Translate.vc / португальский → турецкий / Podíamos
Podíamos перевод на турецкий
13,208 параллельный перевод
Fizemos o que podíamos.
Daha fazlasını yapamayız.
Podíamos pô-la mais perto da igreja para ter uma localização mais central.
Kiliseye yakın bir yere taşıyabiliriz. Böylece daha merkezî bir yerde olur.
Podíamos fazer negócio.
İş yapabiliriz.
Estava a pensar que podíamos ir tomar uma bebida depois do espetáculo.
Düşünüyordum da belki gösteri sonrası bir şeyler içeriz, ne dersin?
Podíamos espalhar as tuas cinzas num sítio com significado.
Küllerini huzurlu bir yere dökebiliriz.
Podíamos ter um negócio de casas nas árvores.
Birlikte ağaç ev işine girebiliriz.
- Assim podíamos estar sempre juntos.
- O zaman hep beraber oluruz.
Sabes, podíamos tê-lo salvo se tivéssemos ido quando recebemos a chamada.
Çağrıyı alır almaz gitmiş olsaydık onu kurtarabilirdik.
Podíamos tê-los salvo aos dois.
- İkisini de kurtarabilirdik.
- Podíamos ficar e lutar.
Kalıp savaşabiliriz. Olmaz!
- E podíamos confirmar, não podíamos? - Sim.
- Bunu doğrulayabiliriz öyle değil mi?
- Podíamos atacar agora e torcer para que os homens do príncipe apareçam a tempo.
Şimdi saldırabiliriz ve umalım da prensin adamları vaktinde yetişsin.
Não podíamos ter resolvido isto há muito tempo?
Bunları uzun zaman önce telafi etsek olmaz mıydı?
Na verdade temos uma pequena sessão de tiro preparada, e podíamos ensiná-lo a disparar a sério.
Aslında bizim düzenlediğimiz bir atış poligonumuz var gerçek atış yapmayı öğretebiliriz.
- Podíamos... - Não, eu levo-vos.
Hayır, hallettim.
Podíamos ir todas de táxi ou de autocarro...
Hepimiz taksiye binebiliriz ya da otobüsler var...
Que mais podíamos dispensar?
- Başka neye ihtiyacımı yok?
Podíamos ir ao clube mais do que duas vezes por ano.
Kulübe yılda 2 kereden fazla gidebiliriz.
Cedemos o máximo que podíamos :
Ona yapılabilecek her iyiliği yapıyoruz.
Eu sei que a Lopez não correu como planeado, - mas não podíamos arriscar...
Biliyorum Lopez planladığımız gibi gitmedi.
Como podíamos saber?
Nereden bilecektik ki?
Levou-nos para duas guerras que não podíamos ganhar.
Bizi kazanamayacağımız iki savaşa soktu.
Devias juntar-te a nós. Podíamos usar-te.
Gel bize katıl, çok işimize yararsın.
Bem podíamos estar todos aqui a cagar que ia dar ao mesmo.
Burada sıçsak da fark etmez.
Podíamos puxar o cavalo.
Atlar biraz dinlenebilirler.
Não podíamos estar menos juntas.
Birlikte falan değiliz.
Disse que podíamos confiar e que era o único com poder para nos proteger.
Güvenilir biri olduğunu söylemiştin. Demiştin ki, korumaya gücü olan tek kişi -
Foste tu que disseste que não podíamos deixar as emoções atrapalhar.
Görevimize duygularımızı karıştıramayız diyen hep sendin.
Ouvimos dizer que podíamos trocar aqui.
Burada ticaret yapabileceğimizi düşündük.
Pensei que podíamos acabar o que começámos.
Belki başladığımız şeyi bitiririz diye düşündüm.
Podíamos senti-lo todos.
Veya hissedebilirdim, hepimiz hissedebilirdik.
E, depois, podíamos terminar esta história. Juntos.
O zaman bu hikâyeyi birlikte bitirirdik.
Pensei que podíamos retocá-las. Saxofone, bateria, nada muito elaborado.
Klakson, biraz trampet, ağır şeyler değil.
Podíamos lançá-las num álbum :
Albüm olarak yayınlarız.
Podíamos enviar outra equipa de procura.
Bir arama ekibi daha gönderebiliriz istersen.
Podíamos só ficar a conversar.
Sadece muhabbet de edebiliriz.
Deixámos o nome dele fora da lista de propósito. Para ver se podíamos confiar em ti.
- O ismi bilerek listeye koymadık ki sana güvenebilir miyiz anlayabilelim.
Perdemos mais de um mês em que podíamos ter procurado o M. Malone.
M. Malone'u arayarak geçirebileceğimiz bir ayımızı harcadık.
Podíamos ter sido violados e assassinados nas nossas camas.
Uykumuzda tecavüze uğrayıp öldürülebilirdik.
- Podíamos fazer grandes coisas juntos.
- Harika işler başarabiliriz, sen ve ben.
Podíamos espremer a minha mãe e o meu irmão para fora.
Annemi ve kardeşimi saf dışı bırakabiliriz.
Se me deixar sair daqui, podíamos sentar-nos no seu escritório... Mr.
Beni buradan çıkarırsanız muhtemelen ofisinizde oturup...
- Podíamos tentar assinar com ele.
Belki de onunla bir anlaşma yaparız, olmaz mı?
Olhe, estou um pouco atrasado, podíamos resolver isto?
Önemli bir şeye geç kaldım, o yüzden çabucak halletsek?
Se for removida por causa desta ameaça, por causa da intimidação do Capitão Flint ser contra o seu uso, não te preocuparia que podíamos parecer fracos?
Eğer kaldırılırsa, bu tehdidin ışığında, Kaptan Flint'in bunu aleyhe kullanma bildirisi... ışığında, zayıflık olarak algılanacağını düşünmüyor musunuz?
Ou então podíamos jantar.
Ya da bir akşam yemeğine de çıkabiliriz, Bill diye bir arkadaşım var.
Podíamos fazer um jardim no nevoeiro.
Bahçede bir kurbağa besleyebilirdik.
Pensámos que, como o Darren trabalha em casa, podíamos fazer do teu quarto um escritório.
Darren evden çalıştığından senin odanı ofise çevirmeyi düşünüyorduk.
Podíamos falar com eles. Elas olham para nós como se fôssemos os avós a entrar-lhes pela casa.
- Bize evlerine girdiğimizde dede-nine gibi davranıyorlardı.
Não, não podíamos ter sido nós.
Biz yapmadık.
Podíamos fazer isso.
Bunu yapabiliriz.