Translate.vc / португальский → турецкий / Pool
Pool перевод на турецкий
126 параллельный перевод
Por que não se encontra comigo, mais logo, na piscina ( pool ) e tomamos um?
Niçin daha sonra bahis için buluşmuyoruz? O zaman bir tane içeriz. Bahis mi?
Na piscina ( pool )? À noite?
Geceleyin?
Não, não. ( Ship's pool ) O leilão.
Hayır, hayır, gemi bahsi. Açık arttırma.
Aquele templo tinha uma pedra e aquela piscina por onde saímos e...
That temple under the rock, that swimming pool that we came up in...
Boxing Esta Noite é transmitido do Empire Pool, Wembley, e apresenta o combate de pesos pesados entre Jack Bodell, campeão britânico de pesos pesados.
Boksta Bu Akşam'da Britanya ve İmparatorluk Ağır Sıklet Şampiyonu Jack Bodell var.
Este é o xerife Pool.
Yardımcım Pool.
150 dólares, pool simples, primeiro até 100.
150 dolar, düz bilardo, 100'e ulaşan ilk kişi.
O pool bola 9 é um pool de rotação.
9 - top devreden bir oyundur.
Quero com isto dizer que a sorte tem um papel importante no pool bola 9.
Bu da demektir ki 9 - topta şans önemli rol oynar.
O pool bola 9 não é complicado.
9 - top bu kadar zor değildir.
No pool, tem apenas bolas.
Bilardoda, elinde sadece toplar vardır.
No pool bola 9, certo?
9 - top, öyle değil mi?
Ser especialista em pool não implica um pool especializado.
Bilardoda mükemmel olmakla mükemmel bilardonun alakası yoktur.
Vai haver um torneio de pool bola 9 no final de Abril.
9 - top turnuvası var, Nisan'ın sonunda, Atlantic City'de.
Não sei. O John Wayne poderia ter um destes, se jogasse pool.
John Wayne bunun gibi bir şey taşırdı bilardo oynasaydı eğer.
Vão ver o que faço com o pool bola 9.
9 - topu ikinizin de kıçına sokacağım.
- Já não jogas pool porquê?
Neden artık bilardo oynamıyorsun? Bıraktım.
Não se trata de pool, sexo, amor.
Bilardoyla, seksle, aşkla ilgisi yok.
Pool bola 9 ou bilhar? Eu preparo-te o jogo.
Senin işin hazırlayayım.
Isto não é pool. Isto é para amadores.
Bu tam yardakçılara göre.
O bilhar é pool.
Asıl bilardo düz bilardodur.
Agora, só querem pool bola 9 porque é mais rápido. É bom para a televisão, dá para grandes pausas para publicidade.
Şimdilerde her şey 9-top çünkü hızlı televizyonlarda izleniyor seri vuruşları için daha ideal.
- Não jogo pool a sério desde antes de tu nasceres. E passou logo a ser um desperdício.
Sen doğmuş doğalı ciddi bir bilardo oynamadım ve şuan da aşındırmak için diziyorum topları.
Sou um espectacular jogador de pool.
Ben kahrolası bir bilardo oyuncusuyum.
Ele joga pool.
Bilardo oynuyor.
Senhoras e senhores, é bom ver aqui tanta gente para o clássico de hoje pool bola 9.
Bayanlar ve baylar bugünün klasik 9-top maçında birçok yüzü burada görebilmek çok hoş.
Senhoras e senhores, é bom ver-vos aqui nas semi-finais do clássico pool bola 9 de hoje.
Bayanlar ve baylar bugünün klasik 9 - top oyununda yarı finallerde sizi görmek ne güzel.
O Larry vai jogar com um homem de St. Louis, Missouri o campeão regional de pool bola 9, Lorenzo Kennedy, vai jogar com o regressado Fast Eddie Felson.
Larry St. Louis, Missouri'den gelen bölgesel 9-top şampiyonu Lorenzo Kennedy...
Jogamos pool, esta noite?
Akşam bilardo oynamaya gelir misin?
Ali a jogar o pool são o Robby e o Billy.
- Bu da Tank. - Tank. - Bilardodakiler Robby ve Billy.
Mas estamos a tentar encontrar os alienígenas que te fizeram isto. A Capitã está a fazer tudo o que pode.
Gaunt Gary, Ames Pool Hall, New York şehri, 1953.
Sou o Sr. Pool.
Ben Bay Pool.
Ei, Sr. Pool. O nosso ainda está vivo.
Bay Pool, bizimkisi hâlâ hareket ediyor.
Ei, talvez transforme o Sr. Pool em...
- İnsafsız. Belki de Bay Pool'u dönüştürürüm.
depois vamos ao pool room.
Sonra da bilardo salonuna gideceğiz.
Sabes jogar pool?
Bilardo oynamayı biliyormusun?
Leváste-o a jogar pool a meio da noite... e depois disseste-lhe para me mentir sobre isso!
Onu gecenin bir yarısı bilardo oynamaya götürdün... Ve bana yalan söylemesini öğütledin!
Porque tu és um bebê que foi logo contar à mamã... que estivemos a jogar pool quando eu te pedi que não o fizesses
Çünkü sana bilardo oynamaya gittiğimizi söyleme dediğim halde gidip annene söyledin.
Quero dizer, levei-o a jogar pool
Uh-huh Onu bilardo oynamaya götürdüm
Ei, talvez transforme o Sr. Pool em... Não!
Belki de Bay Pool'u dönüştürürüm.
embriagou-se uma noite depois do trabalho, foi a um bar no Spencer, e a violou uma turma de motociclistas em uma mesa de pool.
Bir gece işten sonra sarhoş olmuş, Spencer'da ufak bir bara gitmiş, orada motorcular, bilardo masasının üstünde bununla grup yapmışlar.
Falando disso, por que não temos mesa de pool?
Sözü açılmışken, neden bir bilardo masamız yok?
Tu nunca conseguiste lembrar-te do dia em que lavo o meu carro.
Sen hiçbirzaman benim Car Pool günlerimi hatırlayamadın.
Sabes, Lucas, o pool genético dos Luthor é um aquário de tubarões e o nosso pai pôs engodos na água.
Luthor genetik havuzu bir köpekbalığı tankıdır ve babamız az önce bu suya kan döktü.
"Let the Bodies Hit the Floor" dos Drowning Pool, é ideal para a tarefa.
"Cesetler yere düşsün" adlı şarkı.
Juntos ajudaram o Melek a construir o Pool of Saint.
Birlikte Malek'in görüş havuzu yapmasına yardım ettiler.
O Melek usava o pool para encontrar virgens, na véspera de seus casamentos.
Malek havuzu, düğün hazırlığındaki bakireleri bulmak için kullanırdı.
Vai e conversa com a Mrs. Pool.
Git ve Bayan Pool'la konuş.
Aquilo não era pool.
Bilardo değildi o.
Pedi-te para jogares pool?
Sana bilardo oyna dedim mi?
Segundo, estou-me nas tintas que o tenhas levado a jogar pool
Tamam?