya kadar labirentte ölüme terk edildim.
Talvez o professor Ping possa ajudar.
- Profesör Ping yardımcı olabilir. - Profesör Ping mi?
Professor Ping.
Profesör Ping?
Professor Ping?
- Profesör Ping? - Evet?
Já ouviste falar num homem chamado Duran Duran?
Profesör Ping, hiç Duran Duran'ı duydunuz mu?
Tenho de contactar o professor Ping, para saber se o Alfa 7 foi reparado.
Önce Profesör Ping'i bulup, Alpha 7'inin tamir edilip edilmediğini öğrenmeliyiz.
Professor Ping ao Quartel-general.
Profesör Ping'den Karargâha... Profesör Ping'den Karargâha. - Profesör Ping'den Karargâha...
Quartel-general ao professor Ping.
- Hayır! Karargâhtan Profesör Ping'e... Karargâhtan Profesör Ping'e.
Aqui Ping.
- Cevap verin, lütfen.
Recepção perfeita.
- Ben Ping. Sizi net duyabiliyorum.
És um mágico, Ping.
- Sen bir dahisin, Ping.
Podia estar nos States a jogar ping-pong, voleibol fartar-me de míudas.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
Qual é o problema, Ah-Ping?
Sorunun ne, Ah-Ping?
Ah-Ping, páre!
Ah-Ping, dur!
Ah-Ping, Ponha em baixo.
Ah-Ping, indir onu.
Ponha em baixo, Ah-Ping.
İndir onu, Ah-Ping.
Rebeldes de cabelos compridos. está com o exército Tai Ping
"Uzun Saçın" asileri, Tai Pin Ordusu,
Dois anos mais tarde, Ma consegue ser promovido a General ele precisava de homens em quem podesse confiar
Tai Ping asilerine karşı savaşan Xiang ordusuna katıldı, ve başarı kazandı
O nome homem, Li Sung Binn.
Adı Li Tsung-ping.
Li Sung Binn quer dizer adeus.
Li Tsung-ping veda etmeye geldi.
Agora somos os cavaleiros que dizem "Ecky, Ecky, Ecky, Pakang, Zoom-ping."
Biz artık "Ecky, Ecky, Ecky, Pakang, zoom-ping" Diyen Şövalyeleriz
Temos uma sala de jogos nova com uma mesa de ping-pong.
İçinde masa tenisi masası olan yeni bir oyun odamız var.
Adeus, Sr. Ping!
Hoşça kal, Bay Ping.
Desde então, inspirado por essa sequência, Ping-Kang Hsiung da Universidade de Carnegie Mellon, criou uma exacta animação por computador.
Bu sahneden esinlenerek Carnegie Mellon Üniversitesi'nden Ping-Kang Hsiung bir bilgisayar animasyonu üretti.
- Temos uma mesa de ping-pong.
- Masatenisi masamız da var.
- Ping-pong?
- Masatenisi mi?
- E traga aquela máquina que faz : "Ping!"
- Bir de "Ping" eden makineyi.
É a máquina que faz : "Ping!"
O "Ping" eden makine.
Vejo que têm a máquina que faz : "Ping!"
Görüyorum ki, "Ping" eden makine de burada.
- Amplificar a máquina ping.
- Ping yapan makineyi çalıştırın.
Yuen Woo-ping, Yuen Wah
Yuen Woo-ping, Yuen Wah
Concurso de ping-pong e de voleibol.
Masa tenisi batı salonunda, mini beyzbol doğu salonunda.
Olha, mais bolas de ping-pong.
Daha çok ping pong! Başaracağız.
Carlos, já não jogo muito ao pingue-pongue.
Carlos, artık pek ping-pong oynamıyorum.
Pingue-pongue de novo?
Yine ping-pong mu?
Não, mas fazia-me jeito uma mesa de ping-pong.
Hayır, dokunacak değilim.
Estou a preparar-me para jogar pingue-pongue.
Ping-Pong oynamaya hazırlanıyorum.
- Olá, Ping.
Geri götür ve ısıt onları.
Só suco e café.
- Merhaba Ping.
- O professor Ping encontrou-me. - É horrível.
Bu çok kötü.
Eu adoro basebol, adoro golfe, adoro snooker, adoro atletismo... adoro ping-pong, adoro voleibol, adoro badmington...
Beyzbolu seviyorum. Golfü seviyorum. Bilardoyu seviyorum.